logo
27 NİSAN 2025

Milli mücadelede fetva savaşları

02.05.2005 00:00:00
Türk milleti olarak çok kritik günler yaşıyoruz. Bir dönemeçteyiz. Bu dönemeci dönecek miyiz, yoksa bir çukura yuvarlanacak mıyız? Henüz tam belli değil. Milli mücadele dönemine tekrar geri döndük veya döndürüldük. Ne derseniz deyin, gerçek bu. Onun içindir ki, milli mücadele tarihini çok iyi bilmek zorundayız. Bunu bilmeden yapılan mücadelenin yanlış, hatalı, en azından eksik olma ihtimali yüksektir. Bu mücadelede kimler, hangi safta idi, neyi savunuyorlardı? Milli mücadele kazanıldıktan sonra kim ne yaptı, nasıl bir role soyundu? Bunların mutlaka bilinmesi lazım ki, bugün "bağımsızlığı koruma mücadelesi" sağlam bir zemine otursun. Aksi halde, çağdaş mandacılar, kendilerini Kuva-yı Milliyeci olarak takdim eder ve biz de bu dolmayı yutarız.

Beni böyle düşünmeye, ardından da ufak bir araştırmaya, değerli dostum Muharrem Bayraktar'ın 28 Nisan 2005 tarihinde gazetemizde yazdığı, "Bir Başka Açıdan Said-i Nursi" başlıklı yazısı sevk etti. Bugüne kadar şakirtleri tarafından Milli Mücadelede büyük kahramanlık ve fedakarlık yaptığı söylenen Said-i Nursi, meğer Milli Mücadele karşıtı imiş. Milli Mücadelecileri maskara, yankesici, hain, katli vacip kimseler olarak nitelendiren bir bildirinin altında, onun da imzası varmış. Eğer Said-i Nursi'nin Teali-i İslam Cemiyeti'nin yönetiminde olduğunu bilseydik, bu nitelendirmelere, bu bildiriye şaşırmazdık. Bilmediğimiz için şaşırıyoruz.

Teali-i İslam Cemiyeti, Muharrem Bayraktar'ın da dediği gibi, "başında İslam kelimesi bizi aldatmasın, bu cemiyeti kurduran İngilizlerdi". Görevi, Kuva-yı Milliye hareketini dağıtmak, Milli Mücadeleyi önlemekti. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, "Atatürk-Din ve Din Adamları" adlı kitabında Teali-i İslam Cemiyeti hakkında şunları yazar: "Anadolu hareketini eşkıya hareketi, bu hareketin önderi Mustafa Kemal Paşa'yı da baş şaki olarak gören Mustafa Sabri, düşmanın İzmir'den denize dökülmesi üzerine, Ermeni ve Rumlardan müteşekkil bir kuvvetle Türk ordusunun karşısına çıkılmasını Vahideddin'e teklif edecek kadar ulusal harekete düşmandı. Bu arada onun, ulusal bağımsızlık savaşımızda milli varlığa düşman cemiyetlerden Teali-i İslam'ın kurucularından olduğu da unutulmamalıdır. İlk adı Cemiyet-i Müderrisin (Medrese Öğretmenleri Derneği) olan Teali-i İslam Cemiyeti'nin yönetim kurulunda, Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Mehmet Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdi (Nursi) -İttihat ve Muhammediye Cemiyeti önderlerinden- bulunuyordu. Teali-i İslam Cemiyeti, Kuva-yı Milliye aleyhinde bildiriler yayınlamıştı. Bildirilerinden 16 Eylül 1919 tarihli İkdam gazetesinde yayınlananı çok etkili olmuş, Anadolu'da yer yer isyanlar çıkmıştır". (S.122-123). Muharrem Bayraktar'ın köşesinde yayınladığı, işte bu bildirinin bir kısmı idi.

Böyle din adına yol kesenler olduğu gibi, İzmir'in işgalinden sadece dört saat sonra düzenlediği mitingde, " işgal edilen memleket halkının silaha sarılması dini bir görevdir" diyen Denizli müftüsü Ahmet Hulusu Efendiler de çıktı. İstiklal Mücadelesinin her aşamasında en önde din adamlarını görmek mümkün. İstisnasız hiçbir Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti yoktur ki, üyeleri arasında bir din adamı olmasın. Hangi birini sayalım.

