Millete gerçek açılım ancak MEM'le olur

Ülkemizde peş peşe taviz açılımları devam ederken, gerçek gündem ekonomi ise alarm veriyor. İşsizlik rakamları açıklandı, artmaya devam ediyor.Bütçedeki açık dikiş tutmadığı gibi, açılmaya devam ediyor.Reel sektörde üretimler azalıyor, pazar daralıyor.Tarım sektöründe çiftçiler tamamen kilitlenmiş durumda, perişanlığın da ötesinde?İşçi, memur, emekli, küçük esnaf nefes alamıyor, borç bataklığında çırpınıyor.Velhasıl topyekun millet siyasilerden gerçek bir açılım bekliyor, ama Hükümetimiz Ermenilere, Rumlara, PKK'lılara açılım yapmaktan millete pek zaman bulamıyor.Halbuki milletimizin yaşadığı bu sorunları bir çırpıda düzeltmek mümkün.Prof. Dr. Haydar Baş'a işsizlik, terör, eğitim, sağlık ve daha birçok problem sorulduğunda hepsine cevap olarak kısaca şunu söylüyor: Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) iktidara getirmeliyiz.Bu Model bu kadar mı iddialı? İddia ifadesi eksik kalır. Çünkü iddia uygulanmamış şeyler içindir, Milli Ekonomi Modeli ise bugün 80'i aşkın ülke tarafından uygulanmaya alınmış ve faydası da görülmüş bir modeldir.Çin'i her zaman misal veriyoruz, ama bizimkilerde tık yok, bu sebeple jetonları düşene kadar da misal vermeye devam edeceğiz.Malum, küresel kriz dış ticaret noktasında en fazla Çin'i vurdu.Başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere birçok uluslar arası ekonomi kuruluşu Çin'in büyük bir darbe yiyeceğinden bahsediyorlardı, ama bekledikleri gibi olmadı.Peki, neydi Çin konusunda herkesi yanıltan gerçek?Elbette ki Milli Ekonomi Modeli?Küresel kriz çıktıktan sonra Çin çıkış yolu aradı. Gördü ki bir model, Milli Ekonomi Modeli, iç talep devlet desteğiyle ve yerli imkanlarla canlandırıldığı zaman ekonominin de canlanacağından, problemlerin kendiliğinden çözüleceğinden bahsediyor.Baktı ki Çin, bu modelin bazı maddelerini Rusya, Brezilya, Venezüella hayata geçirmiş ve gerçekten de ekonomilerini güçlendirmiş.Bu pratik neticeye de şahit olduktan sonra Çin'i kim durdurabilir? Hemen Milli Ekonomi Modeli'ne sarıldılar ve 586 milyar dolar karşılığı olan 4 trilyon yuan değerindeki parayı piyasaya, tüketimi canlandırma amaçlı sürdüler.Bu parayı bazı ülkelerde olduğu gibi bankaların, küresel şirketlerin kasalarına değil de Milli Ekonomi Modeli'nin tavsiye ettiği gibi vatandaşlarının cebine koydular.Ve bunun neticesinde Çin'in dış ticareti yüzde 30'lar seviyesinde daralmasına rağmen Çin ekonomisi büyümeye devam etti.Çin Milli Ekonomi Modeli sayesinde iç pazarının önemini keşfetti.Çin, ekonomik büyüme için tek yolun ihracat olmadığını gördü, kendi 1,5 milyar nüfuslu dev pazarını gördü.Onlar Türklere olan her türlü kinlerine rağmen, bir Türk'ün modelinden istifade etme yolunu tercih ettiler.Onlar böyleyken bizim halimiz ne gariptir. Kendi içimizden çıkan ve dünyanın yarasına merhem olan gerçek ilaçtan, çözüm modelinden hala istifade etmeyi beceremiyoruz.Çözüm hazır lokma halinde, ama bizler kör ve sağır, hatta inatçı olunca bize ne faydası olur?Biz ne zaman Çin ve diğer 80 ülke gibi Milli Ekonomi Modeli'ni keşfedeceğiz?Biz ne zaman bu modeli hayata geçirerek, 72 milyonluk pazarımızı keşfedeceğiz?İşsizliğin çözümünün tüketimin canlanmasından geçtiğini ne zaman kavrayacağız?Terörün çözümünün "Vatandaşlık Maaşı" ile mümkün olduğunu ne zaman fark edeceğiz? Yatırım için, vatandaşları destek için, tüketimin ve üretimin canlandırılması için yabancıların parasına ihtiyaç duymadığımızı, kendi paramızla bu problemlerin çözülebileceğini ne zaman göreceğiz?Gözümüzü ve gönlümüzü doğrulara kapatırsak, elbette ki Çin'i Rusya'sı, Brezilya'sı gider aya, bizler yine kalırız yaya?