ABD Ortadoğu'daki girişimlerine hiz verdi. Bu girişimlerin sonucunda; önce Filistin'de sonra Irak konusunda bazı dengelerin değişeceğini, birçok taşın yerinden oynayacağını söylemek zannederim yersiz olmayacak.
11 Eylül'de şok yaşayan Amerika'nın canlı bomba eylemlerinin ardından belli bir prestij kaybına uğradığı düşünülüyor.
Artık Arafat adını bile anmak istemeyen ABD yönetimi Arafat giderse işinin kolaylaşıp kolaylaşmayacağı sorusuna hala net cevap verebilmiş değil...
Özellikle canlı bomba eylemlerinin İsrail'in canını çok yakmaya başladığı günlerin ardından Arafat'ın değiştirilmesi barışı getirebilecek mi? Bu soruya kimse tatmin edici bir cevap bulabilmiş degil.
Filistin ile Irak arasındaki bağlantıya gelince; özellikle bölge ülkelerinin yani İslam Dünyasının Amerikan harekatını hazmetmesi için Filistin sorununun çözülmesi Amerikan yönetimine oldukça geniş bir harekat alanı sağlayacak.
Irak'a yapılması düşünülen operasyonun dünya kamuoyundan ve İslam dünyasındaki müttefik devletlerden bile destek görmemesi Amerika'yı bu tür bir sempatik adım atmaya mecbur bırakıyor. Filistin'deki problemin çözümü ABD'ye bu sempatikliği sağlayabilecek bir adım gibi görünüyor.
Bizimse Irak'la son yıllarda tekrar artan ticaret hacmimiz 2 milyar doları buluyor. Ayrıca;Irak'a 4 ila 5 milyar dolar seviyesinde müteahhitlik hizmetleri veriyoruz. Muhtemel bir saldırının Irak'la olan bu ilişkileri koparacagindan kimsenin şüphesi yok. Olan yine bize olacak anlayacağınız...
ABD'nin Filistin sorununda sanırım göz ardı ettiği gerçek şurada yatıyor:
"Barış; güvercinler arsında değil, şahinler arsında yapılacak bir anlaşma ile mümkün ancak". Bu nedenle Arafatsız bir çözüm ancak geçici bir hava değişimi sağlayabilir. Arafat'ın ardından, İsrail'de iktidardaki Şaron'un gitmesi ve muhtemelen Peres yada bu çizgide ılımlı bilinen bir liderin gelmesi ile geçmiş dönemdeki gibi bir barış rüzgarı belki estirilebilir. Fakat; sonuç ne olursa olsun Filistinlinin acısı dinmeyeceği için Filistin tüm İslam dünyası için kanayan bir yara olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Bölgede adil ve Filistin'in bağımsızlık hakkını tanıyan kalıcı bir çözüm bulunmadığı müddetçe de barışın sağlanamayacağı aşikar...
11 Eylül'de şok yaşayan Amerika'nın canlı bomba eylemlerinin ardından belli bir prestij kaybına uğradığı düşünülüyor.
Artık Arafat adını bile anmak istemeyen ABD yönetimi Arafat giderse işinin kolaylaşıp kolaylaşmayacağı sorusuna hala net cevap verebilmiş değil...
Özellikle canlı bomba eylemlerinin İsrail'in canını çok yakmaya başladığı günlerin ardından Arafat'ın değiştirilmesi barışı getirebilecek mi? Bu soruya kimse tatmin edici bir cevap bulabilmiş degil.
Filistin ile Irak arasındaki bağlantıya gelince; özellikle bölge ülkelerinin yani İslam Dünyasının Amerikan harekatını hazmetmesi için Filistin sorununun çözülmesi Amerikan yönetimine oldukça geniş bir harekat alanı sağlayacak.
Irak'a yapılması düşünülen operasyonun dünya kamuoyundan ve İslam dünyasındaki müttefik devletlerden bile destek görmemesi Amerika'yı bu tür bir sempatik adım atmaya mecbur bırakıyor. Filistin'deki problemin çözümü ABD'ye bu sempatikliği sağlayabilecek bir adım gibi görünüyor.
Bizimse Irak'la son yıllarda tekrar artan ticaret hacmimiz 2 milyar doları buluyor. Ayrıca;Irak'a 4 ila 5 milyar dolar seviyesinde müteahhitlik hizmetleri veriyoruz. Muhtemel bir saldırının Irak'la olan bu ilişkileri koparacagindan kimsenin şüphesi yok. Olan yine bize olacak anlayacağınız...
ABD'nin Filistin sorununda sanırım göz ardı ettiği gerçek şurada yatıyor:
"Barış; güvercinler arsında değil, şahinler arsında yapılacak bir anlaşma ile mümkün ancak". Bu nedenle Arafatsız bir çözüm ancak geçici bir hava değişimi sağlayabilir. Arafat'ın ardından, İsrail'de iktidardaki Şaron'un gitmesi ve muhtemelen Peres yada bu çizgide ılımlı bilinen bir liderin gelmesi ile geçmiş dönemdeki gibi bir barış rüzgarı belki estirilebilir. Fakat; sonuç ne olursa olsun Filistinlinin acısı dinmeyeceği için Filistin tüm İslam dünyası için kanayan bir yara olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Bölgede adil ve Filistin'in bağımsızlık hakkını tanıyan kalıcı bir çözüm bulunmadığı müddetçe de barışın sağlanamayacağı aşikar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Muradoğlu / diğer yazıları
- Benzer ikizler : İran -Türkiye / 04.04.2021
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006