Evet, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Milli Mücadelenin önde gelenlerinin "katli vacip" olduğuna dair fetvalar verenler olmuş. Bunlar, "düşmanlarımızla el ele vererek Anadolu'da kardeş kavgası çıkartmak istemişlerdir. Böyle bir anda başta Ankara müftüsü Mehmet Rıfat Efendi (Börekçi) olmak üzere pek çok din bilgini vazifeye koşmuştur. Mehmet Rıfat Efendi, Anadolu'da sağ duyulu ve vatansever ulemayı harekete getirerek ulusal hareketin meşru olduğuna dair fetvalar hazırlamıştır. Böylece Milli Mücadelede fetvalar da savaşmıştır" (A.g.e., S.163).

Günümüzde aynı mücadele, aynı fetvalar savaşı, değişik alanda, farklı şekilde devam etmektedir. Sizce, "Amerikansız politika, IMF'siz ekonomi olmaz" diyenler, Milli Mücadele yıllarında olsaydı, hangi safta yer alırlardı? Bu sorunun cevabı, Teali-i İslam Cemiyeti'nin görevini üstlenen, sivil toplum örgütlerini ve din adamı kisveli kişileri tanımamız için bir ölçü olabilir. Bir kurumu veya bir kişiyi tanımak için, onun adına, kılık kıyafetine değil, safına bakmak gerekir. Müslümanları düşman, Hıristiyan ve Yahudileri dost, hatta kardeş edinenler, başını secdeye mıhlasalar bile, asla bizden olamazlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
Fenerbahçe geriye düştüğü maçı çevirdi
Fenerbahçe, Gaziantep'ten 3 puanla dönüyor
'Tribünden tezahüratlarla yönetim değişmez'
Ali Koç'tan kongre çağrılarına cevap
İran'dan ABD ile müzakere açıklaması
Savunma ve füze konusu gündemde yok
Türkiye'yi TBMM Başkanı temsil etti
Papa Franciscus'un cenaze töreni düzenlendi
Gazze’de hem bombalar, hem de açlık öldürüyor
2 aydır insani yardım ulaşmıyor
Kursk'ta Ukrayna askeri kalmadı
Gerasimov, Putin’e rapor sundu
Marmara beşik gibi sarsılıyor
Peş peşe 3.4 büyüklüğünde iki deprem
İran'ın Bender Abbas Limanı'nda patlama
Kimyasal konteynerlerinden şüpheleniliyor
Türkiye yol geçen hanı
Vahim tabloyu Bakan Yerlikaya duyurdu
Rusya-Ukrayna müzakerelerinde belirsizlik
Rusya’daki suikastta ‘Ukrayna’ şüphesi
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İBB için yeni gözaltı dalgası
53 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
Bankaların eli sımsıkı
İş dünyasının kredi alabilmesi mucize
Fenerbahçe geriye düştüğü maçı çevirdi
Fenerbahçe, Gaziantep'ten 3 puanla dönüyor
'Tribünden tezahüratlarla yönetim değişmez'
Ali Koç'tan kongre çağrılarına cevap
İran'dan ABD ile müzakere açıklaması
Savunma ve füze konusu gündemde yok
Türkiye'yi TBMM Başkanı temsil etti
Papa Franciscus'un cenaze töreni düzenlendi
Gazze’de hem bombalar, hem de açlık öldürüyor
2 aydır insani yardım ulaşmıyor
Kursk'ta Ukrayna askeri kalmadı
Gerasimov, Putin’e rapor sundu
Marmara beşik gibi sarsılıyor
Peş peşe 3.4 büyüklüğünde iki deprem
İran'ın Bender Abbas Limanı'nda patlama
Kimyasal konteynerlerinden şüpheleniliyor
Türkiye yol geçen hanı
Vahim tabloyu Bakan Yerlikaya duyurdu
Rusya-Ukrayna müzakerelerinde belirsizlik
Rusya’daki suikastta ‘Ukrayna’ şüphesi
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İBB için yeni gözaltı dalgası
53 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
Bankaların eli sımsıkı
İş dünyasının kredi alabilmesi mucize
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.