Onları gücendiren, Allah’ı öfkelendirir
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Allah’ın hoşnutluğu ana-babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Ana-babayı gücendirmek, Allah’ın öfkesine sebep olur”
29.02.2024 09:01:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Onları gücendiren, Allah’ı öfkelendirir](resimler/haberler/33/onlari-gucendiren-allahi-ofkelendirir-H1519872-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Onları gücendiren, Allah’ı öfkelendirir](resimler/haberler/33/onlari-gucendiren-allahi-ofkelendirir-H1519872-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
İbn-i Hibban ve Hakim'in rivayet ettiğine göre Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Allah'ın rızası ana-babanın rızasına bağlıdır. Allah'ın gazabı dahi ana-babanın gazabındadır."
Taberânî'nin rivayet ettiğine göre; Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Allah'a itaat, anne ve babaya itâate bağlıdır." Bezzâr'ın rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Allah'ın hoşnutluğu ana-babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Ana-babayı gücendirmek, Allah'ın öfkesine sebep olur."
Tirmizî ile Hakim'in rivayet ettiklerine göre; adamın biri bir gün Peygamberimize gelerek, "Ben büyük bir günah işledim, benim tövbem kabul edilir mi?" diye sorar.
Peygamberimiz, adama, "Anan sağ mı?" diye sorar.
Adam, "Hayır" diye cevap verir.
Bunun üzerine Peygamberimiz, "Peki teyzen var mı?" diye sorar.
Adam, "Evet, var" deyince, Peygamberimiz, "O halde ona iyilik et" buyurur.
Ebû Davud ve İbn-i Mâce'nin rivayet ettiğine göre; sahâbîlerden biri
Peygamberimize gelerek, "Yâ Resûlallah, ana-babam öldü, bundan sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?" diye sorar.
Peygamberimiz, adama, "Tabii var. Onlar için dua etmek, günahlarının bağışlanmasını dilemek, hayatta iken verdikleri sözleri onlar adına yerine getirmek, onlardan yana olan akrabalık bağlarını gözetmeye devam etmek ve dostlarına iyilik etmek" diye cevap buyurdular.
Müslim'in rivayet ettiğine göre; bir gün Hz. Ömer'in oğlu Abdullah Mekke yolunda bir çöl bedevisi ile karşılaşır, ona selâm verir, kendisi yere inerek binek hayvanına onu çıkarır, başındaki sarığı ona hediye eder.
İbn-i Dinar diyor ki: "Bu durum karsısında Abdullah'a dedik ki: Allah iyiliğini versin, bu kadar iltifata ne lüzum var, bunlar çöl adamıdır, az şey ile kalpleri kazanılır."
Abdullah bize şu cevabı verdi: "Bu adamın babası, babamın çok yakın bir dostu idi.
Öte yandan ben Peygamberimizi şöyle buyururken işittim: İyiliklerin en değerlisi, evlatların baba dostlarına karşı yaptıkları iyiliktir."
İbn-i Hibban'nın rivayet ettiğine göre Ebû Bürde der ki: "Bir gün Medine'ye varmıştım. Hemen Abdullah ibn-i Ömer (beni ziyaret etmeye geldi. Konuşurken, 'Neden sana geldiğimi biliyor musun?' diye sordu. 'Hayır' diye cevap verdim.
Bunun üzerine o şöyle dedi: Babam ile baban arasında kardeşliğe varan bir sevgi vardı. Ben de bu dostluk bağını devam ettirmek istedim."
(Mukaşefetü'l-Kulüb'den…)
İbn-i Hibban ve Hakim'in rivayet ettiğine göre Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Allah'ın rızası ana-babanın rızasına bağlıdır. Allah'ın gazabı dahi ana-babanın gazabındadır."
Taberânî'nin rivayet ettiğine göre; Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Allah'a itaat, anne ve babaya itâate bağlıdır." Bezzâr'ın rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Allah'ın hoşnutluğu ana-babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Ana-babayı gücendirmek, Allah'ın öfkesine sebep olur."
Tirmizî ile Hakim'in rivayet ettiklerine göre; adamın biri bir gün Peygamberimize gelerek, "Ben büyük bir günah işledim, benim tövbem kabul edilir mi?" diye sorar.
Peygamberimiz, adama, "Anan sağ mı?" diye sorar.
Adam, "Hayır" diye cevap verir.
Bunun üzerine Peygamberimiz, "Peki teyzen var mı?" diye sorar.
Adam, "Evet, var" deyince, Peygamberimiz, "O halde ona iyilik et" buyurur.
Ebû Davud ve İbn-i Mâce'nin rivayet ettiğine göre; sahâbîlerden biri
Peygamberimize gelerek, "Yâ Resûlallah, ana-babam öldü, bundan sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?" diye sorar.
Peygamberimiz, adama, "Tabii var. Onlar için dua etmek, günahlarının bağışlanmasını dilemek, hayatta iken verdikleri sözleri onlar adına yerine getirmek, onlardan yana olan akrabalık bağlarını gözetmeye devam etmek ve dostlarına iyilik etmek" diye cevap buyurdular.
Müslim'in rivayet ettiğine göre; bir gün Hz. Ömer'in oğlu Abdullah Mekke yolunda bir çöl bedevisi ile karşılaşır, ona selâm verir, kendisi yere inerek binek hayvanına onu çıkarır, başındaki sarığı ona hediye eder.
İbn-i Dinar diyor ki: "Bu durum karsısında Abdullah'a dedik ki: Allah iyiliğini versin, bu kadar iltifata ne lüzum var, bunlar çöl adamıdır, az şey ile kalpleri kazanılır."
Abdullah bize şu cevabı verdi: "Bu adamın babası, babamın çok yakın bir dostu idi.
Öte yandan ben Peygamberimizi şöyle buyururken işittim: İyiliklerin en değerlisi, evlatların baba dostlarına karşı yaptıkları iyiliktir."
İbn-i Hibban'nın rivayet ettiğine göre Ebû Bürde der ki: "Bir gün Medine'ye varmıştım. Hemen Abdullah ibn-i Ömer (beni ziyaret etmeye geldi. Konuşurken, 'Neden sana geldiğimi biliyor musun?' diye sordu. 'Hayır' diye cevap verdim.
Bunun üzerine o şöyle dedi: Babam ile baban arasında kardeşliğe varan bir sevgi vardı. Ben de bu dostluk bağını devam ettirmek istedim."
(Mukaşefetü'l-Kulüb'den…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.