Olacağı buydu Batı Kürdistan

AKP hükümetinin 'ben mi senin ortağınım yoksa PYD mi diye' sorduğu soruya ABD'nin cevabı malumunuz 'Bizim müttefikimiz PYD' cevabını vermişti.
Şimdi de Rusya'dan Türkiye'ye cevap geldi.
PYD, Rusya'da 'Batı Kürdistan' adıyla bir temsilcilik açtı.
Suriye bağlamında Türkiye işin başından beri yanlış bir politika belirledi. Bu yanlışlar silsilesi sadece Türkiye'nin Suriye'de istediğini elde edememesi sonucunu doğurmadı, aynı zamanda İsrail ve Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap baharı bağlamında planladıklarını Büyük İsrail'in temelini oluşturacak Kürt devletinin altyapısının da hazırlanmasına hizmet etti.
Bugün 'Batı Kürdistan' ifadesini son yıllarda ilk kez duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. 
Güney Kürdistan, Barzani'nin yönettiği ve yakında bağımsızlık referandumu yapacağı bölge, artık resmen tescillenen Batı Kürdistan ifadesini bundan sonra sık sık duyacağız.
Doğu Kürdistan ise İran'daki parça. 
Bugüne kadar Batılılarla bilek güreşinde olan İran şimdi dost olma yoluna girdi. Bu uğurda Papa'dan bile dua isteyebiliyorlar. İran'ın girdiği bu kulvar nihayetinde Doğu Kürdistan sonucunu doğuracak. 
Geriye elbette sadece Kuzey Kürdistan kalıyor. Türkiye'ni Güneydoğusundaki kargaşanın sebebi de zaten bu süreç. 
Olacağı da buydu. 
Burnunun bir adım ötesini göremeyen, Batı plan ve programlarında eşbaşkan ve figüran olmayı maharet sayan sözde devlet adamlarını ve onların dalkavuk kadrolarını yıllardır en tepelere getiren milletimiz, yaşanan bu vahim tablonun ustasıdır.
Sıfır sorun politikası sadece Türkiye'nin çevresinde dost olan ülkelere düşman hale getirmedi aynı zamanda Kürt devletinin de ikinci parçasının tamamlanmasına yardım ve yataklık yaptı.
Büyük İsrail hedefinin gerçekleşmesi için her türlü planı ortaya koyan ABD ve İsrail, Rusya'nın Suriye'deki denkleme dahil olmasıyla masada ilk kurguladıkları planı sürdürmekte başarısız olsalar da yeni konjonktüre adapte olmakta hiç zorlanmadılar.
Belki de böyle bir hamleyi de Rusya'dan zaten bekliyorlardı. 
Dolayısıyla hemen bu yeni konjonktüre göre bir tutum belirlediler ve bugün, maalesef önce Washington'da kurulur diye beklediğimiz Batı Kürdistan Ofisi önce Rusya'da kurulacak noktaya gelindi.
Sadece bu durum bile İsrail'in nihai hedefi olan Arzı Mevud'a ulaşmak için plan yapan güçlerin hedeflerinden vazgeçmeyeceklerini ispatlamaktadır.
Dolayısıyla bu kurtlar sofrasında Türkiye, bir o yana bir bu yana atılarak kullanılan bir figürden daha fazlası kesinlikle değildir. 
Bu haldeki Türkiye'nin kurutuluşu ancak Atatürk gibi ileri görüşlü bir liderle ve Kuvayi Milliye kadrosu gibi milli ve tam bağımsız bir kadroyla yönetilmesiyle mümkün olabilir. Bu kadro da lider de Türkiye'de var. Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye kadroları ülkemizi bu vahim durumdan kurtarabilecek tek seçenek olarak milletin önünde görev beklemektedir.