Malını koruduğun gibi dilini de koru
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Konuşmadığın sürece söz senin bağındadır (mahkûmundur); söylediğin zaman sen onun bağındasın (mahkûmusun). O halde altın ve gümüşünü koruduğun gibi, dilini de koru. Nice bir söz vardır ki, nimeti elden alır ve azabı celp eder"
10.07.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Hz. Ali (a.s.), Cabir b. Abdullah el-Ensari'ye şöyle buyurdu: "Ey Cabir! Din ve dünyanın kıvamı, dört şeyle ayakta durur: İlmiyle amel eden âlim, öğrenmekten çekinmeyen cahil, iyilik ve ihsan etmekte cimrilik etmeyen cömert, ahiretini dünyası için satmayan fakir. Âlim ilmini zayi ederse, cahil de öğrenmekten kaçınır. Zengin iyilik yapmada cimri davranırsa, fakir de ahiretini dünyasına satar. Ey Cabir, Allah'ın nimetleri kimin üzerinde çoğalırsa, insanların ona ihtiyaçları da artar.
O halde kim kendisine verilenlerde Allah için gerekeni yaparsa, nimetleri daimi ve sabit kalır; kim de üzerine düşen vazifeyi yerine getirmezse, elindekileri zevale ve yokluğa sevk etmiş olur." Ebu Cuhafe, Emir'ül-Mü'minin Ali (a.s)'ın marufu emretmek ve münkeri nehyetmek hakkında şöyle buyurduğunu nakletmektedir. "Cihat hususunda mağlup olduğunuz ilk şey, ellerinizle cihat etmenizdir; sonra dillerinizle, daha sonra kalplerinizle. Kim kalbiyle marufu tanımaz ve münkeri reddetmezse ters çevrilir; üstü alt ve altı da üst olur."
Hz. Ali'nin hikmetli sözlerinden bazıları ise şöyledir:
"Ey Mü'minler, her kim bir zulmün işlendiğini veya bir kötülüğe davet edildiğini görür de kalbiyle reddederse, salim kalır ve günahtan korunmuş olur; kim de diliyle reddederse, mükâfatlarmış olur ve ilkinden daha üstün sayılır; her kim de Allah'ın kelimesi yücelsin ve zalimlerin kelimesi alçalsın diye kılıcıyla reddederse, kurtuluş yoluna ermiş, Allah yolunda kıyam etmiş ve kalbini yakîn nuruyla aydınlatmış olur."
"İnsanlardan bir grup münkeri eli, dili ve kalbiyle reddeder; bunlar bütün iyi hasletleri kendilerinde toplamışlardır. Bir grup da münkeri kalbi ve diliyle inkâr eder, ancak eliyle bir iş yapmaz; bunlar da iyi hasletlerden iki haslete sarılmış, bir hasleti zayi etmişlerdir. Bir grup da sadece kalbiyle inkâr eder ve diliyle inkâr etmez; bunlar da üç hasletten en değerli iki hasleti zayi etmiş, sadece bir haslete sarılmışlardır.
Bir grup da münkeri eli, dili ve kalbiyle reddetmeyi terk etmiştir; bunlar da yaşayan ölülerdir. Bütün iyi ameller ve Allah yolunda cihat, marufu emredip münkerden alıkoymak karşısında, engin denizdeki bir damla gibidir. Marufu emredip münkerden alıkoymak ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı azaltır. Bunların hepsinden daha üstünü, zalim bir önderin karşısında hak bir söz söylemektir." "Hak ağır ama hoş; bâtıl ise hafif ama öldürücüdür."
"Bu ümmetin en iyisi hakkında bile Allah'ın azabından emin olma; zira Allah şöyle buyurmuştur: 'Allah'ın azabından hüsrana uğrayan topluluktan başkası emin olmaz.' (A'raf: 99). Bu ümmetin en kötüsü hakkında bile Allah'ın rahmetinden ümitsiz olma; çünkü yüce Allah, 'Allah'ın rahmetinden, kafir olan kavimden başkası ümit kesmez' (Yusuf: 87) buyurmuştur." "Cimrilik, tüm çirkin kötülükleri bir araya toplamaktadır.
Cimrilik, insanı her türlü kötülüğe götüren bir yulardır." "Ey Âdemoğlu, rızık iki kısımdır. Birini sen istersin, diğeri ise seni ister; ardından gitmezsen peşinden gelir. O halde yılının hüznünü gününe yükleme. Her günün rızkı sana yeter.
Eğer o yıl ömründen ise, Allah her yeni günde taksim ettiği rızkı sana verecektir. Yok, eğer o yıl ömründen değilse, o halde senin olmayan şeyler için neden üzülüyorsun? Hiçbir isteyici, rızkını almadan senden öne geçemez ve hiç kimse bunda sana galip olamaz; sana takdir edilen şey, asla senden gecikmez." "Nice bir güne yönelen vardır ki, o günün gecesine erişmemiştir. Gecenin evvelinde nice gıpta edilen vardır ki, gecenin sonunda ağlayanları etrafına toplanmıştır."
