Devletler kritik noktalardaki milli duruşlarıyla dünyaya güçlü bir devlet olduklarını gösterirler. Onurlu bir devlet duruşu, dosta cesaret verir, düşmanlık yapana ise haddini bildirir.
Bugün bu onurlu devlet duruşu ile ilgili iki önemli örnekten bahsedeceğim.
Birincisi, Türkiye'nin Kardak kayalıklarında gösterdiği milli tavır? Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları geçtiğimiz Pazar günü Kardak kayalıklarının bulunduğu bölgeye ziyarette bulundu.
Uzmanlar tarafından, bu ziyaretin 4 önemli nedeni olduğu ifade ediliyor:
15 Temmuz darbe girişiminde yer alıp Yunanistan'a kaçan 8 askerin Türkiye'ye iade edilmemesi, Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin, darbeci subayların Türkiye'ye iade edilmemesi yönünde karar vermesi. Ana sebep olarak da bu gösteriliyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararı konusunda, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük zarar verecek nitelikte bir adımdır. Yeni deliller nedeniyle bir kez daha talebimizi yeniledik, tekrarladık " ifadelerini kullanmıştı.
Yunanistan'ın, Ege'de Türkiye'ye ait 17 ada ve 1 kayalığı kaşla göz arası işgal etmesi ve bu adalara gerek askerini gerekse sivilleri yerleştirmesi.
Yunanistan'ın, Kıbrıs Ada'sında 1974 yılından bu yana barışın ve huzurun garantörü olan Türk askerini işgalci kabul edip, Ada'dan çekilmesi konusunda ısrarı? Türkiye'nin garantörlükten çıkartılmasını ve de Türk askerinin Ada'dan çekilmesini müzakerelerin devamının şartı olarak dayatıyorlar.
Yunan uçaklarının yıllardır Ege Denizi üzerinde devam eden it dalaşlarının son bulmaması.
Peki, Yunanistan'ın Kardak inadı nedendir?
Yunanistan'ın bu inadı elbette ki, Ege Denizi'ni bir Yunan denizi haline getirme çabasıdır. Bu amaç için Yunan kara sularını 12 mile çıkarmayı hedefliyorlar. Bir diğer önemli neden ise, Ege Denizi altında zengin doğalgaz ve kaliteli petrol yataklarının mevcut olması?
Türkiye Kardak duruşuyla, Türkiye'nin egemenlik haklarının kimseye çiğnetmeyeceğini açıkça göstermiş oldu.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın bu noktada şu ifadeleri önemli: "Türkiye olarak Ege'nin barış denizi olmasını istiyoruz. Her türlü sorunun barışçı yollarla konuşarak çözülmesini istiyoruz. Bu noktadaki tavrımız sürüyor. Ama bölgede hiçbir şekilde emrivakiye de Türkiye'nin boyun eğmeyeceğinin herkes tarafından bilinmesi gerekiyor."
Yunanistan kendinden beklendiği şekilde Türkiye'yi kara sularını ihlal etmekle suçlarken, bu gerekçeyle AB'ye şikayette bulundu.
Türk kara sularında gerçekleşen bu ziyaretle ilgili AB, Türkiye'nin haklılığını savunması gerekirken, her zaman olduğu gibi Yunanistan'dan yana tavır belirledi.
Yeri gelmişken şunu belirtelim; bu tür birlikler kendine yakın olan ülkeler arasında bir problem çıktığında hakem rolü üstlenerek problemi çözmek için vardır. Bu son olayda da açıkça gördük ki, konu Türkiye olunca, AB hakem değil, bir anda Türkiye aleyhinde taraf oluveriyor. Bu tür olaylar, kimin dost kimin dost olmadığını göstermesi açısından turnusol olmaktadır.
Türkiye bu son Kardak olayında herhangi bir ihlal yapmazken, Yunanistan ise Türkiye'ye ait olduğu belgeli olan 18 adamıza çöreklendi. Herhangi bir ihlal olmadığı halde AB bu son olayda Türkiye'yi suçlarken, bize ait olan 18 adaya Yunan çöreklenmesine en ufak bir tepki ortaya koymadı. Bu da AB'nin Türkiye için ne anlama geldiğini açıkça gösteriyor.
