Aynı kişinin tekelinde iki gazeteden biri hükümetin beceriksizliğini müdellel bir şekilde ortaya korken diğer gazete veya yayın organının hükümeti oturtmak için en uygun yer bulamıyorsa, yada aynı gazetenin bir köşe yazarı hükümeti son derece başarısız bulurken, karşı sayfa köşe yazarı, hükümet için adeta; "kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur" türü mersiyeleri abaküslere dizmesini siz sadece medyamızın değişmez iki yüzlülüğü şeklinde özetleyebilir misiniz? Ne iki ne dört ne altı, bu hal olsa olsa çok yüzlülük olarak açıklanabilir.Bir ünlü araştırmacı-karıştırmacı uzatıyor mikrofonu vatandaşa, vatandaş barut fıçısından daha tehlikeli bir halde.Ne diyor?Özetle.Açız diyor.Fakiriz diyor.İşsiziz diyor.Kocam işsiz, iki oğlum işsiz ben de işsizim diyor bir bayan.Bir diğeri hasta olan eşine bakamamanın feryadını duyurmaya çalışıyor yetkililere.Ankara'daki yetkililer ise hala "vatandaşın bir eli yağda, bir eli balda" olmasa da bir sapa balda edebiyatıyla meşgul.Toplumun kahır çoğunluğu;Aç, yoksuz, işsiz ve aşsız.Bir mutlu azınlık hariç.Ve bu mutlu azınlığın içinden çıkan birkaç merdane "objektif olma" adına bu gerçekleri ekrana taşıyor.Oysa mesai arkadaşı onu yalanlamak için başka havalardan dem vurur.Medyayı gayesinin dışında kullanmayı meslek etiği yada eteği açısından sakıncalı görmeyen patronlar bu yolla hükümete mesaj mı yolluyor.Biz istersek seni yüceltiriz, istersek de seni yerin dibine batırırız, ona göre ayağını denk at.Eğer şu malum işi yapmazsan, o malum krediyi vermezsen, o meçhul/miktarı bilinmez borcu silmezsen başına gelecekleri bir düşün.Türk medyası hep bu mizansenlerle, yada vakıalarla anılır oldu kaç yıldır.İhale kovalayan kimi aslan parçası köşe yazarları hala fikri sorulan, düşüncesine değer verilen, görüşlerine saygı duyulan kişilerse varın gerisini siz düşünün.Dünün hurdacısı kimi zatların bugün eğer miktarı bilinmez servetleri konuşuluyorsa, bunu ihale kapmaca oynayan o ünlü köşe yazarlarına borçlu değiller mi sanıyorsunuz?Bazen sorarlar bize, malum medya niye sizden hiç bahsetmez?Aslında cevabı sorusunda saklı.O malum medyanın çok bahsettiğinden ne hayır gördünüz?Hiiiç.O malum medyanın çok iyi çok iyi dediğinden ne iyilik gördünüz?Hiiiç.O malum medyanın çok faydalıdır diye reklamını yaptığından ne fayda gördünüz?Hiiiç.E o zaman bu sorunun cevabı kendinde.Eğer malum medya birilerinden hiç bahsetmiyorsa, bu onun diğerlerinden farklı olduğu için değil mi?BTP'den hiç bahsedemeyen medyanın zoru ne olabilir sizce?Dünyanın saygın ilim adamları Prof. Dr. Haydar Baş'tan sitayişle bahsederken medyamız niye bir kelimeyi esirgiyor sizce?Bu BTP'nin diğerlerinden farklı olduğu anlamına gelmez mi? Fikirleriyle, Olaylara yaklaşımındaki ferasetiyle,Dünyanın kabul ettiği görüşleriyle,Alışıla gelmiş ilim adamı, siyaset adamı, fikir adamı kişiliğiyle diğerlerinden tamamen farklı bir duruş sergileyen Prof. Dr. Haydar Baş niye bu zatları rahatsız ediyor olabilir?Bir düşünün.Eğer Prof. Dr. Haydar Baş;"Devlet-millet, sivil-asker, bir ve beraber olmalıdır. Asla aralarından bir sürtüşme, bir niza, bir kopukluk olmamalıdır. Bu millet kardeştir. Bu millet Türklük şemsiyesi altından cem olmuş, bir araya gelmiş kardeş bir millettir. Bu milleti bölüp parçalamak isteyenlere asla fırsat vermemeliyiz, verirsek Allah da bizim belamızı verir" tespitlerini haykırmayıp da bunun tamamen zıddını savunsaydı.Kaç on yıldır yapılan bir yanlışı o da tekrar edip, askerle sivil, devletle millet arasında kavgayı ve husumeti oluşturacak beyanlarda bulunsaydı, bazı kavram ve değerlere hakaretler yapsaydı, işte o zaman Islamacı (siz bunu İslamcı diye de anlayabilirsiniz) medya ve o malum medyada tereddütsüz yer alırdı.Haydar Baş zor olsa da doğru olanı yapıyor.Devlet-millet, sivil-asker kaynaşmasının kaybolduğu Irak fazla ırak değil hani.Bakıp ibret almak, hiç olsun ders almak da zor değil.Biraz da bu yönüyle düşünelim.Kaç on yıldır malum medyanın -kötüler görünürken bile- reklamını yaptıkları bizi bu hallere düşürdüyse, biz o malum medyanın görmezden geldiğine sahip çıkalım bu kez.Çıkalım da farklı bir dünya yaşayalım.Biz kârlı çıkarız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024