Nükleer enerjiye büyük rağbet
Dünya genelinde nükleer enerji kapasitesine yaklaşık 60 bin megavat daha eklenerek, kurulu gücün 452 bin megavatı aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye de Akkuyu ve Sinop projeleriyle 2023 yılına kadar bu alanda yerini almış olacak. Alternatif kaynaklardan rüzgâr enerjisine de yatırımlar artarak devam ediyor
09.02.2017 00:00:00
EKONOMİ SERVİSİ
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) verilerine göre, mevcut durumda küresel çapta 392 bin 238 megavatlık nükleer kurulu güç bulunuyor. Söz konusu kapasite 449 reaktörden sağlanıyor. Mevcut kapasitede en yüksek kurulu güç 99 bin 868 megavat ile ABD'de yer alıyor. Fransa 63 bin 130 megavat ile ikinci sırada gelirken, Japonya da 39 bin 752 megavatlık nükleer kurulu güce sahip. Dünya genelinde mevcut nükleer kurulu güç toplam 31 ülkede 392 bin 238 megavata ulaşıyor. Halen nükleer enerjide kurulu güce orta vadede inşaat halindeki 59 bin 917 megavatlık 60 reaktörün eklenmesi öngörülüyor. Oluşacak yeni kapasitenin 20 bin 500 megavatı Çin'de inşa halindeyken, Rusya'da 5 bin 468 megavat, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ise 5 bin 380 megavatlık kurulu güç orta vadede devreye alınacak. Böylece dünya nükleer enerji kurulu gücünün 4-5 yıllık dönemde 452 bin 155 megavata ulaşması öngörülüyor. Yeni kapasitelerle dünya nükleer kurulu gücünde orta vadede böylece yüzde 15.27 artış beklenirken, Türkiye de Akkuyu ve Sinop projeleriyle 2023 yılına kadar bu alanda yerini almak istiyor.
Avrupa rüzgar enerjisine yatırım yapıyor
Öte yandan alternatif enerji kaynaklarına da yatırımlar artarak devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, geçen yıl rüzgar enerjisinde 12 bin 500 megavat kurulu güç daha elektrik sistemine eklenerek, toplamda 153 bin 700 megavat kapasiteye ulaşıldı. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope tarafından açıklanan rapora göre, geçen yıl Avrupa'da 153 bin 700 megavata ulaşan rüzgar enerjisinin, bölgede toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 10.4'ü buldu. Geçen yıl AB'nin 28 ülkesinde rüzgar enerjisine eklenen yeni kapasitenin 10 bin 923 megavatı karadaki rüzgar çiftliklerinden, bin 567 megavatı ise deniz üzerinde kurulu rüzgar santrallerden oluştu. Rüzgar enerjisindeki kurulu güç ilavesinin yaklaşık yarısı Almanya'da gerçekleşirken, bu ülkeyi Fransa, Hollanda, Finlandiya, İrlanda ve Litvanya izledi. Türkiye de geçen yıl bin 400 megavat kurulu güç ilavesiyle rüzgar enerjisinde önemli bir atılım yaptı. Öte yandan yapılan bir başka araştırmaya göre de geçen yıl Avrupa'daki enerji yatırımlarının yüzde 90'ı yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirildi.
Enerjide en büyük sorun dışa bağımlılık
Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin gerçekleştirdiği "Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması"nın sonuçları açıklandı. "Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması", 12-27 Kasım 2016 tarihleri arasında Türkiye nüfusunun genel temsiliyetine sahip 16 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin 204 kişi ile yüz yüze olarak enerji tüketimine ilişkin soruları içeren anket ile gerçekleştirildi. Enerji bağımlılığı ve pahalılığı en büyük sorunlar ancak enerji politikaları oy verme eğilimlerini etkilemiyor. 'Türkiye enerji sisteminin en önemli sorunu nedir?' sorusuna ankete katılanların yüzde 38.6'sı 'ithal enerjiye bağımlılık' cevabını verdi. Enerjinin pahalı olması ise yüzde 30.8'lik oranla Türkiye enerji sisteminin ikinci en önemli sorunu oldu. Enerjiden kaynaklanan en önemli çevre sorunu ise yüzde 41'lik oranla hava kirliliği oldu. Türkiye'de yüzde 50 ile en çok elektrik enerjisi kullanıyor.
