Çoğunluğu terör, yolsuzluk, hırsızlık, fuhuş gibi gayri ahlaki ve gayri milli her türlü hastalığa duçar olmuş insanlardan müteşekkil bir toplum ve siyaset anlayışının yarattığı mağduriyetler ile yaşama gayreti, telaşı ve endişesi ile günlerimiz geçiyor.
Olumsuz her halde, karşısında suçlu arama psikolojisi içinde olan insanımız maalesef nefsini hesaba çekme ilminden ve maneviyatından oldukça uzaklaştı.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, "İnsan ile İslam'ın arasının açılması için çok ciddi planlar yapılmış ve yapılmaktadır. Neticede; 'inandım' dediği hâlde, inançlarından haberdar olmayan; Rabbini sevdiğini iddia ettiği hâlde O'na yönelmeyen; dini dava edindiğini ilan ettiği hâlde canıyla, malıyla, hizmet ve gayretiyle ona sahip çıkmayan, ihmal, tembellik ve güvensizlik belasından kurtulamayan bir nesil gündeme getirilmek istenmektedir" ikazından yola çıkarak, acilen toplumu imar edecek nesli yetiştirmemiz gerekmektedir.
Devletimizin bölünüp parçalanması ancak milletimizin toplum bilinci ve ahlakının bozulması ile olacaktır.
Gerek vatanımız ve milletimiz üzerinde hesabı olanların gerekse onlar ile müttefik olma gafletine düşenlerin yanlış siyaset ve eğitim politikaları neticesinde gençlik; ekonomik, etnik veya mezhep farklılıkları körüklenerek terör örgütlerine, fuhşa, uyuşturucuya veya birer taassup membaı olan kurgulanmış cemaatlere üye yapılmak suretiyle, birbirlerine karşı suizan duygular beslemeleri sağlanmakta hatta birbirlerini kırmaları veya öldürmeleri amaçlanmaktadır.
Gençlik kendi milli ve manevi değerlerine karşı tam bir "aidiyet krizi" ile baş başa bırakılmıştır.
Gençliğin tüm bu zehirli fikir ve düşüncelere karşı, milli ve manevi değerleri ile barışık, aidiyet duygusu kazanmış olarak yetiştirilmesi elzemdir. Bugün gençliğin yaşadığı en büyük mağduriyet, ait olduğu medeniyetin müşahhas insan modelinden mahrum bırakılışıdır. Bu mahrumiyet ile bir başına bırakılan gençlik, henüz tahsil çağında başka milletleri taklit eder hale gelmiştir. Yetişen genç nesil kendi benliğine ait olanı kabul etmiyor veya hiç tanımıyor.
İnancımız ve medeniyetimiz tüm mirasını; ahlaklı, bilgili, Rabbini tanıyan genç neslin omuzlarına ve gönül dünyasına emanet etmiştir.
Düğününün ertesi günü kocası Halil Efe ile Kuvva hareketine katılan ve alnından vurularak şehit düşen Gördesli Makbule, Adana Cephesi'ndeki Kılavuz Hatice, 13 yaşındaki Küçük Nezahat, Asker Saime, Balkan, Kafkas ve Kurtuluş Savaşı cephelerinde görevler alan Fatma Seher Erden namı diğer Kara Fatma, 1919'da Aydın'da düşmana ilk kurşunu sıkan henüz 17 yaşındaki Yörük Ali Efe, İzmir'e çıkartma yapan Yunan askerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin, "Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz" diyen Aşıklıoğlu Hüseyinler? Müslüman Türk gençliğin esas kimliğini bulması ve tanıması hususunda en güzel örnek, genç, şehit ve gazilerdir.
Anadolu'da yaşayan 36 etnik kimliği, İslam ahlakı ile "Müslüman Türk" yapan Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Yunus Emre gençliğin gönül dünyasını imar edecek en veciz "gönül insanı" modelleridir. Osmanlının dağıldığı, Anadolu'nun dört bir yanının işgal edildiği bir zamanda, yeniden bir ülke ve millet inşa eden Mustafa Kemal Atatürk ise gençlerimiz için ideal "siyaset ve devlet adamı" modelidir.
Fikir ve gönül dünyamızı Ehl-i Beyt'in İslam anlayışı ile aydınlatan, bu anlayış ile isteyen her gence Mevlana veya Yunus olabilmenin kapılarını açan, Atatürk'ün tam bağımsızlık fikrini sistemleştiren, yaşanan her türlü ekonomik ve sosyal işgalden kurtuluş reçetesi olan Milli Ekonomi Modelini önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş çağımızda gençliğin örnek alabileceği tek orijinal model insandır.
Ehl-i Beyt ahlakı ile ahlaklanmış, Milli Ekonomi Modeli'nin sosyal projeleri içerisindeki; sınavsız üniversite, iş kurmak isterse proje mukabili faizsiz sermaye, faizsiz evlilik ve ev kredisi, çocuk maaşı, ev hanımı maaşı, vatandaşlık maaşı ve diğer tüm haklardan, hakkına sahip çıkan gençlik gerçekten her türlü hak ve özgürlüğüne kavuşacaktır.
Bu manada, 1983 yılından beri yayın hayatında olan İcmal Dergisi, gönül ve fikir dünyasını kurumsallaştırarak dernekleşmiş, gençliğin, ilim şehrine açılan "Ali kapısı" olmuştur. Maddi ve manevi tüm imkânlarını, yetişmiş ve müşahhas kadroları ile gençliğin hizmet ve eğitimine sunmuştur. Tebrik ediyoruz.
