Hükümet, Milli Görüşü'ün Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren terör örgütleri arasında sayıldığı, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Başta Terörizm ve Örgütlü Suçlar Olmak Üzere Büyük Öneme Haiz Suçlarla Mücadelede İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı''nın gerekçesini değiştirdi.
Hükümet tarafından TBMM Başkanlığı'na gönderilen tasarının gerekçesinde yer alan "Milli Görüş'' ifadeleri çıkarıldı. Milli Görüş, ilk gerekçede PKK gibi terörist örgüt olarak gösterilmişti.
Tasarı, TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından yeni gerekçe ile birlikte, görüşüleceği TBMM Dışışleri Komisyonu'na sevkedildi.
Prof. Dr. Baş'ın
ikazları etkili oldu
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, geçtiğimiz Pazartesi akşamı Meltem TV'deki Haftanın Sohbeti programında, sozkonusu yasanın biran önce geri çekilmesi yönünde uyarılarda bulunmuştu.
BTP Lideri Prof. Dr. Baş, meseleye ilişkin olarak şunları söylemişti: "Sayın Bush, sayın Necmettin Erbakan iktidarda olsa "terörist başbakan" diye onun üzerine yürüme talimatı verme imkanını elde etmiş olacak. Bir manada bu böyledir.
Birileri Türkiye'yi sahiplenmek isteyen, millete ve milletin temsilcilerine "sen bu ülkeye sahip çıkamazsın" mesajlarını veriyor. Asıl bizim okumamız gereken budur. Bu kimdir, Erbakan'dır. Bu kimdir, sensin. Bu kimdir, benim. "Sahip çıkamazsın" demenin çeşitli yolları vardır. İşte etkili yolu da budur. Şu anda gündem edilen yoldur. Sayın Erbakan ve ekibine reva görülen yoldur. Gerçi, banim de aslında onlara gönül kırgınlığım vardır. Bir de Cenab-ı Hakk'ın onlara verdiği derstir, anlasınlar.
Erbakan ve ekibi bu eylemleri gerçekleştirme imkanına, düşüncesine, fırsatına, fikriyatına, ihtimaline uzaktan yakından sahip olan bir ekip değildir bir tarafa. Onun hareket tarzına, dünya görüşüne aykırıdır. Dolayısıyla buradaki temel unsur az evvel ifade ettiğim gibi, dindar insanlar, memleketini seven insanlar ülkeye sahip çıkmasındır. Kim sahip çıksın? İşte ülkeyi satmak isteyenler sahip çıksın. Gönlü, kafası, Avrupa'ya, Amerika'ya nikahlı olanlar sahip çıksın. Olayın temeli budur. Bu konuda herkesin duyarlı olması lazım. Ve de bunu, açık bir şekilde tavrını koyarak, bu memleketin evladı, bu milletin evladı, bu devletin evladı tavrını koyarak lanetlemesi lazım. Kim olursa olsun bu tavrı koyması lazımdır. Siyasi görüşler ayrı olabilir. Bunlar normaldir. Zaten demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Bunlar tabiidir. Ama o, o yoldan gidiyor diye senin onu sahiplenmemen de çok ciddi bir yanlıştır, yanılgıdır, büyük bir vebaldir. Bendeniz o insanları tanıyorum. Şahitleriyim. Kesinlikle böyle bir şey yapamazlar. Onlara yapılan büyük bir iftiradır. İftira edenler de adi insanlardır. Bunun temelinde kim olursa olsun. Bugün onadır, yarın sanadır. Bir adamın, bir toplumun, bir cemiyetin, bir derneğin terörist olabilmesi için bunların işinin gücünün kavga olması lazım. Adam vurması, adam kaçırması lazım. Soruyorsun, "kaç kii vurdu?" Hiç. Kaç defa kavga ettiler? Hiç. Bu ne biçim teröristtir. Ortada bir kavga, bir cinayet, bir fitne olacak, bu terördür diyeceksin. Ortada eylem yok, fiil yok. Kendi kendine oturuyorsun, "bu teröristtir" diyorsun. Peki ne yapmış bu? Kimi kaçırmış, kimi öldürmüş? Gemi mi batırdı? Adam mı öldürdü? Kahve mi bastı? Ortada hiç bir şey yok. Terörist. Nasıl terörist bu yahu? Korkunç bir iftira bu. Zaten Türkiye'de bu bir hareket tarzı idi. Bu mantıkla belli bir noktaya geldi bazıları. Milletin bunu çok iyi görmesi, anlaması lazımdır. Aslında bu, "Sen konuşma. Sesini çıkarma. Ben konuşacağım, sen dinleyeceksin" demektir. Bu, "Sen nasıl konuşabilirsin" ihtarıdır. Onu ihtar etmeye çalışıyorlar.
Terör, bir düşünceyi eylem ile iktidar etme aracıdır. Sizin bir düşünceniz var. Terör, bunu kavga ile, anarşi ile, insan öldürme ile beraber iktidar etme hareket tarzıdır. Ortada böyle bir şey var mı? Yok. Peki bunu nasıl diyebilirsin? İftiranın bu kadarına da pes doğrusu. 30 bin insanın katilini affetmeye çalıştığınız, siyasal haklar vermeye çalıştığınız bir dönemde masum, imanlı insana da terörist diye muamele ediyorsun."
