İmtihanlarda soruların çalınması veya bazı imtiyazlılara aktarılması haberlerini duyunca, nedense bilmiyorum ama benim aklıma hiç kopya çekenler ve yakalananlar gelmiyor. İmtihanlarda yapılan usulsüzlük haberleri denince aklıma İmam Hatip Lisesinde yaşadığımız bir olay geliyor.
Seksenli yılların sonlarında, karne dönemine girmek üzere iken, çok kıymetli öğretmenlerimize, karnelerin doldurulması, teşekkür ve takdirnamelerin yazılması, tatile girilecek haftada ağır bir iş yükü olurdu.
Hal böyle olunca da saygı değer öğretmenlerimiz ve idarecilerimiz de yakın gördüğü 'güvendiği' öğrencilere karne doldurma başta olmak üzere, getir götür işlerini emanet ederlerdi.
Bizim okulda da böyle bir arkadaş, kız öğrencilerin okuduğu binaya teşekkür ve takdirnameleri götürmesi için idareci öğretmenimiz tarafından görevlendirildi.
Ertesi gün okulun bahçesinde, teşekkürler ve takdirnameler el altından karaborsa olarak piyasaya sürülmeye başladığına hepimiz şaşırarak şahit olmuştuk!
Ne yapabiliriz ki, idarecinin güvendiği, o canım teşekkürleri, takdirnameleri emanet ettiği adamı ispiyonlamak, hem idarecimizin hem de güvendiği kişinin adını lekelemek bize mi düşmüş!
Aradan fazla zaman geçmeden, teşekkür ve takdirnamelere azami ölçüde ihtiyaç duyup, anne ve babalarının 'ya bizim çocuk bir kerecik bile, bir teşekkür bir takdirname getirmedi' sözlerine şahit olup, üzülen velilerini sevindirmek isteyen öğrenciler, bütün malı bitirdiler.
Tabi ki, böyle serbest piyasada vuku bulan karaborsa hareketlerinin, duyulmaması gibi bir durum olmuyor, illaki müşterilerin bir kaçı durumun vahametini anlamayıp, hava atayım derken balonu patlatıp, olayı ortaya koş ediyorlar.
Tabi idarecimiz kime neyi teslim ettiğini, kimden ne darbe aldığını bildiği için, sessiz sedasız 'güvendiği' adamını hemen disipline sevk etti. Ne yapacak ki! Ne oğlu, ne babasının oğlu. Elin 'güvendiği' öğrencisi…
İdareci disiplin kurulunda çok 'güvendiği' öğrencisine; "Evladım, benim sana git kızların binasına götür diye emanet ettiğim bu teşekkür ve takdirnameleri, el altından satmak için kızların binasına götürmemişsin, burasını anladım. Ama oğlum, ne diye piyasayı düşürüp, teşekkürü 5 TL, takdirnameyi 10 TL'den ucuza sattın, onu anlamadım?" sorusuna 'güvendiği' öğrencisinin cevabı çok manidar oldu:
"Sürümden kazanmak için hocam. Sürümden!"
Piyasada liyakatsiz adamlara verilen her iş ve her görev, işte bu sürümden kazanmak için fırsat kollayanlara bir fırsat kapısı olurken, kimlerin ocağına incir ağacı dikildiğini hiç düşünüyor mu, bu idarecilerimiz?
Bu arada, çok değer verdiğim arkadaşım da bu vesile ile anne ve babasını sevindirmiş oldu, hatta babası teşekkür belgesini çerçeveletip, vitrindeki müstesna yerinde hala bu belgeyi arz-ı endam ettirmektedir.
Ne diyelim! KPSS.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024