Kelimenin tam anlamı ile "ibret" alınacak günler geçiriyoruz.
Bir yandan AİHM'nin "Apo'yu yargılayın" talebini görmezden gelen bir medya ve basın durumu ile karşı karşıyayız. Öte yandan AİHM'e bir çift söz etmek yerine bu ülkeye-millete söven aydınımız var. Hani "bunu bu millet hak ediyor, fazlası da olmalı" diyen kompleksli ve klasikleşmiş aydın tavrı, pardon tavırsızlığı!..
Bunun ilerisine geçtiğimizde ise daha ilginç bir portre ile karşı karşıyayız.
Adam binbir türlü gizli anlaşma ile ülke aleyhine ne varsa onu yapıyor, sonra da bunu ifade edenlere "bana, 'bu yanlışı yapan' sıfatını ekleme" diyor.
Yani suçluya "sen suçlusun" diyemeyeceksin. Böyle bir hakkın dahi olmayacak. Binbir türlü pervasızlığı da işlese, beyefendiyi kategorize etmeyecekmişsin. Niye, çünkü, o zaman suçluluğu ortaya çıkacak, halk yapılan işin de, failin de ne menem bir şey olduğunu anlayacak.
İşte bundan kaçıyor ve korkuyorlar. İstiyorlar ki, yapılan cinayetlere herkes dahil olsun. Suç ortaklığı korosu genişlesin, büyüsün!
***
Geldiğimiz acı noktaya bakın ki, suçluya suçlu diyemiyorsun. Ama o suçlu sana her türlü iftirayı atabiliyor, yalanı söyleyebiliyor, seni mahkum etmeye, ettirmeye kalkışabiliyor.
Yani Irak'taki, Filistin'deki duruma doğru hızla sürükleniyoruz. Nedir buralardaki durum?
Halk, yani Irak veya Filistin'deki halk, bir kurtuluş savaşı veriyor, işgale direniyor, zulme "dur" demeye çalışıyor. Ama onların bu eylemi, Batı'nın ve Batı'nın bizdeki adreslerine göre terörizmdir.
Yani vatanınızı, milletinizi savunma hakkınız, yani en kutsal hakkınız elinizden alınmaya çalışılıyor,
"terörist" sıfatı ile yaftalanarak...
İşte klasik işgali, postmodern tanımlarla yedirmeye, hazmettirmeye çalışan Batın'nın geldiği son nota bu.
Kutsalınızı savunmanızın adı "terörizm" oluyor.
İşe bakınız ki, bu kader, bu elbise şimdi Türk halkına giydirilmeye çalışılıyor.
"İhanete hayır" demeniz, karşı tarafta yavuz hırsızlığa dönüşüyor. Ev sahibini kovmaya çalışıyor. Onun için de kendi sıfatını size yıklmaya çalışıyor!
Bu sürecin hedefi belli. İnsanımızı ürkütmek, korkutmak ve ihanete ortak etmek!
Yapılanların bir psikolojik savaşın son noktası olduğunun altını çizelim. Ülkenin bittiğini, devletin güçsüzlüğünü ve buna direnmenin bir anlam ifade etmeyeceğini hatta cezalandırılacağını propaganda ediyorlar.
Yani "güçlüyüz, yeneriz, teslim olun, çareniz yok" hikayesi...
Bütün bu argümanların başka toplumlarda iş yapacağına şüphe yok. Ama unuttukları şey, bu milletin bir iman ve duygu toplumu olduğu.
Acaba hangi ülkelde 7 çocuğunu, hatta kendi hayatını kaybetme riskine rağmen bir anne tüm bebeklerini doğurmaya kalkar?
Bunun en mükemmel iman olduğunun acaba farkında mıyız?
Aynı anne üstelik "bir daha bu durum olsa aynı şeyi yaparım" diyor, diyebiliyor.
Niye böyle?
Çünkü bu milletin bir medeniyet hafızası var. Ve o medeniyet, zalimlerin kurduğu tuzağı örümcek ağına benzetiyor.
Bilmiyoruz, "bizi kategorize etmeyin" diyenlere anlatabildik mi?
