Kafirlere karşı gayet halim, gayet mülayim, son derece yumuşak ve uysal ve fakat Müminlere gelince gayet kaba, gayet şedit, son derce sert ve müsamahasız...
Anlayan anlamıştır, bu cümle on yıldır ülkeyi idare eden AKP iktidarının dış politikasını tarif ediyor.
Örnekleri tarih sırasına göre yazsak hiç abartısız tuğla kalınlığında bir kitap olur.
Aklını peynir ekmekle yememiş, düşünme, akletme melekesini abilere ve ablalara ve dahi yandaş medyaya kirya vermemiş olan her vatandaşımızın rahatlıkla anlayabileceği örnekler yaşıyoruz son günlerde. Sadece bunları tahlil ederek ne demek istediğimizi anlamak mümkün.
Kendi iktidarı ile yaşıt olan Irak işgali boyunca, yetkililerden, sözcülerden şöyle bir laf duyan oldu mu?
“ABD öncülüğündeki haçlı işgal güçleri derhal Irak’ı terketmelidirler, artık sessiz kalamayız, bıçak kemiğe dayanmıştır, katliamlar sabrımızı zorlamaktadır, sivil, kadın ve çocuk ölümleri, Iraklı müslümanlara soykırım uygulandığını ortaya koyuyor, daha fazla sessiz kalamayız...”
Fakat benzeri cümleleri Mısır, Libya ve Suriye konusunda onlarca defa en tepedekilerin ağızlarından duyduk ve duymaya devam ediyoruz.
İsrailin askeri yetkilileri açıklama yapıyorlar; Eset rejimi düşer ndüşmez sıra Lübnan ve diğer bölge ülkelerine gelecektir, mümkün olan en kısa zamanda bu iş bitmelidir.
Bizim Davutoğlu açıklıyor:
“Peki Suriye’nin Dostları Grubu olarak ne yapmalıyız? Öncelikle Suriye rejimi ve bu rejimi destekleyenler üzerindeki baskıyı artırmalı ve her geçen gün bunları izole etmeliyiz. İkincisi, İstanbul’da bazı çalışma grupları oluşturmuştuk. Suriye’nin Dostları toplantıları devam ederken, Esad rejimi döneminin kayıplarını, ekonomik yapılanma, siyasi restorasyon ve ulusal mutabakat dahil tüm alanlarda hazırlık yapmalıyız. Ve elbette rejime karşı çalışan, çatışanları, her yönüyle muhalefeti desteklemeliyiz”
Suriye’nin mevcut yönetimine karşı çalışan ve çatışanları destekleyen kim?
Türkiye.
Suriye’ye karşı çalışan ve çatışanları desteklemek için tüm dünyaya çağrı yapan kim?
Türkiye.
Durmak yok yola devam, hangi yola?
Bölgede İsrail için kapalı olan cümle yolları açmaya...
Yine Davutoğlu Fransız meslektaşı ile kameralar karşısında açıklıyor; “Fransa’ya yaptırım paketi-maketi kaldırılmıştır, yeni bir sayfa açıyoruz...”
Ne oldu Fransa kabul ettiği “soy kırım tasarısını” geri mi çekti?
Görüldüğü gübi münkire mülayım, kafire halim ve fakat mümine Müslümana gayet şedit ve de sert...
İktidarın etrafında pervane gibi dönen ulu hocalara soruyorum bu mevcut durumu izah edecek bir ayet ya da bir hadis biliyor musunuz?
Bildiklerinizi gizlemekten ötürü hesap vereceğinizi düşünmüyor musunuz?
Zulüm karşısında, haksızlık, yalan-dolan ve dahi talan karşısında susmaktan ötürü sorguya çekilmeyecek misiniz?
Bu kadar suskunluk fazla değil mi?
Anlayan anlamıştır, bu cümle on yıldır ülkeyi idare eden AKP iktidarının dış politikasını tarif ediyor.
Örnekleri tarih sırasına göre yazsak hiç abartısız tuğla kalınlığında bir kitap olur.
Aklını peynir ekmekle yememiş, düşünme, akletme melekesini abilere ve ablalara ve dahi yandaş medyaya kirya vermemiş olan her vatandaşımızın rahatlıkla anlayabileceği örnekler yaşıyoruz son günlerde. Sadece bunları tahlil ederek ne demek istediğimizi anlamak mümkün.
Kendi iktidarı ile yaşıt olan Irak işgali boyunca, yetkililerden, sözcülerden şöyle bir laf duyan oldu mu?
“ABD öncülüğündeki haçlı işgal güçleri derhal Irak’ı terketmelidirler, artık sessiz kalamayız, bıçak kemiğe dayanmıştır, katliamlar sabrımızı zorlamaktadır, sivil, kadın ve çocuk ölümleri, Iraklı müslümanlara soykırım uygulandığını ortaya koyuyor, daha fazla sessiz kalamayız...”
Fakat benzeri cümleleri Mısır, Libya ve Suriye konusunda onlarca defa en tepedekilerin ağızlarından duyduk ve duymaya devam ediyoruz.
İsrailin askeri yetkilileri açıklama yapıyorlar; Eset rejimi düşer ndüşmez sıra Lübnan ve diğer bölge ülkelerine gelecektir, mümkün olan en kısa zamanda bu iş bitmelidir.
Bizim Davutoğlu açıklıyor:
“Peki Suriye’nin Dostları Grubu olarak ne yapmalıyız? Öncelikle Suriye rejimi ve bu rejimi destekleyenler üzerindeki baskıyı artırmalı ve her geçen gün bunları izole etmeliyiz. İkincisi, İstanbul’da bazı çalışma grupları oluşturmuştuk. Suriye’nin Dostları toplantıları devam ederken, Esad rejimi döneminin kayıplarını, ekonomik yapılanma, siyasi restorasyon ve ulusal mutabakat dahil tüm alanlarda hazırlık yapmalıyız. Ve elbette rejime karşı çalışan, çatışanları, her yönüyle muhalefeti desteklemeliyiz”
Suriye’nin mevcut yönetimine karşı çalışan ve çatışanları destekleyen kim?
Türkiye.
Suriye’ye karşı çalışan ve çatışanları desteklemek için tüm dünyaya çağrı yapan kim?
Türkiye.
Durmak yok yola devam, hangi yola?
Bölgede İsrail için kapalı olan cümle yolları açmaya...
Yine Davutoğlu Fransız meslektaşı ile kameralar karşısında açıklıyor; “Fransa’ya yaptırım paketi-maketi kaldırılmıştır, yeni bir sayfa açıyoruz...”
Ne oldu Fransa kabul ettiği “soy kırım tasarısını” geri mi çekti?
Görüldüğü gübi münkire mülayım, kafire halim ve fakat mümine Müslümana gayet şedit ve de sert...
İktidarın etrafında pervane gibi dönen ulu hocalara soruyorum bu mevcut durumu izah edecek bir ayet ya da bir hadis biliyor musunuz?
Bildiklerinizi gizlemekten ötürü hesap vereceğinizi düşünmüyor musunuz?
Zulüm karşısında, haksızlık, yalan-dolan ve dahi talan karşısında susmaktan ötürü sorguya çekilmeyecek misiniz?
Bu kadar suskunluk fazla değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025