Bir gün annesi çağırdı. Biraz sert bir şekilde cevap vermişti. Sonra bu hâline çok üzüldü. Hemen gitti ve bu hareketine keffâret olsun diye, iki köle âzâd etti... Evlerinin hepsinde müslümanlar parasız otururdu. İsteyeceği ücret onlara çok gelebilir düşüncesiyle hiç kira almazdı. Diline sâhib olup, hiçbir zaman kötü söz söylemezdi. Yaptıklarından pişman olmayan akl-ı selîm sâhibiydi. Kur'ân-ı kerîmi çok okur, cemâate devâm ederdi.İbn-i Mus'ab'a; "Abdullah bin Avn hakkında ne dersin?" denilince; "Avn oğlu ile yirmi dört sene berâber kaldım. Her şeyine dikkat ettim. Her hâliyle dînimize uygun yaşayışının netîcesinde meleklerin ona bir hatâ yazmadığı kanâatine vardım" cevabını verdi.Yahyâ el-Kattân da; "Avn oğlu Abdullah'ın üstünlüğü, insanlar arasında dünyâyı en fazla terketmiş olması bakımından değil, diline sâhib olması bakımındandır. O, insanlar arasında diline en fazla sâhib olanlardandır."İbn-i Mübârek onun için; "Onun gibi namaz kılan görmedim." dedi. Âlimlerden Ravh ismindeki bir zât da; "Ondan daha ibâdet edici birisini görmedim" buyurdu.Abdullah ibni Avn hiç kızmazdı. Bir gün birisi kendisini kızdırmak istedi, ona dönüp; "Allahü teâlâ sana iyilikler versin." cevabını verdi ve duâ etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.