İyi düşünmek lazım, AB, yaşadığı kriz sebebiyle AB'den atmak istediği Yunanistan'ı, Türkiye ile yaşadığı sorunda yalız bırakmıyor; haklı olan Türkiye'yi değil, yanlış olan Yunanistan'ın yanında taraf oluyor. İşte AB bu? Tabiri caizse Türkiye'yi, atığına bile tercih etmiyor.
Onurlu devlet duruşuna ikinci örnek ise, Türkiye'nin PYD konusundaki duruşu?
ABD, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) zırhlı araçlar verdi. Pentagon sözcülerinden Binbaşı Galloway, "Suriye Arap Koalisyonu'na mevcut yetkiler çerçevesinde üstü zırhlı araçlar verdik. Bu araçlar, onları Rakka'ya ilerlerken DEAŞ'ın el yapımı patlayıcılarına karşı koruyacak" ifadelerini kullandı.
Bildiğiniz gibi, SDG, Türkiye'nin PKK'ya olan tepkisini örtmek için ABD tarafından oluşturulan bir örtü? Bunu Fırat'ın batısı meselesinde de, Münbiç'in IŞİD'in elinden alınması meselesinde de gördük. Şimdi de Rakka konusunda aynı süreci işletiyorlar. SDG, PYD demektir, PYD'yi de ABD Suriye'deki müttefiki olarak görmektedir.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), bu konuyu masaya yatırdı ve terör örgütüne zırhlı araçlar veren ABD yönetimine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Terör örgütlerinin muhatap olarak kabul edilip, bu örgütlere çeşitli usullerle silah yardımında bulunulmasının, terörün güçlenmesine ve yayılmasına zemin hazırladığı belirtilmiştir" denildi.
Türkiye, Astana'da yapılan Suriye Zirvesi'nde de bu konuda net bir tavır ortaya koymuş ve PYD'nin bu müzakerelerde devre dışı kalmasını sağlamıştı.
Siyasilerimizin bu "onurlu devlet duruşu"na devam etmelerini temenni ediyoruz.
Bugün bu onurlu devlet duruşu ile ilgili iki önemli örnekten bahsedeceğim.
Birincisi, Türkiye'nin Kardak kayalıklarında gösterdiği milli tavır? Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları geçtiğimiz Pazar günü Kardak kayalıklarının bulunduğu bölgeye ziyarette bulundu.
Uzmanlar tarafından, bu ziyaretin 4 önemli nedeni olduğu ifade ediliyor:
15 Temmuz darbe girişiminde yer alıp Yunanistan'a kaçan 8 askerin Türkiye'ye iade edilmemesi, Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin, darbeci subayların Türkiye'ye iade edilmemesi yönünde karar vermesi. Ana sebep olarak da bu gösteriliyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararı konusunda, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük zarar verecek nitelikte bir adımdır. Yeni deliller nedeniyle bir kez daha talebimizi yeniledik, tekrarladık " ifadelerini kullanmıştı.
Yunanistan'ın, Ege'de Türkiye'ye ait 17 ada ve 1 kayalığı kaşla göz arası işgal etmesi ve bu adalara gerek askerini gerekse sivilleri yerleştirmesi.
Yunanistan'ın, Kıbrıs Ada'sında 1974 yılından bu yana barışın ve huzurun garantörü olan Türk askerini işgalci kabul edip, Ada'dan çekilmesi konusunda ısrarı? Türkiye'nin garantörlükten çıkartılmasını ve de Türk askerinin Ada'dan çekilmesini müzakerelerin devamının şartı olarak dayatıyorlar.
Yunan uçaklarının yıllardır Ege Denizi üzerinde devam eden it dalaşlarının son bulmaması.
Peki, Yunanistan'ın Kardak inadı nedendir?
Yunanistan'ın bu inadı elbette ki, Ege Denizi'ni bir Yunan denizi haline getirme çabasıdır. Bu amaç için Yunan kara sularını 12 mile çıkarmayı hedefliyorlar. Bir diğer önemli neden ise, Ege Denizi altında zengin doğalgaz ve kaliteli petrol yataklarının mevcut olması?
