'Onların aleyhine bir yol yoktur'
Resûlullah (a.s.) buyurdu ki: "Kim şefaatime iman etmezse, Allah şefaatimi ona nasip etmez. Benim şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyenleri içindir. Ümmetimden güzel amellerde bulunanlara gelince; onların aleyhine bir yol yoktur"
04.02.2017 00:00:00
Feth bin Yezid el-Curcanî diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'dan, "Marifetin (Allah'ı tanımanın) yolu nedir?" diye sordum.
Şöyle buyurdular: "Allah'tan başka bir ma'budun olmadığına, benzeri ve misli bulunmadığına, sabitliğine, kadimliğine, varlığına, kaybolmadığına ve hiçbir şeyin O'nun gibi olmadığına ikrar etmektir."
Abdulaziz bin el-Muhtedî diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'dan tevhid hakkında sordum.
Şöyle buyurdular: "Kim İhlas Sûresi'ni okur ve ona iman ederse tevhidi tanımıştır."
Sordum ki: "Nasıl okunmalı?"
Buyurdular: "Halkın okuduğu gibi." Daha sonra üç defa "kezalikellahu rabbi/benim Rabbim böyledir" cümlesini de ekledi.
İmam Rıza (a.s)'ın hizmetçisi Muhammed bin Ali el-Horasanî diyor ki:
Zındığın biri İmam Rıza (a.s)'a şöyle sordu: "Acaba Allah şeydir denilebilir mi?"
İmam (a.s) buyurdular: "Evet; Allah Teâlâ Kur'an'da kendisini 'şey' diye adlandırmıştır. Kur'an'da şöyle buyuruyor: 'De ki: Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür? De ki: Allah benimle sizin aranızda şahittir.' (Enam/19). O, şeydir ama hiçbir şey O'nun gibi değildir."
Hüseyin bin Halid diyor ki:
Bir gün adamın biri İmam Rıza (a.s)'ın yanına gelerek şöyle sordu: "Ey Peygamber'in oğlu! Bu âlemin hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunun delili nedir?"
İmam buyurdular ki: "Sen bir zamanlar yoktun. Sonra var oldun ve kendin de biliyorsun ki sen, kendi kendini var etmedin ve kendin gibi birisi de seni icat etmedi."
Hüseyin bin Halid İmam Rıza (a.s)'dan, onun da babaları vasıtasıyla Emirü'l-Mü'minîn Ali (a.s)'ın Peygamber (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim Benim havuzumun (Kevser Havuzu) varlığına iman etmezse Allah Teala onu bu havuza ulaştırmaz ve kim de Benim şefaatime iman etmezse Allah Teala şefaatimi ona nasip etmez. Benim şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyen kimseleri içindir. Ümmetimden güzel amellerde bulunanlara gelince; onların aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaya müstahak değillerdir)."
Hüseyin bin Halid diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'a, "Ey Resûlullah'ın oğlu, 'Allah'ın razı olduklarından başkalarına şefaat etmezler' sözünün manası nedir?" diye sordum.
İmam (a.s) cevaben buyurdular ki: "Yani, (şefaatçiler) Allah'ın, dinini beğendiği şahıslardan başkasına şefaat etmezler."
Şeyh Saduk diyor ki: "Mü'min, iyilikleri kendisini sevindiren ve günahları ise kendisini rahatsız eden kimsedir. Çünkü Resul-i Ekrem şöyle buyurmuştur: 'Kim iyilikleri kendisini sevindirir ve günahları da kendisini rahatsız ederse işte o mü'mindir.'
Mü'min günahlarından dolayı üzülürse pişman olur ve pişmanlık da tevbedir; tevbe eden ise şefaat ve bağışlanmaya müstahaktır. Her kim de günahlarından dolayı rahatsızlık duymazsa mü'min değildir ve mü'min olamayınca da şefaate müstahak olamaz. Çünkü Allah Teâlâ onun dinini beğenmemektedir."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
İmam Rıza (a.s)'dan, "Marifetin (Allah'ı tanımanın) yolu nedir?" diye sordum.
Şöyle buyurdular: "Allah'tan başka bir ma'budun olmadığına, benzeri ve misli bulunmadığına, sabitliğine, kadimliğine, varlığına, kaybolmadığına ve hiçbir şeyin O'nun gibi olmadığına ikrar etmektir."
Abdulaziz bin el-Muhtedî diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'dan tevhid hakkında sordum.
Şöyle buyurdular: "Kim İhlas Sûresi'ni okur ve ona iman ederse tevhidi tanımıştır."
Sordum ki: "Nasıl okunmalı?"
Buyurdular: "Halkın okuduğu gibi." Daha sonra üç defa "kezalikellahu rabbi/benim Rabbim böyledir" cümlesini de ekledi.
İmam Rıza (a.s)'ın hizmetçisi Muhammed bin Ali el-Horasanî diyor ki:
Zındığın biri İmam Rıza (a.s)'a şöyle sordu: "Acaba Allah şeydir denilebilir mi?"
İmam (a.s) buyurdular: "Evet; Allah Teâlâ Kur'an'da kendisini 'şey' diye adlandırmıştır. Kur'an'da şöyle buyuruyor: 'De ki: Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür? De ki: Allah benimle sizin aranızda şahittir.' (Enam/19). O, şeydir ama hiçbir şey O'nun gibi değildir."
Hüseyin bin Halid diyor ki:
Bir gün adamın biri İmam Rıza (a.s)'ın yanına gelerek şöyle sordu: "Ey Peygamber'in oğlu! Bu âlemin hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunun delili nedir?"
İmam buyurdular ki: "Sen bir zamanlar yoktun. Sonra var oldun ve kendin de biliyorsun ki sen, kendi kendini var etmedin ve kendin gibi birisi de seni icat etmedi."
Hüseyin bin Halid İmam Rıza (a.s)'dan, onun da babaları vasıtasıyla Emirü'l-Mü'minîn Ali (a.s)'ın Peygamber (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim Benim havuzumun (Kevser Havuzu) varlığına iman etmezse Allah Teala onu bu havuza ulaştırmaz ve kim de Benim şefaatime iman etmezse Allah Teala şefaatimi ona nasip etmez. Benim şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyen kimseleri içindir. Ümmetimden güzel amellerde bulunanlara gelince; onların aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaya müstahak değillerdir)."
Hüseyin bin Halid diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'a, "Ey Resûlullah'ın oğlu, 'Allah'ın razı olduklarından başkalarına şefaat etmezler' sözünün manası nedir?" diye sordum.
İmam (a.s) cevaben buyurdular ki: "Yani, (şefaatçiler) Allah'ın, dinini beğendiği şahıslardan başkasına şefaat etmezler."
Şeyh Saduk diyor ki: "Mü'min, iyilikleri kendisini sevindiren ve günahları ise kendisini rahatsız eden kimsedir. Çünkü Resul-i Ekrem şöyle buyurmuştur: 'Kim iyilikleri kendisini sevindirir ve günahları da kendisini rahatsız ederse işte o mü'mindir.'
Mü'min günahlarından dolayı üzülürse pişman olur ve pişmanlık da tevbedir; tevbe eden ise şefaat ve bağışlanmaya müstahaktır. Her kim de günahlarından dolayı rahatsızlık duymazsa mü'min değildir ve mü'min olamayınca da şefaate müstahak olamaz. Çünkü Allah Teâlâ onun dinini beğenmemektedir."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.