23 Şubat'ta yayınlanan yazımda nüfusundan çok daha fazla sayıda Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapması nedeniyle Kilis ilimizin, Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildiğine dikkatleri çekerek şunları ifade etmiştim:
"Batılılardan bir aferin almak için vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atma pahasına sen yanlış yapmakta ısrar edersen, sana gaz vermek için Nobel de verirler, üstün cesaret madalyası da?
Oysa Kilis ilimiz Nobel'lik değil, ibretlik hale gelmiş durumda.
Nobel almak isteyen şehirlerin değil, nüfusundan fazla sığınmacı alan şehirlerin başına hangi belaların açılacağının görülüp, ibret almak isteyenlerin parmakla gösterdiği bir şehir artık Kilis."
Nobel bekleyen Kilis'e 8 Mart'ta 8 Katyuşa roketi düştü ve biri çocuk 2 kişi öldü, iki kişi de yaralandı.
Suriye tarafından atılan ilk bombalar ve roketler bunlar değil, daha önce de atılmıştı diye düşünenler olabilir. Ama bu roketler başka?
Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara'nın açıklamasına göre, IŞİD Kilis'i hedef alarak bu roketleri fırlatmış.
İşte bu durum, son saldırıyı diğerlerinden ayırıyor. Türkiye'nin bir kenti ilk kez hedef gözetilerek saldırıya uğruyor.
Rusya'nın hava saldırılarıyla, Suriye ordusunun da karadan operasyonlarıyla köşeye sıkışan IŞİD terör örgütü, bu saldırılarıyla Türkiye'yi karadan Suriye bataklığına çekip, yeni çatışmaların fitilini ateşleyerek aradan sıyrılmak istiyor anlaşılan.
Yoksa önünde Suriye ordusu, üstünde ise Rus uçakları varken dönüp Türkiye'ye saldırmanın başka ne anlamı olabilir?
IŞİD, Suriye ordusuyla ve Rus bombardımanıyla baş edemediğini Türkiye'ye karşı giriştiği bu saldırıyla ortaya koymuş olmaktadır.
14 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP hükümeti, Suriye sınır hattındaki kentlerimizi maalesef terör örgütlerinin hedefi haline getirmiş durumda.
2011 yılındaki kafayla Suriye krizini değerlendirmeye devam ederse Türkiye, başımıza daha çok roket düşer?
NATO'nun bile IŞİD'le mücadele konusunda önünde eğildiği Rusya'yla Türkiye'nin hala gerginlik yaşıyor olması, en fazla IŞİD'in işine geliyor, farkında değil miyiz? Bu yüzden de ateşi körüklüyor IŞİD?
Türkiye'yi yönetenler Fildişi Sahili ve Gine'ye gidip 'Büyük Haç' madalyaları alacaklarına Moskova'ya giderek berbat ettikleri Türkiye-Rusya ilişkilerini rayına oturtmalıdır.
Başbakan Davutoğlu, Brüksel'de sığınmacı pazarlığı yapıp Türkiye'nin sırtındaki bu yükü daha da artırmakla ve Yunan mevkidaşı Çipras'la İzmir'de yürüyüş yapıp, gevrek yemekle meşgulken Kilis'e peş peşe roketler düşmekteydi.
Tamam, gevrek yiyin, Brüksel'de bol gülücüklü fotoğraflar verin, ama Kilis'i kim kurtaracak, kim koruyacak buna da cevap verin?
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü William Spinder, "Sığınmacıların toplu bir şekilde Türkiye'ye gönderilmesini öngören bir düzenlemeden endişe duyuyoruz. Türkiye hâlihazırda 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Daha fazla sığınmacının Türkiye'ye geri gönderilmesinin çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyoruz. Bunun yerine Avrupa'da bulunan mültecilerin Avrupa Birliği ülkelerine, Arap ülkelerine, Avusturya ve ABD'de ile diğer ülkelere yeniden yerleştirilmelerini istiyoruz" dedi.
Birleşmiş Milletler, Türkiye'yi AKP hükümetinden daha fazla düşünüyor görüyor musunuz?
Eee Başbakan Avrupa kapılarına dayanan sığınmacılardan AB'yi korumayı hükümetine misyon edinirse ve Yunanistan'a geçen sayıları yaklaşık 40 bini bulan sığınmacıyı Türkiye'ye alma hazırlığı yaparsa, hem devletin hem de icraatın başı olduğundan her fırsatta dem vuran Cumhurbaşkanı ise Afrika gezilerinden başını kaldıramazsa, Türkiye'yi düşünmek ve savunmak da BM'ye kalır?
