Kamuoyu anketlerinin gazetelerde belli periyodlarla yayınlanmaya başlaması seçim tarihinin yaklaştığının ilk işaretleridir. Gerçi şu anda Türkiye erken seçime gitmese bile seçim sathı mailine girmiştir. Çünkü seçime yıl bakımından (rakamsal olarak) sadece 1 yıl kalmıştır. Türk siyaseti için artık geri sayım başlamıştır, hem siyasi partiler, hem de kamuoyu araştırma şirketleri için yoğun günler daha yeni başlıyor. Son birkaç aydır -AKP'nin kendi özel şirketlerine yaptırdığı anketler hariç- yapılan anketlerin ortak noktası AKP hükümetinin büyük düşüş yaşadığı yönünde. AKP, 3 Kasım seçimlerinde milletten aldığı büyük tek parti nimetini kullanamayıp, eline yüzüne bulaştırdığı için millet de bir dahaki seçimlerde AKP'yi cezalandıracağının sinyallerini veriyor. Bazı gazetelerin yaptıkları anketler, gazete patronlarıyla hükümet arasındaki ilişkilerin seyrini tayin etmek maksadıyla yapıldığı için ya AKP oyları aşırı şişkin gösteriliyor, ya da iktidara belli mesajlar vermek için değişik siyasi denklemlerle sopa göstermek niyetiyle kasıtlı sonuçlar veriliyor. Bu yüzden gazete patronlarının rant hesabı güderek yaptırıp, yayınlattıkları bu anket sonuçları, halkın gerçek görüşünden çok, patronun hükümetle olan rant diyaloğuna göre şekillendiği için, bu sonuçların dikkate alınmaması gerekiyor.Ortalıkta bu tür anketlerin dolaştığı ve halkımızın kafasının gerçekten karıştığı böyle bir ortamda, hiçbir siyasi ve ticari kaygı gütmeden kamuoyunun nabzını tutan anket sonuçlarına ihtiyacımız var. Bu bakımdan Skala Ajansın 41'i il merkezi olmak üzere toplam 712 merkezde 30 bin 96 kişiyle yaptığı kamuoyu anketinin sonuçları hayli önem kazanıyor. Skala Ajansın yaptığı bu geniş çaplı anketin sonuçları şöyle: AKP yüzde 30.7, CHP yüzde 10.6, MHP yüzde 8.9, BTP yüzde 7.1, DYP yüzde 5.4, ANAP yüzde 4.0, DTP yüzde 3.8, SP yüzde 2.6, DSP yüzde 1.4, GP yüzde 0.9, İP yüzde 0.8, BBP yüzde 0.7 ve kararsızlar yüzde 23.1.Bu anket sonuçlarında dikkat çeken iki önemli husus var. Birincisi tüm medya ambargosuna rağmen Bağımsız Türkiye Partisi'nin hızlı yükselişi, ikincisi ise kararsızların yüzde 23 gibi yüksek bir oranda oluşu. Bu iki dikkat çekici husus, bugüne kadar yapılan hiçbir ankette ortaya çıkmayan - daha doğrusu çıkarılmayan- bir sonuç. Türkiye'nin AB, ABD, IMF ve misyonerlerin cenderesinde sıkıştırıldığı ve siyasi iradenin de bu presten zerre kadar rahatsızlık duymadığı bir ortamda, AB, ABD ve IMF'yi reddedip, misyonerlere karşı en sağlam duruşu gösteren ve Bağımsız Türkiye'yi savunan tek partinin Bağımsız Türkiye Partisi olması, bu sonuçlardaki yükseliş trendinin izahı niteliğinde.Ayrıca daha 4 yıl önce kurulmuş bir siyasi parti olan BTP'nin bu kadar kısa bir zaman diliminde hepsi daha önce iktidar olmuş ve neredeyse yarım asırlık geçmişleri bulunan partileri zorlaması da, halkın teveccühünün Bağımsızlık yönünde tezahür ettiğinin en açık ispatı.Bu sonuçların sağlamasını yapmak isteyenler de, son günlerde iktidar merkezli medyanın Bağımsız Türkiye Partisi ve onun lideriyle ilgili olarak başlattıkları iftira ve karalama kampanyalarını dikkatle takip edebilirler. Böylece Bağımsız Türkiye'nin yükselişini engellemek için siyasi iradenin ne tür hesaplar içinde olduğunu daha net olarak anlayabilirler.Bu sonuçlarda AKP'nin oyları yüzde 30 olarak görünüyor ancak ikinci büyük parti olarak kararsızların gelmesine dikkatlerinizi çekmek istiyorum. "Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz" sorusuna "kararsızım" şeklinde cevap verenlerin, karar verme aşamasına geldikleri zaman mevcut iktidara oy vermeyeceklerini Türk siyasetinin ve Türk insanının yapısını bilenler çok iyi tahlil edebilirler. Yüzde 23'lük dev bir kararsız pastasından AKP'ye dişe dokunur bir pay düşmeyeceğini hesaba kattığınızda, AKP'nin yüzde 30 olarak görünen oy oranı yüzde 20'lere gerileyecektir. Bu durumda da baraja en yakın partiler barajın üzerine çıkacak ve yeni dönemde Türk siyasi hayatı farklı denklemler üzerine bina edilmek durumunda kalacak. Bu sonuçların bizden çok çok önce farkında olan AKP iktidarının bu düşüş karşısında yapacağı tek bir manevra var ama o da çözüm niteliği taşımıyor: Baskın erken seçim!AKP'nin yapacağı bu manevranın tek bir sonucu olabilir, o da; çoktan ölmüş cenazenin gömülmesini erkene almak.Yoksa yükselen değer Bağımsız Türkiye'yi şu aşamada engellemek pek mümkün görünmüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012