"Konuşmadığın sürece söz senin bağındadır (mahkûmundur); söylediğin zaman sen onun bağındasın (mahkûmusun). O halde altın ve gümüşünü koruduğun gibi, dilini de koru. Nice bir söz vardır ki, nimeti elden alır ve azabı celp eder."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
O halde kim kendisine verilenlerde Allah için gerekeni yaparsa, nimetleri daimi ve sabit kalır; kim de üzerine düşen vazifeyi yerine getirmezse, elindekileri zevale ve yokluğa sevk etmiş olur." Ebu Cuhafe, Emir'ül-Mü'minin Ali (a.s)'ın marufu emretmek ve münkeri nehyetmek hakkında şöyle buyurduğunu nakletmektedir. "Cihat hususunda mağlup olduğunuz ilk şey, ellerinizle cihat etmenizdir; sonra dillerinizle, daha sonra kalplerinizle. Kim kalbiyle marufu tanımaz ve münkeri reddetmezse ters çevrilir; üstü alt ve altı da üst olur."
Hz. Ali'nin hikmetli sözlerinden bazıları ise şöyledir:
"Ey Mü'minler, her kim bir zulmün işlendiğini veya bir kötülüğe davet edildiğini görür de kalbiyle reddederse, salim kalır ve günahtan korunmuş olur; kim de diliyle reddederse, mükâfatlarmış olur ve ilkinden daha üstün sayılır; her kim de Allah'ın kelimesi yücelsin ve zalimlerin kelimesi alçalsın diye kılıcıyla reddederse, kurtuluş yoluna ermiş, Allah yolunda kıyam etmiş ve kalbini yakîn nuruyla aydınlatmış olur."
"İnsanlardan bir grup münkeri eli, dili ve kalbiyle reddeder; bunlar bütün iyi hasletleri kendilerinde toplamışlardır. Bir grup da münkeri kalbi ve diliyle inkâr eder, ancak eliyle bir iş yapmaz; bunlar da iyi hasletlerden iki haslete sarılmış, bir hasleti zayi etmişlerdir. Bir grup da sadece kalbiyle inkâr eder ve diliyle inkâr etmez; bunlar da üç hasletten en değerli iki hasleti zayi etmiş, sadece bir haslete sarılmışlardır.
Bir grup da münkeri eli, dili ve kalbiyle reddetmeyi terk etmiştir; bunlar da yaşayan ölülerdir. Bütün iyi ameller ve Allah yolunda cihat, marufu emredip münkerden alıkoymak karşısında, engin denizdeki bir damla gibidir. Marufu emredip münkerden alıkoymak ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı azaltır. Bunların hepsinden daha üstünü, zalim bir önderin karşısında hak bir söz söylemektir." "Hak ağır ama hoş; bâtıl ise hafif ama öldürücüdür."
"Bu ümmetin en iyisi hakkında bile Allah'ın azabından emin olma; zira Allah şöyle buyurmuştur: 'Allah'ın azabından hüsrana uğrayan topluluktan başkası emin olmaz.' (A'raf: 99). Bu ümmetin en kötüsü hakkında bile Allah'ın rahmetinden ümitsiz olma; çünkü yüce Allah, 'Allah'ın rahmetinden, kafir olan kavimden başkası ümit kesmez' (Yusuf: 87) buyurmuştur." "Cimrilik, tüm çirkin kötülükleri bir araya toplamaktadır.
Cimrilik, insanı her türlü kötülüğe götüren bir yulardır." "Ey Âdemoğlu, rızık iki kısımdır. Birini sen istersin, diğeri ise seni ister; ardından gitmezsen peşinden gelir. O halde yılının hüznünü gününe yükleme. Her günün rızkı sana yeter.
Eğer o yıl ömründen ise, Allah her yeni günde taksim ettiği rızkı sana verecektir. Yok, eğer o yıl ömründen değilse, o halde senin olmayan şeyler için neden üzülüyorsun? Hiçbir isteyici, rızkını almadan senden öne geçemez ve hiç kimse bunda sana galip olamaz; sana takdir edilen şey, asla senden gecikmez." "Nice bir güne yönelen vardır ki, o günün gecesine erişmemiştir. Gecenin evvelinde nice gıpta edilen vardır ki, gecenin sonunda ağlayanları etrafına toplanmıştır."
"Konuşmadığın sürece söz senin bağındadır (mahkûmundur); söylediğin zaman sen onun bağındasın (mahkûmusun). O halde altın ve gümüşünü koruduğun gibi, dilini de koru. Nice bir söz vardır ki, nimeti elden alır ve azabı celp eder."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.