İlahiyat tahsili ve sonrası akademik çalışmalarım esnasında bu düşünce beynimi hep kemirip durmuştu. Allah Allah, bu din hak din geleneğinin son altın halkası değil mi? Evet.
Allah bu dini insanlığın huzur ve refahı için göndermedi mi? Evet öyle.
İslam dini, insanlığın değil bu günkü problemlerini, gelecekteki, hatta kıyamete kadarki maddi manevi problemlerini çözme istidadında değil mi? Tabi canım elbette öyle.
Sömürü bitsin, kula kulluk sona ersin diye gönderilmedi mi İslam. Bu nasıl soru canım tabiî ki öyle. Allah Ğanî (zengin), Muğnî (zengin eden) değil mi?
Ya kardeşim bütün sorularına evet, tabiî ki diye cevap veriyoruz. Sen de sordukça soruyorsun yahu.
Sormamın sebebini anladınız herhalde. Bu soruların cevabı madem hep evet, o zaman hani bu dinin ekonomik sistemi? Nerede Müslümanların ekonomik görüşleri. Müslümanları yönetme vebal ve sorumluluğu taşıyanlar daha ne zamana kadar muharref Hıristiyanlığın görüşlerini bu Müslüman millete dayatmaya devam edecekler. Müslüman bir milleti, muharref Hıristiyanlık ve onun acımasız kapitalist sömürü çarklarında öğütmeleri, bitirmeleri yetişir olmadı mı hâlâ.
Daha ne zamana kadar Müslümanlar ırgat, onlar patron olmaya devam edecekler. Bu durum kanınıza ne zaman dokunacak. Ne zaman yeter artık diyeceksiniz, ne zaman.
Mantalitesi insan, insanın kurdudur olan kısmen ateizm, kısmen muharref Hıristiyanlık ve Yahudilik kaynaklı kapitalist sistem başta Müslümanlar olmak üzere tüm mazlum milletleri asırlardır bir asalak gibi sömürmektedir. Açlık, sefalet, sömürü, savaşlar ve krizlerin hiç eksik olmadığı bu sistem, dünya insanına da kendisini adeta alternatifsizmiş gibi bir güzel de yutturmaktadır. Sömürünün kurallarını, ekonominin gerekleriymiş gibi öğreten ve uygulayanların kulakları çınlasın.
Dedim ya yıllar yılı İslam dininin ekonomik görüşü nedir? İnsanlığa nasıl bir ufuk sunmaktadır. Arıyorum, araştırıyorum, okuyorum karşıma sadra şifa pek bir şey çıkmıyor. Mesela ne var “İslam’ın Ekonomi Doktrini” isimli eser var. Bu ve benzeri içerikli eserler zaten öteden beri bilinen klasik söylemlerle dolu. Yani batı cephesinde yeni bir şey yok. Yine bir dönem sosyalizm akımının etkisinde kalan bazı Müslüman müelliflerin İslam ve sosyalizm arasındaki benzerlikleri dile getirdikleri çalışmalara rastlıyoruz.
Bu çalışmalarda dönemsel olarak sosyalizm akımının cazibesinden nemalanmak esasına dayalı olduğundan İslam’a özgü bir orijinallik bulunması zaten beklenemezdi. Bir de değinmeden geçersek ruhu incinir, Allah rahmet eylesin Necmettin Erbakan’ın “Adil Düzen” uyarlaması vardı elimizde. Ancak bu çalışma da insanımızı tatmin etmediği gibi, yolundan giden Saadet Partili ve yolunu terk eden AKP’lileri de tatmin etmemiş olacak ki bugün hiçbir Allah’ın kulu adil düzen diye bir şeyden bahsetmemektedir.
İmdî, öyle bir şey oldu ki... Yıllardır Müslümanların özlemini çektiği, susadığı, aradığı hatta aramaktan yorgun düştüğü şey, tam da ümidini yitirmek üzereyken gerçekleşti. Hak dinin, tevhid dininin, İslam’ın şânına, ruhuna, misyonuna layık bir ekonomik görüş “MİLLİ EKONOMİ MODELİ” insanlığın imdadına yetişti.
Müslüman bir Türkün aklından, şüheda kanı ve evliya nefesiyle yoğrulmuş bir Anadolu ereninin gönlünden. Artık tan yeri ağarıyor. Sömürü, gözyaşı ve fakirlik kasveti dağılıyor. Tebessüm, âdil paylaşım ve zenginlik güneşi doğuyor. Teşekkürler Prof. Dr. Haydar Baş, sana bizler ve gelecek nesiller minnettar.
Allah bu dini insanlığın huzur ve refahı için göndermedi mi? Evet öyle.
İslam dini, insanlığın değil bu günkü problemlerini, gelecekteki, hatta kıyamete kadarki maddi manevi problemlerini çözme istidadında değil mi? Tabi canım elbette öyle.
Sömürü bitsin, kula kulluk sona ersin diye gönderilmedi mi İslam. Bu nasıl soru canım tabiî ki öyle. Allah Ğanî (zengin), Muğnî (zengin eden) değil mi?
