Süper Lig Şampiyonu Beşiktaş'ın Moon Örgütü'nün düzenleyeceği kupaya katılmasını dün bu sayfada kınamıştık. Beşiktaş'ımızın böyle kirli bir organizyona alet edilmesini eleştiren başka kalem erbabı da var. Bunlardan biri de Milliyet'ten Ercan Güven...
Bilindiği gibi Moon Örgütü geçtiğimiz yıl Ankara'da Shereton Oteli'nde düzenlediği bir organizasyonla gündeme gelmişti. Organizasyona akademik camiadan tanınmış isimler katılmıştı. DTP'li Ayseli Göksoy da organizasyonda etkin rol almıştı. Türkiye'de Moon Örgütü'nün düzenlediği toplantılara katılan siyasilerden biri de CHP Lideri Deniz Baykal. Ayrıca ilahiyatçılardan Yaşar Nuri Öztürk, Salih Tuğ gibi isimler de bu toplantıların müdavimlerinden...
Moon Örgütü şimdi de Türk sporuna el atarak, Şampiyon Beşiktaş'ı kirli tanıtımına alet etti. Örgütün amacı belli: Mümkün olduğu kadar ilgilendiği ülkelerde gündeme gelmek...
Bu satırlardan sonra Ercan Güven'in yazısından bir kaç kesit sunalım: "Üç şık var: Beşiktaşlı yöneticiler, Güney Kore'de düzenlenen Barış Kupası adlı turnuvaya katılmayı kabul ederken arkasında Moon Tarikatı olduğunu ya bilmiyorlardı... Veya Turnuvayı Moon Tarikatı'nın organize ettiğini biliyorlardı, fakat bu global organizasyonunun ülke çıkarlarımıza ters düşen misyoner faaliyetlerinden habersizdiler.
Ya da, her şeyin farkındaydılar da para tatlı geldi ve belki kimse uyanmaz kurnazlığına saptılar.
Her durumda berbat bir iş yaptılar. Beşiktaş'ı dünyaya açma misyonu ile küresel misyonerlik tuzağına düşmek çok ayrı şeyler.
Ama daha da berbat olanı, bir yöneticinin çıkıp "Turnuvayı kimin düzenlendiği bizi ilgilendirmez, aldığımız paraya bakarız" demesiydi.
O yönetici, Moon Tarikatı üyesi olamayacağına göre; durum, zafer sarhoşluğunun sağduyuda yarattığı tahribatın büyüklüğü ile izah edilebilir ancak... Daha kestirmesi megalomani. Amiyane tabiri ile şımarıklık.
İlk üç şık, Beşiktaş'ın yüzüncü yılda yaşadığı mutluluğu bozmamak hatırına "beşer şaşar" çerçevesinde değerlendirilip, atılan geri adımla fazla dillendirilmeyebilirdi.
Ama, kazandığı şampiyonlukla, Diyanet'ten Dışişleri'ne kadar ülke politikalarını, istihbarat raporlarını, İçişleri takibatlarını hiçe sayma hakkı olduğunu düşünen yönetici tipinden ne Beşiktaş'a fayda gelir ne ülkeye."
Bilindiği gibi Moon Örgütü geçtiğimiz yıl Ankara'da Shereton Oteli'nde düzenlediği bir organizasyonla gündeme gelmişti. Organizasyona akademik camiadan tanınmış isimler katılmıştı. DTP'li Ayseli Göksoy da organizasyonda etkin rol almıştı. Türkiye'de Moon Örgütü'nün düzenlediği toplantılara katılan siyasilerden biri de CHP Lideri Deniz Baykal. Ayrıca ilahiyatçılardan Yaşar Nuri Öztürk, Salih Tuğ gibi isimler de bu toplantıların müdavimlerinden...
Moon Örgütü şimdi de Türk sporuna el atarak, Şampiyon Beşiktaş'ı kirli tanıtımına alet etti. Örgütün amacı belli: Mümkün olduğu kadar ilgilendiği ülkelerde gündeme gelmek...
Bu satırlardan sonra Ercan Güven'in yazısından bir kaç kesit sunalım: "Üç şık var: Beşiktaşlı yöneticiler, Güney Kore'de düzenlenen Barış Kupası adlı turnuvaya katılmayı kabul ederken arkasında Moon Tarikatı olduğunu ya bilmiyorlardı... Veya Turnuvayı Moon Tarikatı'nın organize ettiğini biliyorlardı, fakat bu global organizasyonunun ülke çıkarlarımıza ters düşen misyoner faaliyetlerinden habersizdiler.
Ya da, her şeyin farkındaydılar da para tatlı geldi ve belki kimse uyanmaz kurnazlığına saptılar.
Her durumda berbat bir iş yaptılar. Beşiktaş'ı dünyaya açma misyonu ile küresel misyonerlik tuzağına düşmek çok ayrı şeyler.
Ama daha da berbat olanı, bir yöneticinin çıkıp "Turnuvayı kimin düzenlendiği bizi ilgilendirmez, aldığımız paraya bakarız" demesiydi.
O yönetici, Moon Tarikatı üyesi olamayacağına göre; durum, zafer sarhoşluğunun sağduyuda yarattığı tahribatın büyüklüğü ile izah edilebilir ancak... Daha kestirmesi megalomani. Amiyane tabiri ile şımarıklık.
İlk üç şık, Beşiktaş'ın yüzüncü yılda yaşadığı mutluluğu bozmamak hatırına "beşer şaşar" çerçevesinde değerlendirilip, atılan geri adımla fazla dillendirilmeyebilirdi.
Ama, kazandığı şampiyonlukla, Diyanet'ten Dışişleri'ne kadar ülke politikalarını, istihbarat raporlarını, İçişleri takibatlarını hiçe sayma hakkı olduğunu düşünen yönetici tipinden ne Beşiktaş'a fayda gelir ne ülkeye."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.