Peygamber Efendimiz (SAV), bir gün sahabeleriyle beraber bulunurken, onlara sordu:
- Müslüman kimdir, bilir misiniz?
Sahabeler atıldı:
- Allah ve Resulü bilir.
Şöyle buyurdular:
- Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Sahabeler sordular:
- Ey Allah'ın Resulü! Mü'min kimdir?
Rasulüllah(SAV) şu cevabı verdiler:
- Mü'minlerin mal ve canlarını kendisine emanet ettikleri kimsedir.
Sahabe tekrar sordu:
- Muhacir(hicret eden) kimdir?
Rasulüllah(SAV):
- Kötülükleri terk edip onlardan uzaklaşan kimsedir.
Bir başkası şöyle sordu:
- İslam nedir, Ey Allah'ın resulü?
Ona da şu cevabı verdiler:
- Kalbin, Allah için selamet bulup, Müslümanların da dilinden ve elinden selamet bulmasıdır.
* * *
Sahabelerin içinde latifeci bir kimse vardı. Peygamber Efendimize bal ve yağ gibi hediyeler getirdi; sonra da bunları satan kimseyi huzura çıkarıp şöyle dedi:
- Ey Allah'ın Resulü! Ben sana verdiğim hediyeleri bundan satın aldım ve ücretini ödemedim, sen ver.
O zaman Allah'ın resulü buyurdular:
- Sen onları bana hediye getirdin. Parasını senin ödemen lazım.
Ve gökleri aydınlatacak şekilde gülümsedi.
Adam da şu cevabı verdi:
- Param yok; ne vereyim. Ama size hediye verme isteğinden kendimi alamadım.
İnsanlığın Efendisi güldüler ve yanındakilere paranın ödenmesini emrettiler.
* * *
Bir gün Allah'ın Resulüne Temim kabilesinin ileri gelenlerinden bir adam geldi. Tam o anda, mukaddes dedesinin huzuruna Hazreti Hasan(RA) da giriverdi. Allah'ın Resulü saadetle tebessüm buyurdular ve minimini Hasan'ı kucaklayıp öptüler, saçlarını okşadılar ve sevdiler.
Bu hali gören adam atıldı:
- Ey Allah'ın Resulü! Benim on tane oğlum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim.
Rahmet Peygamberi şöyle buyurdular:
- Allah senin kalbinden merhameti çıkardıysa ben sana ne yapabilirim.
- Müslüman kimdir, bilir misiniz?
Sahabeler atıldı:
- Allah ve Resulü bilir.
Şöyle buyurdular:
- Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Sahabeler sordular:
- Ey Allah'ın Resulü! Mü'min kimdir?
Rasulüllah(SAV) şu cevabı verdiler:
- Mü'minlerin mal ve canlarını kendisine emanet ettikleri kimsedir.
Sahabe tekrar sordu:
- Muhacir(hicret eden) kimdir?
Rasulüllah(SAV):
- Kötülükleri terk edip onlardan uzaklaşan kimsedir.
Bir başkası şöyle sordu:
- İslam nedir, Ey Allah'ın resulü?
Ona da şu cevabı verdiler:
- Kalbin, Allah için selamet bulup, Müslümanların da dilinden ve elinden selamet bulmasıdır.
* * *
Sahabelerin içinde latifeci bir kimse vardı. Peygamber Efendimize bal ve yağ gibi hediyeler getirdi; sonra da bunları satan kimseyi huzura çıkarıp şöyle dedi:
- Ey Allah'ın Resulü! Ben sana verdiğim hediyeleri bundan satın aldım ve ücretini ödemedim, sen ver.
O zaman Allah'ın resulü buyurdular:
- Sen onları bana hediye getirdin. Parasını senin ödemen lazım.
Ve gökleri aydınlatacak şekilde gülümsedi.
Adam da şu cevabı verdi:
- Param yok; ne vereyim. Ama size hediye verme isteğinden kendimi alamadım.
İnsanlığın Efendisi güldüler ve yanındakilere paranın ödenmesini emrettiler.
* * *
Bir gün Allah'ın Resulüne Temim kabilesinin ileri gelenlerinden bir adam geldi. Tam o anda, mukaddes dedesinin huzuruna Hazreti Hasan(RA) da giriverdi. Allah'ın Resulü saadetle tebessüm buyurdular ve minimini Hasan'ı kucaklayıp öptüler, saçlarını okşadılar ve sevdiler.
Bu hali gören adam atıldı:
- Ey Allah'ın Resulü! Benim on tane oğlum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim.
Rahmet Peygamberi şöyle buyurdular:
- Allah senin kalbinden merhameti çıkardıysa ben sana ne yapabilirim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025