‘O fitne, insanları yıkar’
Gözünü haramdan alamayan, kalbini hiç alamaz. İsa (a.s.) tarafından buyurulan şu cümlenin tehdidi altına girerse yazık olur. O şöyle der: “Sakın harama bakmayın çünkü o bakışlar, kalbe şehvet tohumu eker. O tohumdan hâsıl olacak fitne, bir insanı yıkmaya kâfi gelir”
06.08.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şehvetin şerrinden kurtulmak bahsinde şöyle anlatıyor:
Kendini Peygamber Efendimizle kıyas edemeyeceğini de bilmelisin. Böyle bir hataya düşersen yolunu kaybedersin. Peygamber Efendimiz hakkında, "O'nun gözü kaymadı, yanlış yere bakmadı" (Necim, 17) buyurulur. Bu sebeple O'nu ne dünya, ne de içindekiler meşgul eder. O'nu Allah'tan gafil kılacak hiçbir sebep yoktur. Ama sen böyle değilsin.
Şehevî hislere kapılacağın zaman oruç tut, aç kal, susuz kal. Pek de uyuma, ayık ol...
Cinsî hisler, anlatılan şekiller tatbik edildiği takdirde alt edileceği ihtimali galipdir. Malûm haddi aştığı, gözün harama kayması önlenmediği takdirde evlenmek icap eder. Çünkü gözünü haramdan alamayan, kalbini hiç alamaz. Himmeti, gayreti dağılan kimsenin nikâhsız yaşamasında bir hayır yoktur. İsa (a.s.) tarafından buyurulan şu cümlenin tehdidi altına girerse yazık olur. O şöyle der:
"Sakın harama bakmayın çünkü o bakışlar, kalbe şehvet tohumu eker. O tohumdan hâsıl olacak fitne, bir insanı yıkmaya kâfi gelir."
Said b. Cübeyr Hz. der ki: "Davud Peygamber'in başını saran fitne bakış yüzünden oldu." Bu sebepledir ki, Davud (a.s.), oğluna nasihat ederken şöyle der: "Yavrum, arslanım, vahşi Arab'ın peşinden git, sakın kadın peşinden gitme."
Yahya Peygamber'e, "Zinanın başlangıcı ne ile olur?" demişler de, "Önce bakış, sonra temenni" demiş.
Şu hususu da ilâve edersek fena olmaz. Evlilik işinde, nefis tarafından gelen isteğin yenilmesinde bir güçlük olmazsa, evlenmemek daha iyidir.
Rabia-i Adeviye ile Muhammed b. Süleyman Melik arasında geçen bir yazışmanın hikâyesini de anlatmak yerinde olur.
Muhammed b. Süleyman Melik'in günlük geliri seksen bin dirhem idi. Evlenmek istedi. Basra ileri gelenlerine ve oranın âlimlerine bu arzusunu yazdı. Onların hepsi Rabia-i Adeviye üzerinde durdular ve Melik'e bildirdiler. Bunun üzerine Muhammed b. Süleyman, Rabia-i Adeviye'ye şu nameyi yazdı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile... Allah Teâlâ beni dünya malına sahip kıldı. Her gün seksen bin altın almaktayım. Bunun yüz bin altına çıkması için gece gündüz emek sarf etmekteyim. Bunun iki üç mislini sana vaat edebilirim. Yeter ki bana müspet bir cevap veresin."
Rabia-i Adeviye bu mektubu okudu ve şu cevabı yazdı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile... Züht, dünyada bu beden için bir rahattır. Dünyaya rağbet gam, keder, hüzün getirir. Ahirete hazırlan. Nefsin vasisi ol. İnsanlara mirasını böldürme zahmetini yükletip, onları vasi tayin etme. Zamanını oruçla geçir. Orucunu ölümle boz. Halime gelince, Allah'ın sana nasip ettiği dünyalık bana da verilseydi hiç de sevincim artmazdı. Ve bir an bile Allah'ı anmaktan ayrı durmazdım."
Bundan anlaşılıyor ki, Allah'ı anmaktan alıkoyan şeylerle Allah'a yol alınmaz.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Kendini Peygamber Efendimizle kıyas edemeyeceğini de bilmelisin. Böyle bir hataya düşersen yolunu kaybedersin. Peygamber Efendimiz hakkında, "O'nun gözü kaymadı, yanlış yere bakmadı" (Necim, 17) buyurulur. Bu sebeple O'nu ne dünya, ne de içindekiler meşgul eder. O'nu Allah'tan gafil kılacak hiçbir sebep yoktur. Ama sen böyle değilsin.
Şehevî hislere kapılacağın zaman oruç tut, aç kal, susuz kal. Pek de uyuma, ayık ol...
Cinsî hisler, anlatılan şekiller tatbik edildiği takdirde alt edileceği ihtimali galipdir. Malûm haddi aştığı, gözün harama kayması önlenmediği takdirde evlenmek icap eder. Çünkü gözünü haramdan alamayan, kalbini hiç alamaz. Himmeti, gayreti dağılan kimsenin nikâhsız yaşamasında bir hayır yoktur. İsa (a.s.) tarafından buyurulan şu cümlenin tehdidi altına girerse yazık olur. O şöyle der:
"Sakın harama bakmayın çünkü o bakışlar, kalbe şehvet tohumu eker. O tohumdan hâsıl olacak fitne, bir insanı yıkmaya kâfi gelir."
Said b. Cübeyr Hz. der ki: "Davud Peygamber'in başını saran fitne bakış yüzünden oldu." Bu sebepledir ki, Davud (a.s.), oğluna nasihat ederken şöyle der: "Yavrum, arslanım, vahşi Arab'ın peşinden git, sakın kadın peşinden gitme."
Yahya Peygamber'e, "Zinanın başlangıcı ne ile olur?" demişler de, "Önce bakış, sonra temenni" demiş.
Şu hususu da ilâve edersek fena olmaz. Evlilik işinde, nefis tarafından gelen isteğin yenilmesinde bir güçlük olmazsa, evlenmemek daha iyidir.
Rabia-i Adeviye ile Muhammed b. Süleyman Melik arasında geçen bir yazışmanın hikâyesini de anlatmak yerinde olur.
Muhammed b. Süleyman Melik'in günlük geliri seksen bin dirhem idi. Evlenmek istedi. Basra ileri gelenlerine ve oranın âlimlerine bu arzusunu yazdı. Onların hepsi Rabia-i Adeviye üzerinde durdular ve Melik'e bildirdiler. Bunun üzerine Muhammed b. Süleyman, Rabia-i Adeviye'ye şu nameyi yazdı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile... Allah Teâlâ beni dünya malına sahip kıldı. Her gün seksen bin altın almaktayım. Bunun yüz bin altına çıkması için gece gündüz emek sarf etmekteyim. Bunun iki üç mislini sana vaat edebilirim. Yeter ki bana müspet bir cevap veresin."
Rabia-i Adeviye bu mektubu okudu ve şu cevabı yazdı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile... Züht, dünyada bu beden için bir rahattır. Dünyaya rağbet gam, keder, hüzün getirir. Ahirete hazırlan. Nefsin vasisi ol. İnsanlara mirasını böldürme zahmetini yükletip, onları vasi tayin etme. Zamanını oruçla geçir. Orucunu ölümle boz. Halime gelince, Allah'ın sana nasip ettiği dünyalık bana da verilseydi hiç de sevincim artmazdı. Ve bir an bile Allah'ı anmaktan ayrı durmazdım."
Bundan anlaşılıyor ki, Allah'ı anmaktan alıkoyan şeylerle Allah'a yol alınmaz.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.