Gerek fert bazında olsun, gerek milletler bazında olsun herkesin muhtaç olduğu hayat tarzı mutlu ve güçlü olarak yaşamaktır. Bunun yolu da birliktir. Birliğin zıddı çokluk ya da ayrımcılıktır. Birlik konusunda tarihte en mahir millet Türk milleti olmasına rağmen şimdilerde en fazla başımızı ağrıtan, yürekleri sızlatan; ayrımcılık fikrinin yoğun olarak yaşanmasıdır.AB süreciyle birlikte hız kazanan ayrımcılık fikri; sözüm ona dünya insanlarını birleştirmek aldatmacası olan "küreselleşme" ile yapılmaktadır. "Asıl ayrımcılık; hak ve özgürlükler adına ortaya atılmış dayatmalar sonucunda ortaya çıkmıştır". Haçlı batı kendi içinde birliği sağlamaya çalışırken bizi kendi içimizde bölmeye parçalamaya çalışmıştır. Bu güne kadar ayrımcılık olarak algılanmayan ve millet olma vasfımızda var olan "Türk Milleti" şemsiyesi altında çeşitli etnik ve inanç farklılıkları yavaş yavaş kışkırtılarak ayrışmalar sağlandı. Bu topraklarda yaşayan Arabı, Kürdü, Lazı Çerkezi, Türk Milleti kimliği altında huzur ve barış içerisinde yaşarken; hak ve özgürlükler adına ayrıştırıldı. Öyle bir hal aldı ki; "Artık okullarda 'Ne mutlu Türküm' denmeyecek! Çocuk, eğer Türk olmaktan hoşlanmıyorsa ya da Türk değilse ona zorla Türküm, doğruyum, dedirtmenin ne anlamı var!" diyecek kadar, milletimizin ayrışmasına katkı sağlanmaktadır.AB dayatmalarında sırada bekleyen Türklüğe hakaret etmenin suç olmaktan çıkaracak olan 301. maddenin kaldırılması gündeme gelmek üzereyken, ecnebilerin neredeyse öz yurdumuzda bizden daha fazla söz hakkına kavuşmuşken, bu ve benzeri yasaların ardı arkası kesilmediği bir ortamda bir milletin birliğinden söz etmek ne derece doğrudur; onu sizin takdirlerinize bırakıyorum, değerli dostlar..!Birlik için yapılan sağduyu çağrılarının içerisi boş bir kavram olduğu takdirde, asla amacına ulaşamayacağından bahsetmiştim. Ve birlik konusunda da Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ortaya koyduğu gayretlerinden sadece söz olarak bahsetmiştim. Şimdi müsaadelerinizle bu konuda birkaç söz daha söyleyelim. Sayın Baş'ın fikir babalığını üslendiği 7-8 Mayıs 1988'de İstanbul da tertiplenen "Birinci Milli Basın Kurultayında" "Birlik ve Beraberliğin Zarureti ve Temel unsurları" adı altında muhteşem bir konferans vermişlerdi. İlim ve fikir adamlarının ısrarı üzerine bu konferansın ülke çapında organize edilmesi istenmişti. Sayın Baş, Yunus misali ülke topraklarını, il ilçe demeden karış karış dolaşmıştı. (yurtdışında dahi konferans verilmiştir) Bu konferansların Güneydoğu il ve ilçelerinde tertiplenenlerinin büyük bir çoğunluğuna katılmak şerefine nail olmuştum. Bir milletin nasıl bir araya gelebileceğini, birliğe engel olan sebeplerin ve birliği oluşturacak sebeplerin nasıl oluşacağına dair, çok özlü programlar tertip edilmişti. Gidilen beldenin ilim ve fikir adamlarıyla bir araya gelinerek, fikir alışverişleri yapılmıştı. Ülkemizde dostluk ve kardeşlik havasının oluşmasında Sayın Baş'ın ortaya koyduğu bu gayret çok olumlu sonuçlar doğurmuştu.Daha sonra Türk siyaseti okyanus ötelerinden esen rüzgarlara teslim olarak bütün rotasını haçlı batıya yönlendirerek; küresel güçlerin tuzağına düşürüldü. Değişim ve diyalog, sürecine dindarlar, muhafazakarlar, sağcılar, solcular velhasıl toplumun büyük bir kısmını dahil ettiler. Sayın Baş, "AB sürecinin maksadı, bizi biz olmaktan çıkarmak ve parçalamaktır" diye tespitte bulunmuştu. Ve korkulan oldu. Bu süreç maalesef Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletini yaşanan bu zorlu döneme getirmiştir.(devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025