Bâyezîd-i Bistâmî, yanında bulunanlara; "Allahü teâlâ, kendilerinden râzı olduğu kimseleri Cennet'ine koyuyor değil mi?" diye sordu.
Onlar; "Evet efendim, öyledir." diye cevap verdiler. Bunun üzerine; "Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsına kavuştuktan sonra, bir anlık duyduğu zevk ve saâdet, Cennet'teki bin köşkten daha fazladır." buyurdular.Bâyezîd-i Bistâmî bir defâsında bir imâmın arkasında namaz kıldı. Namazdan sonra, o imâm, Bâyezîd'e; "Siz bir yerde çalışıp para kazanmıyorsunuz. Başkalarından da bir şey istemiyorsunuz. O halde siz, nafakanızı nereden temin ediyorsunuz?" dedi. Hazret-i Bâyezîd bunu duyunca; "Ben hemen namazımı iâde edeyim. Zîrâ rızıkları kimin verdiğini bilmeyen birinin arkasında namaz kılmışım, bu ise câiz değildir." buyurdu.Bâyezîd-i Bistâmî bir gün, talebeleri ile birlikte, gâyet dar bir sokaktan geçiyorlardı. Hazret-i Bâyezîd, karşıdan bir köpeğin gelmekte olduğunu gördü ve geri çekilip köpeğe yol verdi. Talebelerinden birinin hatırına şöyle geldi: "İnsanoğlu hayvanlardan şereflidir. Hem bizim üstâdımız, Sultân-ül-Ârifîndir. Hem de etrâfındakiler onun, her biri çok kıymetli sâdık talebeleridir. Bütün bunlara rağmen, üstâdımız bu köpeğe yol vermesinin hikmeti acabâ nedir?" Bunun üzerine Bâyezîd buyurdu ki: "Şu köpek, hâl lisânı ile bana dedi ki; "Sana Sultân-ül Ârifîn olmak hil'atini ve bana da köpeklik postunu giydirdiler. Bunun tersi de olabilirdi." Bunun üzerine ben ona yol verdim."
Onlar; "Evet efendim, öyledir." diye cevap verdiler. Bunun üzerine; "Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsına kavuştuktan sonra, bir anlık duyduğu zevk ve saâdet, Cennet'teki bin köşkten daha fazladır." buyurdular.Bâyezîd-i Bistâmî bir defâsında bir imâmın arkasında namaz kıldı. Namazdan sonra, o imâm, Bâyezîd'e; "Siz bir yerde çalışıp para kazanmıyorsunuz. Başkalarından da bir şey istemiyorsunuz. O halde siz, nafakanızı nereden temin ediyorsunuz?" dedi. Hazret-i Bâyezîd bunu duyunca; "Ben hemen namazımı iâde edeyim. Zîrâ rızıkları kimin verdiğini bilmeyen birinin arkasında namaz kılmışım, bu ise câiz değildir." buyurdu.Bâyezîd-i Bistâmî bir gün, talebeleri ile birlikte, gâyet dar bir sokaktan geçiyorlardı. Hazret-i Bâyezîd, karşıdan bir köpeğin gelmekte olduğunu gördü ve geri çekilip köpeğe yol verdi. Talebelerinden birinin hatırına şöyle geldi: "İnsanoğlu hayvanlardan şereflidir. Hem bizim üstâdımız, Sultân-ül-Ârifîndir. Hem de etrâfındakiler onun, her biri çok kıymetli sâdık talebeleridir. Bütün bunlara rağmen, üstâdımız bu köpeğe yol vermesinin hikmeti acabâ nedir?" Bunun üzerine Bâyezîd buyurdu ki: "Şu köpek, hâl lisânı ile bana dedi ki; "Sana Sultân-ül Ârifîn olmak hil'atini ve bana da köpeklik postunu giydirdiler. Bunun tersi de olabilirdi." Bunun üzerine ben ona yol verdim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.