Masiva ve dünya hayatı -1-
Masiva, insanı Allah’tan uzaklaştırıp, hakikate perde olan ve ruhun safiyetine zarar veren her şeydir. Dünya hayatı insanı günaha sürüklediği ve Allah’tan uzaklaştırdığı için, bu mânâda Masiva olarak adlandırılmıştır
11.11.2024 08:55:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Masiva, insanı Allah'tan uzaklaştırıp, hakikate perde olan ve ruhun safiyetine zarar veren her şeydir. Dünya hayatı insanı günaha sürüklediği ve Allah'tan uzaklaştırdığı için, bu mânâda Masiva olarak adlandırılmıştır.
Âyet ve hadislerde dünya hayatının zemmedilmesi, insanın ruhunun ulvî gâyesine ulaşmasına engel teşkil etmesi ve perde olması sebebiyledir.
Âyet ve hadislerde dünya zemmedilmiş, insanın asıl hayatının âhiret hayatı olduğu, bu dünyanın geçici olduğu,dünyaya aldanılmaması hususunda inananlar uyarılmıştır.
Dünya hayatının geçiciliğini, mâsiva oluşununu, gerçek hayatın âhirette olduğunu; asıl gâyenin ise Cenâb-ı Hakk'ın rızasına erişmek, böylece kulluk gâyesine ulaşmak olduğunu, en güzel sözlerin sahibi Cenâb-ı Hakk'ın lisânından âyetlerle aktaralım:
"Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sâyesinde gürleşip birbirine girer. Nihâyet yeryüzü ziynetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hâle getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz."
"Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sâyesinde yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp hâline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir."
"Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabb'inin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır."
"Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'ın katındadır."
"Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâla buna aklınız ermeyecek mi?"
"Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır."
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir."
"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için âhiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?"
"Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Âhiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!"
"Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez."
"Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama âhiret, gerçekten kalınacak yurttur."
"Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir."
"Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rab'lerine dayanıp güvenenler içindir."
"Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak Kıyâmet Günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim Cehennem'den uzaklaştırılıp Cennet'e konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir."
Dünya, Kur'ân-ı Kerim'in beyanıyla bir aldatmadır. Yani aslına baktığımız zaman, koskaca kâinat, galaksiler, yıldızlar topluluğu, içinde yaşadığımız dünya, samanyolu, gözümüzle görmemiz mümkün olmayan, bazı teknik cihazlarla ancak görülmesi mümkün olan elektronlardan vücut bulmuştur.
Fizik ilmi ile uğraşanlar şunu çok iyi bilirler ki, maddeyi oluşturan, onu vücuda getiren atom parçalarıdır. Atom da tek başına bir bütün değildir. O da elektron ve çekirdekten meydana gelmiş bir varlıktır.
Fakat atomun yapısı da çok enteresandır. Koskocaman bir futbol sahasında beş on tane topun büyük bir hızla döndüğünü düşünürsek, bu, 10 veya 20 topun dönüşü nedeniyle her taraf top olmuş zannederiz.
Elektronlarda çok hızlı dönüyor. Hızlı dönen pervaneye baktığımızda; iki kanadının arasını dolmuş zannederiz. Aslında onda ikisi doludur. Onda sekizi boştur.
Bu elektronların hareketi mutlaka bir noktada duruyor. Elektronların hareketi durduğu zaman atom denilen o maddenin en küçük yapısında mutlaka bir çöküş oluyor. Buna fizik ilminde nötron çöküşü denir. Her atomun nötronlarına doğru çöküşü başlıyor. Çöküş başladığında, aradaki boşluklar yok oluyor.
Mesela; şu koskacaman dünyayı bu boşlukları kaldırdığımız zaman bir terzi yüksüğün içine sığdırabiliriz.
Bu âyette bildirilen hayal değil de nedir?
Maddenin oluşu, tabiri câizse, böyle bir göz boyamadır. Aslında bir hiçliktir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Âyet ve hadislerde dünya hayatının zemmedilmesi, insanın ruhunun ulvî gâyesine ulaşmasına engel teşkil etmesi ve perde olması sebebiyledir.
Âyet ve hadislerde dünya zemmedilmiş, insanın asıl hayatının âhiret hayatı olduğu, bu dünyanın geçici olduğu,dünyaya aldanılmaması hususunda inananlar uyarılmıştır.
Dünya hayatının geçiciliğini, mâsiva oluşununu, gerçek hayatın âhirette olduğunu; asıl gâyenin ise Cenâb-ı Hakk'ın rızasına erişmek, böylece kulluk gâyesine ulaşmak olduğunu, en güzel sözlerin sahibi Cenâb-ı Hakk'ın lisânından âyetlerle aktaralım:
"Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sâyesinde gürleşip birbirine girer. Nihâyet yeryüzü ziynetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hâle getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz."
"Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sâyesinde yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp hâline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir."
"Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabb'inin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır."
"Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'ın katındadır."
"Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâla buna aklınız ermeyecek mi?"
"Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır."
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir."
"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için âhiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?"
"Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Âhiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!"
"Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez."
"Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama âhiret, gerçekten kalınacak yurttur."
"Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir."
"Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rab'lerine dayanıp güvenenler içindir."
"Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak Kıyâmet Günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim Cehennem'den uzaklaştırılıp Cennet'e konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir."
Dünya, Kur'ân-ı Kerim'in beyanıyla bir aldatmadır. Yani aslına baktığımız zaman, koskaca kâinat, galaksiler, yıldızlar topluluğu, içinde yaşadığımız dünya, samanyolu, gözümüzle görmemiz mümkün olmayan, bazı teknik cihazlarla ancak görülmesi mümkün olan elektronlardan vücut bulmuştur.
Fizik ilmi ile uğraşanlar şunu çok iyi bilirler ki, maddeyi oluşturan, onu vücuda getiren atom parçalarıdır. Atom da tek başına bir bütün değildir. O da elektron ve çekirdekten meydana gelmiş bir varlıktır.
Fakat atomun yapısı da çok enteresandır. Koskocaman bir futbol sahasında beş on tane topun büyük bir hızla döndüğünü düşünürsek, bu, 10 veya 20 topun dönüşü nedeniyle her taraf top olmuş zannederiz.
Elektronlarda çok hızlı dönüyor. Hızlı dönen pervaneye baktığımızda; iki kanadının arasını dolmuş zannederiz. Aslında onda ikisi doludur. Onda sekizi boştur.
Bu elektronların hareketi mutlaka bir noktada duruyor. Elektronların hareketi durduğu zaman atom denilen o maddenin en küçük yapısında mutlaka bir çöküş oluyor. Buna fizik ilminde nötron çöküşü denir. Her atomun nötronlarına doğru çöküşü başlıyor. Çöküş başladığında, aradaki boşluklar yok oluyor.
Mesela; şu koskacaman dünyayı bu boşlukları kaldırdığımız zaman bir terzi yüksüğün içine sığdırabiliriz.
Bu âyette bildirilen hayal değil de nedir?
Maddenin oluşu, tabiri câizse, böyle bir göz boyamadır. Aslında bir hiçliktir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)