Bir yandan AİHM'nin "Apo'yu yargılayın" talebini görmezden gelen bir medya ve basın durumu ile karşı karşıyayız. Öte yandan AİHM'e bir çift söz etmek yerine bu ülkeye-millete söven aydınımız var. Hani "bunu bu millet hak ediyor, fazlası da olmalı" diyen kompleksli ve klasikleşmiş aydın tavrı, pardon tavırsızlığı!..
Bunun ilerisine geçtiğimizde ise daha ilginç bir portre ile karşı karşıyayız.
Adam binbir türlü gizli anlaşma ile ülke aleyhine ne varsa onu yapıyor, sonra da bunu ifade edenlere "bana, 'bu yanlışı yapan' sıfatını ekleme" diyor.
Yani suçluya "sen suçlusun" diyemeyeceksin. Böyle bir hakkın dahi olmayacak. Binbir türlü pervasızlığı da işlese, beyefendiyi kategorize etmeyecekmişsin. Niye, çünkü, o zaman suçluluğu ortaya çıkacak, halk yapılan işin de, failin de ne menem bir şey olduğunu anlayacak.
İşte bundan kaçıyor ve korkuyorlar. İstiyorlar ki, yapılan cinayetlere herkes dahil olsun. Suç ortaklığı korosu genişlesin, büyüsün!
***
Geldiğimiz acı noktaya bakın ki, suçluya suçlu diyemiyorsun. Ama o suçlu sana her türlü iftirayı atabiliyor, yalanı söyleyebiliyor, seni mahkum etmeye, ettirmeye kalkışabiliyor.
Yani Irak'taki, Filistin'deki duruma doğru hızla sürükleniyoruz. Nedir buralardaki durum?
Halk, yani Irak veya Filistin'deki halk, bir kurtuluş savaşı veriyor, işgale direniyor, zulme "dur" demeye çalışıyor. Ama onların bu eylemi, Batı'nın ve Batı'nın bizdeki adreslerine göre terörizmdir.
Yani vatanınızı, milletinizi savunma hakkınız, yani en kutsal hakkınız elinizden alınmaya çalışılıyor,
"terörist" sıfatı ile yaftalanarak...
İşte klasik işgali, postmodern tanımlarla yedirmeye, hazmettirmeye çalışan Batın'nın geldiği son nota bu.
Kutsalınızı savunmanızın adı "terörizm" oluyor.
İşe bakınız ki, bu kader, bu elbise şimdi Türk halkına giydirilmeye çalışılıyor.
"İhanete hayır" demeniz, karşı tarafta yavuz hırsızlığa dönüşüyor. Ev sahibini kovmaya çalışıyor. Onun için de kendi sıfatını size yıklmaya çalışıyor!
Bu sürecin hedefi belli. İnsanımızı ürkütmek, korkutmak ve ihanete ortak etmek!
Yapılanların bir psikolojik savaşın son noktası olduğunun altını çizelim. Ülkenin bittiğini, devletin güçsüzlüğünü ve buna direnmenin bir anlam ifade etmeyeceğini hatta cezalandırılacağını propaganda ediyorlar.
Yani "güçlüyüz, yeneriz, teslim olun, çareniz yok" hikayesi...
Bütün bu argümanların başka toplumlarda iş yapacağına şüphe yok. Ama unuttukları şey, bu milletin bir iman ve duygu toplumu olduğu.
Acaba hangi ülkelde 7 çocuğunu, hatta kendi hayatını kaybetme riskine rağmen bir anne tüm bebeklerini doğurmaya kalkar?
Bunun en mükemmel iman olduğunun acaba farkında mıyız?
Aynı anne üstelik "bir daha bu durum olsa aynı şeyi yaparım" diyor, diyebiliyor.
Niye böyle?
Çünkü bu milletin bir medeniyet hafızası var. Ve o medeniyet, zalimlerin kurduğu tuzağı örümcek ağına benzetiyor.
Bilmiyoruz, "bizi kategorize etmeyin" diyenlere anlatabildik mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021