Dukha Türklerinin toplumsal örgütlenmelerine baktığımızda, kadınlar da en az erkekler kadar eşitlikçi haklara sahip, kadının ve erkeğin üstünlüğü diye bir şey yok. Kadın ve erkek yaratılış farklılıklarıyla Dukha aile kültüründe birbirini tamamlayan bir elmanın iki yarısı gibi. Kadın evlenme yaşına geldiğinde biriyle evlenmek zorunda bırakılmıyor tam tersi kendisi için uygun eşi seçme hakkına sahip özgür bir iradeye sahipler. (Yüksek, Özcan, Atlas Dergisi, 2013). Hatta bazı yönleriyle kadınlar imtiyazlı da; oba içerisinde bazı kadınların kişisel özellikleri yönüyle sözleri daha çok dinleniyor.Erkek baskısı diye bir şeyden bahsetmek olası değil. Dukhalar, tam anlamıyla eşitlikçi bir toplumsal örgütlenmeye sahip. Suç işlenmesi diye bir şeyden bahsetmekte olası değil; çünkü herkes sosyal adalet düzenindeki sözlü geleneğin hukuk düzenindeki eşit haklara sahip. Oysaki avcı-toplayıcı topluluklarda bir lider bulunur, genel geçer konularda o lidere danışılır. Onun sözü kanun hükmünde görüldüğü içinde istekleri hemen yerine getirilir. Dukhalar'da ise böyle bir şey yok; toplumun yani oba üyelerinin hepsi eşit haklara sahiptir ve herkesin sözü dinleniyor.Arkeologlarla antropologların, Dukhalarla ilgili çok önemli araştırmalara el atmış bulunduklarını arzu ediyoruz. Onların yaşama biçimleri olan kültürlerini, neleri tükettikleri, doğayla olan ilişkilerinin nasıl olduğuna dair çeşitli araştırmalar umarız başlatılmıştır.Bu noktada arkeologlara ve antropologlara bir iki soru yöneltmek istiyoruz: Dukhalar, geleneksel yaşamlarını avcı-toplayıcı olarak sürdürmelerine rağmen modern hayattan da kendilerini soyutlamamışlar. Hatta tam aksine görüldüğü gibi modern çağın getirilerinden de faydalanıyorlar, misal olarak çadırlarını artık keçeden değil de muşamba türünden su geçirmez kalın bezler kullanıyorlar, acaba bu biçimde bir yaşama şekillerinin oluşmasında inançlarının bir etkisi var mı?Yine ren geyikleri hayatlarında önemli bir yere sahip, acaba neden obadaki herhangi bir aile ren geyiklerini toplayıp evcilleştirip sürüsünü arttırarak diğer ailelerden daha zengin bir yapıya kavuşmuyor?Yoksa bu ve diğer sıralanabilecek soru işaretlerinin cevabı olarak bu türdeki bir yaşama biçimi üzerinde eşit, hür ve mutluluk içerisinde yaşamayı olanaklı kılan yüksek Türk kültürü ve medeniyet tasavvuru mu etkili? Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel'in Türkiye'ye tanıttığı Moğolistan'da yaşayan Tuva Türkleri'nin anadil ve kültürlerinin korunması amacıyla başlattığı proje kapsamında eğitim malzemesi ve çeşitli ürünlerinde içinde yer aldığı ihtiyaç malzemeleri Dukhalara ulaştırıldı. Dukhalar, mensubu oldukları Tuva Türkleri'nin, anadilleri olan Tuva Türkçesi'nin bilinme oranı, yaşlılar dışında yüzde 10-15 civarında. Anadili bilen yaşlıların azalması ve çocukların da okullarda Moğolca eğitim alması nedeniyle, yeni nesil anadil ve kültürüne yabancılaşıyor. Bunu önlemek için TİKA ve Tuva Türkleri'nin Gelişimini Destekleme Derneği işbirliğiyle Çadır Okul Projesi'de hazırlandı. Proje çerçevesinde temin edilen malzeme ve ekipman, Buyant'ta törenle Tuva Türkleri'ne hediye edildi.
Fatih YÜKSEL / diğer yazıları
- Elazığ Edebiyat Tarihi Müzesi / 08.08.2015
- Modern çağın göçebeleri: Dukha Türkleri-II / 05.07.2015
- Modern çağın göçebeleri: Dukha Türkleri-I / 03.07.2015
- Modern çağın göçebeleri: Dukha Türkleri-II / 05.07.2015
- Modern çağın göçebeleri: Dukha Türkleri-I / 03.07.2015