Sizlerin dikkatini çekti mi bilmiyorum ama Saddam Hüseyin'in idamının öncesi ve sonrasında Iraklı Kürtlerin ve peşmerge liderlerinin, bu idam sanki onları hiç ilgilendirmiyormuş gibi derin bir sessizliğe gömülmeleri benim dikkatimi çekti. Ve bu sessizliğin altında, idamla fitili ateşlenen bölünmüş Irak senaryosunda Kürtlerin sakin ve huzurlu bir limana demirlenmesi girişiminin telaşını hissettim. Irak, Saddam'ın idamıyla Sünni-Şii mezhep çatışmasının kucağına bırakılırken, ülkenin kuzeyinde kurdukları derebeyliklerini devlete devşirme gayreti içerisindeki peşmergeler bu idamın taraflarından birisi olmamak için büyük çaba sarfettiler ya da onlara öyle bir politika icbar edildi.Ne olursa olsun, akılcı ve kurnaz bir politika.Irak'ın ortası ve güneyi mezhep çatışmasıyla kavrulurken, Kuzey'de huzur hakim olacak?Çünkü birileri Irak'ın kuzeyinde istikrar ve huzur, diğer bölgelerinde ise kavga, çatışma ve huzursuzluk istiyor. Bu yönüyle Saddam'ın idamında ve yargılanma sürecinde bilerek ve kasten taraflardan birisi haline getirilmedi Kürtler. Saddam'ın sabıkasındaki Kürt dosyası neredeyse hiç gündem edilmedi ve nedense en az Şiiler kadar Saddam'ın celladı olmak için sıraya girmek istemesi gereken tek bir Kürt ortaya çıkmadı. Hem bu şartlarda onların cellat olması daha kolay olabilirdi, çünkü arkalarında Talabani gibi bir cumhurbaşkanları var. İdamdan sonra İran'da ve Irak'ın güneyinde sevinç gösterileri düzenlenirken, Irak'ın kuzeyine dair tek bir görüntü yayınlanmadı.Peşmerge lideri Talabani de, idamdan hemen sonra apar topar bir açıklama yapma ihtiyacı hissederek, Saddam Hüseyin'in idamına müdahale etmediğini söyledi. İşin özeti, bu idamla birlikte Irak'ın ortasına fitili ateşlenmiş olarak bırakılan tahrip gücü yüksek dinamitin etkilerinden korunması için Irak'ın kuzey bölgesine sağlam bir çeper örüldü.Orta ve güneyde kıyametler kopacak, kardeş kardeşi (Arap Arabı) katledecek ama Kuzey'de Türk işadamlarının büyük desteğiyle kalkınma tam gaz devam edecek!***Kuzey Irak'taki peşmerge gruplarının son birkaç aydır dillerine doladıkları "ABD bizi satmasın" tedirginliğinin altında anlamlı bir bilinçaltı şifresi ve hatta kendi çapında bir bilinç yatıyor. Kendilerini maşa olarak kullanan gücün bir gün elbet kendilerini satacağı bilincine kavuşmuş olmaları kanımca önemli bir aşamadır. Iraklı Kürtleri Irak işgalinin öncesinde ve sonrasında maşa olarak ve başta Türkiye ve İran olmak üzere bölge ülkelerini dize getirmek için sopa misali kullanan ABD, zamanı geldiğinde bu maşayı elinden bırakacak, onların ifadesiyle satacak. Bu, kaçınılmaz bir son. Nitekim son James Baker- Hamilton Raporu'nun geçtiğimiz hafta açıklanmasının ardından da Kürt gruplar aynı psikolojiye girdiler. Çünkü bu raporda Kerkük referandumunun ertelenmesi ve bölge ülkeleriyle daha fazla işbirliği öneriliyor ve dolaylı da olsa Irak'ın şimdilik bölünmemesi tavsiye ediliyordu. Rapor ilk bakışta her ne kadar peşmergelerin endişelerini doğrular gözükse de, satır aralarında verdiği ince mesajlarla İran, Türkiye ve Suriye'den önemli parçaları Kürt bölgesi olarak gösteriyor ve Irak'ın kuzeyini de tamamen Kürt egemenliği altındaki bölge olarak ilan ediyordu. Böyle bile olsa peşmergelerin ABD tarafından her an satılabileceği bilincinde gözükmeleri, kendilerini bekleyen gerçek ve acı sonun farkında olduklarını gösterir.Ama tek başına bu bilinç onları "acı sondan" kurtarmaya yetmeyebilir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012