Hasan-ı Basrî hazretleri Basra Hâkimi olan Muhsin Ali'den el alarak tasavvuf yoluna yöneldi.
Tasavvuf yolunda kısa zamanda ilerleyip mânevî derecelere yükseldi. Hiçbir zaman halktan bir şey kabûl etmedi. Ancak hocası Muhsin Ali'nin izni ile vâz edip, talebelerini yetiştirdi. Hazret-i Ali, halîfeliği sırasında şehir şehir dolaşıp, halkını bizzat ziyâret edip dertlerini dinlemeyi kendisine âdet edinmişti. Nerede bir şeyh veya vâiz görse veya duysa, giderek onu dinler, doğru yoldan ayrılanları edeplendirir, doğru olanları takdir ederdi. Bu şekilde gezerken yolu Basra'ya düştü. Devesinden inip orada üç gün kaldı.Şehri baştan başa gezerken bir mecliste Hasan-ı Basrî'nin vâz ettiğini gördü. Hemen meclisine dâhil olup vâzını dinledi ve beğendi. Sonra ona; "Ey Hasan! Zamanın hâdiselerini anlatan biri misin? Yoksa hakîkî gerçeği öğretmek isteyen bir kişi misin?" diye sordu. Hasan-ı Basrî; "Resûl-i ekremden bize ne ilim geldi ise onu yaymaya çalışıyoruz. Haberini doğru bulduğum ilmi halka söylemekten çekinmiyorum." dedi. Hazret-i Ali tebessüm ederek ona yöneldi ve tebrik etti. Daha sonra meclisten dışarı çıktı. Hasan-ı Basrî hazretleri onun hazret-i Ali olduğunu anlayıp hemen kürsüden indi, eteğinden tutup mübârek ayaklarına yüzünü gözünü sürüp öptü. Sonra hazret-i Ali'den zikir telkini istedi. Bâbü't-Taşt denilen yerde bulunuyorlardı. Hazret-i Ali tasavvuf ile ilgili gizli sırları Hasan-ı Basrî'ye burada anlattı.
Tasavvuf yolunda kısa zamanda ilerleyip mânevî derecelere yükseldi. Hiçbir zaman halktan bir şey kabûl etmedi. Ancak hocası Muhsin Ali'nin izni ile vâz edip, talebelerini yetiştirdi. Hazret-i Ali, halîfeliği sırasında şehir şehir dolaşıp, halkını bizzat ziyâret edip dertlerini dinlemeyi kendisine âdet edinmişti. Nerede bir şeyh veya vâiz görse veya duysa, giderek onu dinler, doğru yoldan ayrılanları edeplendirir, doğru olanları takdir ederdi. Bu şekilde gezerken yolu Basra'ya düştü. Devesinden inip orada üç gün kaldı.Şehri baştan başa gezerken bir mecliste Hasan-ı Basrî'nin vâz ettiğini gördü. Hemen meclisine dâhil olup vâzını dinledi ve beğendi. Sonra ona; "Ey Hasan! Zamanın hâdiselerini anlatan biri misin? Yoksa hakîkî gerçeği öğretmek isteyen bir kişi misin?" diye sordu. Hasan-ı Basrî; "Resûl-i ekremden bize ne ilim geldi ise onu yaymaya çalışıyoruz. Haberini doğru bulduğum ilmi halka söylemekten çekinmiyorum." dedi. Hazret-i Ali tebessüm ederek ona yöneldi ve tebrik etti. Daha sonra meclisten dışarı çıktı. Hasan-ı Basrî hazretleri onun hazret-i Ali olduğunu anlayıp hemen kürsüden indi, eteğinden tutup mübârek ayaklarına yüzünü gözünü sürüp öptü. Sonra hazret-i Ali'den zikir telkini istedi. Bâbü't-Taşt denilen yerde bulunuyorlardı. Hazret-i Ali tasavvuf ile ilgili gizli sırları Hasan-ı Basrî'ye burada anlattı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.