Hükümet tarafından TBMM Başkanlığı'na gönderilen tasarının gerekçesinde yer alan "Milli Görüş'' ifadeleri çıkarıldı. Milli Görüş, ilk gerekçede PKK gibi terörist örgüt olarak gösterilmişti.
Tasarı, TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından yeni gerekçe ile birlikte, görüşüleceği TBMM Dışışleri Komisyonu'na sevkedildi.
Prof. Dr. Baş'ın
ikazları etkili oldu
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, geçtiğimiz Pazartesi akşamı Meltem TV'deki Haftanın Sohbeti programında, sozkonusu yasanın biran önce geri çekilmesi yönünde uyarılarda bulunmuştu.
BTP Lideri Prof. Dr. Baş, meseleye ilişkin olarak şunları söylemişti: "Sayın Bush, sayın Necmettin Erbakan iktidarda olsa "terörist başbakan" diye onun üzerine yürüme talimatı verme imkanını elde etmiş olacak. Bir manada bu böyledir.
Birileri Türkiye'yi sahiplenmek isteyen, millete ve milletin temsilcilerine "sen bu ülkeye sahip çıkamazsın" mesajlarını veriyor. Asıl bizim okumamız gereken budur. Bu kimdir, Erbakan'dır. Bu kimdir, sensin. Bu kimdir, benim. "Sahip çıkamazsın" demenin çeşitli yolları vardır. İşte etkili yolu da budur. Şu anda gündem edilen yoldur. Sayın Erbakan ve ekibine reva görülen yoldur. Gerçi, banim de aslında onlara gönül kırgınlığım vardır. Bir de Cenab-ı Hakk'ın onlara verdiği derstir, anlasınlar.
Erbakan ve ekibi bu eylemleri gerçekleştirme imkanına, düşüncesine, fırsatına, fikriyatına, ihtimaline uzaktan yakından sahip olan bir ekip değildir bir tarafa. Onun hareket tarzına, dünya görüşüne aykırıdır. Dolayısıyla buradaki temel unsur az evvel ifade ettiğim gibi, dindar insanlar, memleketini seven insanlar ülkeye sahip çıkmasındır. Kim sahip çıksın? İşte ülkeyi satmak isteyenler sahip çıksın. Gönlü, kafası, Avrupa'ya, Amerika'ya nikahlı olanlar sahip çıksın. Olayın temeli budur. Bu konuda herkesin duyarlı olması lazım. Ve de bunu, açık bir şekilde tavrını koyarak, bu memleketin evladı, bu milletin evladı, bu devletin evladı tavrını koyarak lanetlemesi lazım. Kim olursa olsun bu tavrı koyması lazımdır. Siyasi görüşler ayrı olabilir. Bunlar normaldir. Zaten demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Bunlar tabiidir. Ama o, o yoldan gidiyor diye senin onu sahiplenmemen de çok ciddi bir yanlıştır, yanılgıdır, büyük bir vebaldir. Bendeniz o insanları tanıyorum. Şahitleriyim. Kesinlikle böyle bir şey yapamazlar. Onlara yapılan büyük bir iftiradır. İftira edenler de adi insanlardır. Bunun temelinde kim olursa olsun. Bugün onadır, yarın sanadır. Bir adamın, bir toplumun, bir cemiyetin, bir derneğin terörist olabilmesi için bunların işinin gücünün kavga olması lazım. Adam vurması, adam kaçırması lazım. Soruyorsun, "kaç kii vurdu?" Hiç. Kaç defa kavga ettiler? Hiç. Bu ne biçim teröristtir. Ortada bir kavga, bir cinayet, bir fitne olacak, bu terördür diyeceksin. Ortada eylem yok, fiil yok. Kendi kendine oturuyorsun, "bu teröristtir" diyorsun. Peki ne yapmış bu? Kimi kaçırmış, kimi öldürmüş? Gemi mi batırdı? Adam mı öldürdü? Kahve mi bastı? Ortada hiç bir şey yok. Terörist. Nasıl terörist bu yahu? Korkunç bir iftira bu. Zaten Türkiye'de bu bir hareket tarzı idi. Bu mantıkla belli bir noktaya geldi bazıları. Milletin bunu çok iyi görmesi, anlaması lazımdır. Aslında bu, "Sen konuşma. Sesini çıkarma. Ben konuşacağım, sen dinleyeceksin" demektir. Bu, "Sen nasıl konuşabilirsin" ihtarıdır. Onu ihtar etmeye çalışıyorlar.
Terör, bir düşünceyi eylem ile iktidar etme aracıdır. Sizin bir düşünceniz var. Terör, bunu kavga ile, anarşi ile, insan öldürme ile beraber iktidar etme hareket tarzıdır. Ortada böyle bir şey var mı? Yok. Peki bunu nasıl diyebilirsin? İftiranın bu kadarına da pes doğrusu. 30 bin insanın katilini affetmeye çalıştığınız, siyasal haklar vermeye çalıştığınız bir dönemde masum, imanlı insana da terörist diye muamele ediyorsun."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.