Olumsuz her halde, karşısında suçlu arama psikolojisi içinde olan insanımız maalesef nefsini hesaba çekme ilminden ve maneviyatından oldukça uzaklaştı.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, "İnsan ile İslam'ın arasının açılması için çok ciddi planlar yapılmış ve yapılmaktadır. Neticede; 'inandım' dediği hâlde, inançlarından haberdar olmayan; Rabbini sevdiğini iddia ettiği hâlde O'na yönelmeyen; dini dava edindiğini ilan ettiği hâlde canıyla, malıyla, hizmet ve gayretiyle ona sahip çıkmayan, ihmal, tembellik ve güvensizlik belasından kurtulamayan bir nesil gündeme getirilmek istenmektedir" ikazından yola çıkarak, acilen toplumu imar edecek nesli yetiştirmemiz gerekmektedir.
Devletimizin bölünüp parçalanması ancak milletimizin toplum bilinci ve ahlakının bozulması ile olacaktır.
Gerek vatanımız ve milletimiz üzerinde hesabı olanların gerekse onlar ile müttefik olma gafletine düşenlerin yanlış siyaset ve eğitim politikaları neticesinde gençlik; ekonomik, etnik veya mezhep farklılıkları körüklenerek terör örgütlerine, fuhşa, uyuşturucuya veya birer taassup membaı olan kurgulanmış cemaatlere üye yapılmak suretiyle, birbirlerine karşı suizan duygular beslemeleri sağlanmakta hatta birbirlerini kırmaları veya öldürmeleri amaçlanmaktadır.
Gençlik kendi milli ve manevi değerlerine karşı tam bir "aidiyet krizi" ile baş başa bırakılmıştır.
Gençliğin tüm bu zehirli fikir ve düşüncelere karşı, milli ve manevi değerleri ile barışık, aidiyet duygusu kazanmış olarak yetiştirilmesi elzemdir. Bugün gençliğin yaşadığı en büyük mağduriyet, ait olduğu medeniyetin müşahhas insan modelinden mahrum bırakılışıdır. Bu mahrumiyet ile bir başına bırakılan gençlik, henüz tahsil çağında başka milletleri taklit eder hale gelmiştir. Yetişen genç nesil kendi benliğine ait olanı kabul etmiyor veya hiç tanımıyor.
İnancımız ve medeniyetimiz tüm mirasını; ahlaklı, bilgili, Rabbini tanıyan genç neslin omuzlarına ve gönül dünyasına emanet etmiştir.
Düğününün ertesi günü kocası Halil Efe ile Kuvva hareketine katılan ve alnından vurularak şehit düşen Gördesli Makbule, Adana Cephesi'ndeki Kılavuz Hatice, 13 yaşındaki Küçük Nezahat, Asker Saime, Balkan, Kafkas ve Kurtuluş Savaşı cephelerinde görevler alan Fatma Seher Erden namı diğer Kara Fatma, 1919'da Aydın'da düşmana ilk kurşunu sıkan henüz 17 yaşındaki Yörük Ali Efe, İzmir'e çıkartma yapan Yunan askerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin, "Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz" diyen Aşıklıoğlu Hüseyinler? Müslüman Türk gençliğin esas kimliğini bulması ve tanıması hususunda en güzel örnek, genç, şehit ve gazilerdir.
Anadolu'da yaşayan 36 etnik kimliği, İslam ahlakı ile "Müslüman Türk" yapan Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Yunus Emre gençliğin gönül dünyasını imar edecek en veciz "gönül insanı" modelleridir. Osmanlının dağıldığı, Anadolu'nun dört bir yanının işgal edildiği bir zamanda, yeniden bir ülke ve millet inşa eden Mustafa Kemal Atatürk ise gençlerimiz için ideal "siyaset ve devlet adamı" modelidir.
Fikir ve gönül dünyamızı Ehl-i Beyt'in İslam anlayışı ile aydınlatan, bu anlayış ile isteyen her gence Mevlana veya Yunus olabilmenin kapılarını açan, Atatürk'ün tam bağımsızlık fikrini sistemleştiren, yaşanan her türlü ekonomik ve sosyal işgalden kurtuluş reçetesi olan Milli Ekonomi Modelini önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş çağımızda gençliğin örnek alabileceği tek orijinal model insandır.
Ehl-i Beyt ahlakı ile ahlaklanmış, Milli Ekonomi Modeli'nin sosyal projeleri içerisindeki; sınavsız üniversite, iş kurmak isterse proje mukabili faizsiz sermaye, faizsiz evlilik ve ev kredisi, çocuk maaşı, ev hanımı maaşı, vatandaşlık maaşı ve diğer tüm haklardan, hakkına sahip çıkan gençlik gerçekten her türlü hak ve özgürlüğüne kavuşacaktır.
Bu manada, 1983 yılından beri yayın hayatında olan İcmal Dergisi, gönül ve fikir dünyasını kurumsallaştırarak dernekleşmiş, gençliğin, ilim şehrine açılan "Ali kapısı" olmuştur. Maddi ve manevi tüm imkânlarını, yetişmiş ve müşahhas kadroları ile gençliğin hizmet ve eğitimine sunmuştur. Tebrik ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Doğan / diğer yazıları
- Aramak, erdem bulmak sorumluluktur / 21.06.2024
- Davet / 03.06.2024
- Algı yönetimi / 04.05.2023
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021
- Davet / 03.06.2024
- Algı yönetimi / 04.05.2023
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021