Ya kardeşim bütün sorularına evet, tabiî ki diye cevap veriyoruz. Sen de sordukça soruyorsun yahu.
Sormamın sebebini anladınız herhalde. Bu soruların cevabı madem hep evet, o zaman hani bu dinin ekonomik sistemi? Nerede Müslümanların ekonomik görüşleri. Müslümanları yönetme vebal ve sorumluluğu taşıyanlar daha ne zamana kadar muharref Hıristiyanlığın görüşlerini bu Müslüman millete dayatmaya devam edecekler. Müslüman bir milleti, muharref Hıristiyanlık ve onun acımasız kapitalist sömürü çarklarında öğütmeleri, bitirmeleri yetişir olmadı mı hâlâ.
Daha ne zamana kadar Müslümanlar ırgat, onlar patron olmaya devam edecekler. Bu durum kanınıza ne zaman dokunacak. Ne zaman yeter artık diyeceksiniz, ne zaman.
Mantalitesi insan, insanın kurdudur olan kısmen ateizm, kısmen muharref Hıristiyanlık ve Yahudilik kaynaklı kapitalist sistem başta Müslümanlar olmak üzere tüm mazlum milletleri asırlardır bir asalak gibi sömürmektedir. Açlık, sefalet, sömürü, savaşlar ve krizlerin hiç eksik olmadığı bu sistem, dünya insanına da kendisini adeta alternatifsizmiş gibi bir güzel de yutturmaktadır. Sömürünün kurallarını, ekonominin gerekleriymiş gibi öğreten ve uygulayanların kulakları çınlasın.
Dedim ya yıllar yılı İslam dininin ekonomik görüşü nedir? İnsanlığa nasıl bir ufuk sunmaktadır. Arıyorum, araştırıyorum, okuyorum karşıma sadra şifa pek bir şey çıkmıyor. Mesela ne var “İslam’ın Ekonomi Doktrini” isimli eser var. Bu ve benzeri içerikli eserler zaten öteden beri bilinen klasik söylemlerle dolu. Yani batı cephesinde yeni bir şey yok. Yine bir dönem sosyalizm akımının etkisinde kalan bazı Müslüman müelliflerin İslam ve sosyalizm arasındaki benzerlikleri dile getirdikleri çalışmalara rastlıyoruz.
Bu çalışmalarda dönemsel olarak sosyalizm akımının cazibesinden nemalanmak esasına dayalı olduğundan İslam’a özgü bir orijinallik bulunması zaten beklenemezdi. Bir de değinmeden geçersek ruhu incinir, Allah rahmet eylesin Necmettin Erbakan’ın “Adil Düzen” uyarlaması vardı elimizde. Ancak bu çalışma da insanımızı tatmin etmediği gibi, yolundan giden Saadet Partili ve yolunu terk eden AKP’lileri de tatmin etmemiş olacak ki bugün hiçbir Allah’ın kulu adil düzen diye bir şeyden bahsetmemektedir.
İmdî, öyle bir şey oldu ki... Yıllardır Müslümanların özlemini çektiği, susadığı, aradığı hatta aramaktan yorgun düştüğü şey, tam da ümidini yitirmek üzereyken gerçekleşti. Hak dinin, tevhid dininin, İslam’ın şânına, ruhuna, misyonuna layık bir ekonomik görüş “MİLLİ EKONOMİ MODELİ” insanlığın imdadına yetişti.
Müslüman bir Türkün aklından, şüheda kanı ve evliya nefesiyle yoğrulmuş bir Anadolu ereninin gönlünden. Artık tan yeri ağarıyor. Sömürü, gözyaşı ve fakirlik kasveti dağılıyor. Tebessüm, âdil paylaşım ve zenginlik güneşi doğuyor. Teşekkürler Prof. Dr. Haydar Baş, sana bizler ve gelecek nesiller minnettar.
Tamer Şen / diğer yazıları
- (B)izi (T)anımadan (P)es etmeyiniz / 26.03.2019
- Selim Kotil neden seçilmeli? / 10.03.2019
- MEMi Rusya mı, Türkiye mi baştacı yapmalı? / 09.05.2013
- Rusya MEMi niçin baştacı yaptı? / 05.05.2013
- Neden Milli Ekonomi Modeli? / 30.04.2013
- Mükemmel dinin mükemmel ekonomi sistemi / 25.04.2013
- Kaht-ı rical döneminde akil adam olmak / 06.04.2013
- Yeni bir anayasa hazırlarken / 30.03.2013
- Selim Kotil neden seçilmeli? / 10.03.2019
- MEMi Rusya mı, Türkiye mi baştacı yapmalı? / 09.05.2013
- Rusya MEMi niçin baştacı yaptı? / 05.05.2013
- Neden Milli Ekonomi Modeli? / 30.04.2013
- Mükemmel dinin mükemmel ekonomi sistemi / 25.04.2013
- Kaht-ı rical döneminde akil adam olmak / 06.04.2013
- Yeni bir anayasa hazırlarken / 30.03.2013