"Batılılardan bir aferin almak için vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atma pahasına sen yanlış yapmakta ısrar edersen, sana gaz vermek için Nobel de verirler, üstün cesaret madalyası da?
Oysa Kilis ilimiz Nobel'lik değil, ibretlik hale gelmiş durumda.
Nobel almak isteyen şehirlerin değil, nüfusundan fazla sığınmacı alan şehirlerin başına hangi belaların açılacağının görülüp, ibret almak isteyenlerin parmakla gösterdiği bir şehir artık Kilis."
Nobel bekleyen Kilis'e 8 Mart'ta 8 Katyuşa roketi düştü ve biri çocuk 2 kişi öldü, iki kişi de yaralandı.
Suriye tarafından atılan ilk bombalar ve roketler bunlar değil, daha önce de atılmıştı diye düşünenler olabilir. Ama bu roketler başka?
Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara'nın açıklamasına göre, IŞİD Kilis'i hedef alarak bu roketleri fırlatmış.
İşte bu durum, son saldırıyı diğerlerinden ayırıyor. Türkiye'nin bir kenti ilk kez hedef gözetilerek saldırıya uğruyor.
Rusya'nın hava saldırılarıyla, Suriye ordusunun da karadan operasyonlarıyla köşeye sıkışan IŞİD terör örgütü, bu saldırılarıyla Türkiye'yi karadan Suriye bataklığına çekip, yeni çatışmaların fitilini ateşleyerek aradan sıyrılmak istiyor anlaşılan.
Yoksa önünde Suriye ordusu, üstünde ise Rus uçakları varken dönüp Türkiye'ye saldırmanın başka ne anlamı olabilir?
IŞİD, Suriye ordusuyla ve Rus bombardımanıyla baş edemediğini Türkiye'ye karşı giriştiği bu saldırıyla ortaya koymuş olmaktadır.
14 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP hükümeti, Suriye sınır hattındaki kentlerimizi maalesef terör örgütlerinin hedefi haline getirmiş durumda.
2011 yılındaki kafayla Suriye krizini değerlendirmeye devam ederse Türkiye, başımıza daha çok roket düşer?
NATO'nun bile IŞİD'le mücadele konusunda önünde eğildiği Rusya'yla Türkiye'nin hala gerginlik yaşıyor olması, en fazla IŞİD'in işine geliyor, farkında değil miyiz? Bu yüzden de ateşi körüklüyor IŞİD?
Türkiye'yi yönetenler Fildişi Sahili ve Gine'ye gidip 'Büyük Haç' madalyaları alacaklarına Moskova'ya giderek berbat ettikleri Türkiye-Rusya ilişkilerini rayına oturtmalıdır.
Başbakan Davutoğlu, Brüksel'de sığınmacı pazarlığı yapıp Türkiye'nin sırtındaki bu yükü daha da artırmakla ve Yunan mevkidaşı Çipras'la İzmir'de yürüyüş yapıp, gevrek yemekle meşgulken Kilis'e peş peşe roketler düşmekteydi.
Tamam, gevrek yiyin, Brüksel'de bol gülücüklü fotoğraflar verin, ama Kilis'i kim kurtaracak, kim koruyacak buna da cevap verin?
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü William Spinder, "Sığınmacıların toplu bir şekilde Türkiye'ye gönderilmesini öngören bir düzenlemeden endişe duyuyoruz. Türkiye hâlihazırda 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Daha fazla sığınmacının Türkiye'ye geri gönderilmesinin çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyoruz. Bunun yerine Avrupa'da bulunan mültecilerin Avrupa Birliği ülkelerine, Arap ülkelerine, Avusturya ve ABD'de ile diğer ülkelere yeniden yerleştirilmelerini istiyoruz" dedi.
Birleşmiş Milletler, Türkiye'yi AKP hükümetinden daha fazla düşünüyor görüyor musunuz?
Eee Başbakan Avrupa kapılarına dayanan sığınmacılardan AB'yi korumayı hükümetine misyon edinirse ve Yunanistan'a geçen sayıları yaklaşık 40 bini bulan sığınmacıyı Türkiye'ye alma hazırlığı yaparsa, hem devletin hem de icraatın başı olduğundan her fırsatta dem vuran Cumhurbaşkanı ise Afrika gezilerinden başını kaldıramazsa, Türkiye'yi düşünmek ve savunmak da BM'ye kalır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024