O’nunla yaşar ve O’nunla ölürler
Halvetin, tam emniyet içinde devam etmesi için, Kur’an’a sarılmak icap eder. Kur’an’a sarılan kimseler, Allah’ı zikrederek; dünyada huzur ve rahatı bulmuşlardır. Allah’ı, ananlar, O’nunla yaşar ve O’nunla ölürler. Onlar, daima Allah’ı anar ve O’ndan korkarlar
26.06.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri uzlet konusunda şöyle buyurdu:
Birçokları uzlet üzerinde ihtilâfa düştü. Bazıları, insanlar arasına karışmayı uygun bulmadı; uzleti daha iyi buldu. Bu fikri savunanlar arasında; İbrahim Edhem, Süfyan-ı Sevr'i, Davud-u Taî, Fudayl b. Iyaz, Süleyman Havas ve Bişr-i Hafi gibi büyük zatlar var...
Tabiin'den birçok zat da, nas arasına karışmayı, daha yararlı bulmuştur. Mucip sebep olaraktan; arkadaş artırmayı, bu arkadaşlar sayesinde iyilik ve takva için yardım sağlanacağını göstermişlerdir.
İnsanlar arasında bulunmayı tercih eden zatların başta gelen delili, Peygamber Efendimizin, anlatacağımız hadis-i şerifidir:
Ashabdan biri ibadet için dağa çekilmişti. Bunu Peygamber Efendimiz duyunca şöyle buyurdu: "Bunu ne siz, ne de sizden biri yapsın. Herhangi birinizin, İslâm ülkelerinde yaşaması; onlardan gelene sabrı, bir köşeye çekilip, kırk yıl ibadete bedeldir."
Uzleti tercih eden zatların deliline gelince, Abdullah b. Amir-i Cühenî'ye sorulan bir suale karşı buyurulan şu hadis-i şeriftir. O, Peygamber Efendimize afetlerden kurtulma yolunu sormuştu, buna karşılık, şu cevabı almıştı: "Evine sığın, dilini tut, hatalarına ağla."
Uzlet işleri şahıslara göre değişir. Herkesin haline, işine göre değişik hal alır. Hayli faydaları vardır. İnsan uzlet edince, insanlar arasından ayrılınca ibadete devam eder. İlim terbiyesi alır. İnsanlar arasında arız olan; görsünler, işitsinler için yapılan işler kalkar, gaybet edilmez. Emr-i maruf ve nehy-i münker işini yapamayışın üzüntüsü silinir. Kötü işlere karşı olan meyil ölür.
Dünyanın iyiliğine olan işleri yapmak kalmaz.
Uzletin faydalarını saymakla bitiremeyiz. Tafsili yazılsa uzar. Esas olarak uzletten hâsıl olacak fayda ikidir; biri ibadet için, diğeri de sirayeti muhtemel insanların işlediği hatalardan salim olmak için... Bu meseleyi biraz daha anlatacağız.
Uzletin faydalarını şöyle sıralayabiliriz: İbadet için vakit kazanmak... Allah Teâlâ'nın zat ve sıfatlarına karşı ülfet peyda etmek... İçten içe O'nunla münacaat etmek... Bu âlemlerin ötesini düşünmek... Bu değerli işlerin olması için uzlet şarttır. Bunları yapabilmek için halk arasından çıkmaktan başka çare yoktur.
Bazı büyük zatlar şöyle der: "Halvetin, tam emniyet içinde devam etmesi için, Allah'ın Kitabına sarılmak icab eder. Allah'ın Kitabına sarılan kimseler, Allah Teâlâ'yı zikrederek; dünyada huzur ve rahatı bulmuşlardır. Allah'ı, ananlar, O'nunla yaşar ve O'nunla ölürler. Onlar, daima Allah'ı anar ve O'ndan korkarlar."
Bu zatları halk arasına karışmaktan alıkoyan fikir ve zikir olmaktadır.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Birçokları uzlet üzerinde ihtilâfa düştü. Bazıları, insanlar arasına karışmayı uygun bulmadı; uzleti daha iyi buldu. Bu fikri savunanlar arasında; İbrahim Edhem, Süfyan-ı Sevr'i, Davud-u Taî, Fudayl b. Iyaz, Süleyman Havas ve Bişr-i Hafi gibi büyük zatlar var...
Tabiin'den birçok zat da, nas arasına karışmayı, daha yararlı bulmuştur. Mucip sebep olaraktan; arkadaş artırmayı, bu arkadaşlar sayesinde iyilik ve takva için yardım sağlanacağını göstermişlerdir.
İnsanlar arasında bulunmayı tercih eden zatların başta gelen delili, Peygamber Efendimizin, anlatacağımız hadis-i şerifidir:
Ashabdan biri ibadet için dağa çekilmişti. Bunu Peygamber Efendimiz duyunca şöyle buyurdu: "Bunu ne siz, ne de sizden biri yapsın. Herhangi birinizin, İslâm ülkelerinde yaşaması; onlardan gelene sabrı, bir köşeye çekilip, kırk yıl ibadete bedeldir."
Uzleti tercih eden zatların deliline gelince, Abdullah b. Amir-i Cühenî'ye sorulan bir suale karşı buyurulan şu hadis-i şeriftir. O, Peygamber Efendimize afetlerden kurtulma yolunu sormuştu, buna karşılık, şu cevabı almıştı: "Evine sığın, dilini tut, hatalarına ağla."
Uzlet işleri şahıslara göre değişir. Herkesin haline, işine göre değişik hal alır. Hayli faydaları vardır. İnsan uzlet edince, insanlar arasından ayrılınca ibadete devam eder. İlim terbiyesi alır. İnsanlar arasında arız olan; görsünler, işitsinler için yapılan işler kalkar, gaybet edilmez. Emr-i maruf ve nehy-i münker işini yapamayışın üzüntüsü silinir. Kötü işlere karşı olan meyil ölür.
Dünyanın iyiliğine olan işleri yapmak kalmaz.
Uzletin faydalarını saymakla bitiremeyiz. Tafsili yazılsa uzar. Esas olarak uzletten hâsıl olacak fayda ikidir; biri ibadet için, diğeri de sirayeti muhtemel insanların işlediği hatalardan salim olmak için... Bu meseleyi biraz daha anlatacağız.
Uzletin faydalarını şöyle sıralayabiliriz: İbadet için vakit kazanmak... Allah Teâlâ'nın zat ve sıfatlarına karşı ülfet peyda etmek... İçten içe O'nunla münacaat etmek... Bu âlemlerin ötesini düşünmek... Bu değerli işlerin olması için uzlet şarttır. Bunları yapabilmek için halk arasından çıkmaktan başka çare yoktur.
Bazı büyük zatlar şöyle der: "Halvetin, tam emniyet içinde devam etmesi için, Allah'ın Kitabına sarılmak icab eder. Allah'ın Kitabına sarılan kimseler, Allah Teâlâ'yı zikrederek; dünyada huzur ve rahatı bulmuşlardır. Allah'ı, ananlar, O'nunla yaşar ve O'nunla ölürler. Onlar, daima Allah'ı anar ve O'ndan korkarlar."
Bu zatları halk arasına karışmaktan alıkoyan fikir ve zikir olmaktadır.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.