Ankete katılanların yüzde 54'ü doğalgaz, yüzde 25'i kömür, yüzde 12'si ise odun ile ısınma ihtiyacını karşılıyor. Araştırma kapsamında ortaya çıkan önemli verilerden biri de ısı yalıtımıyla ilgili. Ankete katılım sağlayanların yüzde 65'i evlerinde ısı yalıtımı olmadığını belirtti. Halkın yüzde 86'sı Türk Akımı Projesini bilmiyor. ERSAN İLTER/İSTANBUL
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) verilerine göre, mevcut durumda küresel çapta 392 bin 238 megavatlık nükleer kurulu güç bulunuyor. Söz konusu kapasite 449 reaktörden sağlanıyor. Mevcut kapasitede en yüksek kurulu güç 99 bin 868 megavat ile ABD'de yer alıyor. Fransa 63 bin 130 megavat ile ikinci sırada gelirken, Japonya da 39 bin 752 megavatlık nükleer kurulu güce sahip. Dünya genelinde mevcut nükleer kurulu güç toplam 31 ülkede 392 bin 238 megavata ulaşıyor. Halen nükleer enerjide kurulu güce orta vadede inşaat halindeki 59 bin 917 megavatlık 60 reaktörün eklenmesi öngörülüyor. Oluşacak yeni kapasitenin 20 bin 500 megavatı Çin'de inşa halindeyken, Rusya'da 5 bin 468 megavat, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ise 5 bin 380 megavatlık kurulu güç orta vadede devreye alınacak. Böylece dünya nükleer enerji kurulu gücünün 4-5 yıllık dönemde 452 bin 155 megavata ulaşması öngörülüyor. Yeni kapasitelerle dünya nükleer kurulu gücünde orta vadede böylece yüzde 15.27 artış beklenirken, Türkiye de Akkuyu ve Sinop projeleriyle 2023 yılına kadar bu alanda yerini almak istiyor.
Avrupa rüzgar enerjisine yatırım yapıyor
Öte yandan alternatif enerji kaynaklarına da yatırımlar artarak devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, geçen yıl rüzgar enerjisinde 12 bin 500 megavat kurulu güç daha elektrik sistemine eklenerek, toplamda 153 bin 700 megavat kapasiteye ulaşıldı. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope tarafından açıklanan rapora göre, geçen yıl Avrupa'da 153 bin 700 megavata ulaşan rüzgar enerjisinin, bölgede toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 10.4'ü buldu. Geçen yıl AB'nin 28 ülkesinde rüzgar enerjisine eklenen yeni kapasitenin 10 bin 923 megavatı karadaki rüzgar çiftliklerinden, bin 567 megavatı ise deniz üzerinde kurulu rüzgar santrallerden oluştu. Rüzgar enerjisindeki kurulu güç ilavesinin yaklaşık yarısı Almanya'da gerçekleşirken, bu ülkeyi Fransa, Hollanda, Finlandiya, İrlanda ve Litvanya izledi. Türkiye de geçen yıl bin 400 megavat kurulu güç ilavesiyle rüzgar enerjisinde önemli bir atılım yaptı. Öte yandan yapılan bir başka araştırmaya göre de geçen yıl Avrupa'daki enerji yatırımlarının yüzde 90'ı yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirildi.
Enerjide en büyük sorun dışa bağımlılık
Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin gerçekleştirdiği "Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması"nın sonuçları açıklandı. "Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması", 12-27 Kasım 2016 tarihleri arasında Türkiye nüfusunun genel temsiliyetine sahip 16 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin 204 kişi ile yüz yüze olarak enerji tüketimine ilişkin soruları içeren anket ile gerçekleştirildi. Enerji bağımlılığı ve pahalılığı en büyük sorunlar ancak enerji politikaları oy verme eğilimlerini etkilemiyor. 'Türkiye enerji sisteminin en önemli sorunu nedir?' sorusuna ankete katılanların yüzde 38.6'sı 'ithal enerjiye bağımlılık' cevabını verdi. Enerjinin pahalı olması ise yüzde 30.8'lik oranla Türkiye enerji sisteminin ikinci en önemli sorunu oldu. Enerjiden kaynaklanan en önemli çevre sorunu ise yüzde 41'lik oranla hava kirliliği oldu. Türkiye'de yüzde 50 ile en çok elektrik enerjisi kullanıyor.
Ankete katılanların yüzde 54'ü doğalgaz, yüzde 25'i kömür, yüzde 12'si ise odun ile ısınma ihtiyacını karşılıyor. Araştırma kapsamında ortaya çıkan önemli verilerden biri de ısı yalıtımıyla ilgili. Ankete katılım sağlayanların yüzde 65'i evlerinde ısı yalıtımı olmadığını belirtti. Halkın yüzde 86'sı Türk Akımı Projesini bilmiyor. ERSAN İLTER/İSTANBUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.