İslam coğrafyasında ve bu coğrafyanın yeraltı kaynaklarında gözü olanlar öyle bir oyun oynuyorlar ki, millet olarak bir kaosun içindeyiz. Yapılan propagandalar neticesinde çıkan olaylar, bu olayların oluşturduğu tehdidin büyüklüğünü ve halkın bunlardan ne kadar etkilendiğini göstermektedir. Ancak hükümetin bu gelişmeler karşısındaki tavrına bir bakın...Ona keza günümüz yandaş medyanın tavrına bir bakın...Basın-yayın yani kitle iletişim araçları/kitlesel medya; radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan terimdir. Ve toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde basının önemli rolü vardır.Ancak bugünkü kitle iletişim araçları ne yazık ki, işini tarafsız yaparak toplumu aydınlatmak işlevini hiçe saymış, gerek dizilerle gerekse işlerine geldiği gibi hazırladıkları programlarla hükümetin yandaşlığını yapan bir araç haline gelmiş. Özellikle seçim öncesi yayınlanan reklamlarda millete duymak istediklerini söyleyip aslında yapmak istediklerini hayata geçiriyorlar.Medyayı ele geçiren iktidar, iktidarın da hizmet ettiği dış güçler olunca; insanlar ayıkmasın, gerçeği görmesin diye gerçekleri anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve O'nun ülkeyi çıkmazdan kurtaracak olan Milli Ekonomi Modeli'ni ve MEM'in tanıtıldığı kongreleri gizliyorlar.Lütfen biraz hakikati görelim. Üzerimizde oynanan oyunların farkına varalım.Ne sağ, ne sol kazanıyor; ne Alevi, ne Sünni kazanıyor; ne Kürt, ne Türk kazanıyor.Bu oyunu oynatanlar kazanıyor, bu bileti satanlar kazanıyor.Ne zaman ki bir ve beraber olmuşuz bir Çanakkale gibi, bir Sakarya gibi, bir Dumlupınar gibi; kazanan biz olmuşuz.Prof. Dr. Haydar Baş Bey her fırsatta, her mekan da şöyle diyor:"Her zamankinden daha ziyade bugün milletimiz hem dini, hem de milli birlikteliğimizle bir araya gelmenin zaruretini yaşamaktadır. Milletçe örfümüze, âdetimize, geleneğimize, kültürümüze sahip çıkarak milli ve dini değerlerimizi baş tacı etmek suretiyle siviliyle-askeriyle, işçisiyle-çiftçisiyle, amiriyle-memuruyla kısacası 7'den 70'e millet bireylerinin bir ve beraber olması lazımdır."Onun bu Hakka-hakikate çağıran sesine kulak verelim.Gece-gündüz demeden, dağ-taş demeden bir kucak Anadolu, bir kucak sevgiyle, Ehl-i Beyt nefesiyle düşmüş yollara; "Lazım, Çerkez'im, Kürdüm ben Türkoğlu Türküm" diyerek kolları sıvamış.Artık işi ehline verelim!7 Haziran'da bir zafer kazanmak üzere bir ve beraber olalım.
Nurcan Erol / diğer yazıları
- Vaat mi, proje mi? / 06.06.2015
- Onun yanında yer almak / 04.06.2015
- Hakkınız var / 30.04.2015
- Neden olmasın? / 17.04.2015
- Onun yanında yer almak / 04.06.2015
- Hakkınız var / 30.04.2015
- Neden olmasın? / 17.04.2015