Türkiye Kardak duruşuyla, Türkiye'nin egemenlik haklarının kimseye çiğnetmeyeceğini açıkça göstermiş oldu.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın bu noktada şu ifadeleri önemli: "Türkiye olarak Ege'nin barış denizi olmasını istiyoruz. Her türlü sorunun barışçı yollarla konuşarak çözülmesini istiyoruz. Bu noktadaki tavrımız sürüyor. Ama bölgede hiçbir şekilde emrivakiye de Türkiye'nin boyun eğmeyeceğinin herkes tarafından bilinmesi gerekiyor."
Yunanistan kendinden beklendiği şekilde Türkiye'yi kara sularını ihlal etmekle suçlarken, bu gerekçeyle AB'ye şikayette bulundu.
Türk kara sularında gerçekleşen bu ziyaretle ilgili AB, Türkiye'nin haklılığını savunması gerekirken, her zaman olduğu gibi Yunanistan'dan yana tavır belirledi.
Yeri gelmişken şunu belirtelim; bu tür birlikler kendine yakın olan ülkeler arasında bir problem çıktığında hakem rolü üstlenerek problemi çözmek için vardır. Bu son olayda da açıkça gördük ki, konu Türkiye olunca, AB hakem değil, bir anda Türkiye aleyhinde taraf oluveriyor. Bu tür olaylar, kimin dost kimin dost olmadığını göstermesi açısından turnusol olmaktadır.
Türkiye bu son Kardak olayında herhangi bir ihlal yapmazken, Yunanistan ise Türkiye'ye ait olduğu belgeli olan 18 adamıza çöreklendi. Herhangi bir ihlal olmadığı halde AB bu son olayda Türkiye'yi suçlarken, bize ait olan 18 adaya Yunan çöreklenmesine en ufak bir tepki ortaya koymadı. Bu da AB'nin Türkiye için ne anlama geldiğini açıkça gösteriyor.
İyi düşünmek lazım, AB, yaşadığı kriz sebebiyle AB'den atmak istediği Yunanistan'ı, Türkiye ile yaşadığı sorunda yalız bırakmıyor; haklı olan Türkiye'yi değil, yanlış olan Yunanistan'ın yanında taraf oluyor. İşte AB bu? Tabiri caizse Türkiye'yi, atığına bile tercih etmiyor.
Onurlu devlet duruşuna ikinci örnek ise, Türkiye'nin PYD konusundaki duruşu?
ABD, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) zırhlı araçlar verdi. Pentagon sözcülerinden Binbaşı Galloway, "Suriye Arap Koalisyonu'na mevcut yetkiler çerçevesinde üstü zırhlı araçlar verdik. Bu araçlar, onları Rakka'ya ilerlerken DEAŞ'ın el yapımı patlayıcılarına karşı koruyacak" ifadelerini kullandı.
Bildiğiniz gibi, SDG, Türkiye'nin PKK'ya olan tepkisini örtmek için ABD tarafından oluşturulan bir örtü? Bunu Fırat'ın batısı meselesinde de, Münbiç'in IŞİD'in elinden alınması meselesinde de gördük. Şimdi de Rakka konusunda aynı süreci işletiyorlar. SDG, PYD demektir, PYD'yi de ABD Suriye'deki müttefiki olarak görmektedir.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), bu konuyu masaya yatırdı ve terör örgütüne zırhlı araçlar veren ABD yönetimine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Terör örgütlerinin muhatap olarak kabul edilip, bu örgütlere çeşitli usullerle silah yardımında bulunulmasının, terörün güçlenmesine ve yayılmasına zemin hazırladığı belirtilmiştir" denildi.
Türkiye, Astana'da yapılan Suriye Zirvesi'nde de bu konuda net bir tavır ortaya koymuş ve PYD'nin bu müzakerelerde devre dışı kalmasını sağlamıştı.
Siyasilerimizin bu "onurlu devlet duruşu"na devam etmelerini temenni ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025