26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadolu'da Malazgirt Ovasında meydana gelen Malazgirt Meydan Muharebesinin 934. yıl dönümünü idrak etmekteyiz. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir. Zafer haftası vesilesiyle, bu ay içerisinde tarihte cereyan eden olayları hatırlamak ve milli duygularımızı şahlandırmak istedik.Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Bizans imparatorluğu arasında meydana gelmiş olan bu savaş, Anadolu kapıların Türklere açılmasına vesile olmuştur. Selçuklu Türklerinin hakanı Sultan Alparslan, Bizanslıların imparatoru ise Romen Diojen idi. Bizans imparatorunun amacı, Türkleri Anadolu'dan çıkarmak ve Türk illerini ele geçirmekti. Bu amaçla iki yüz bin kişilik büyük bir ordu ile yola çıktı. Bunu haber alan Sultan Alparslan, Türk ülkesini Bizanslıların saldırısına karşı korumak için ordusu ile Doğu Anadolu'ya hareket etti. İki ordu Malazgirt'te karşı karşıya geldi. Alparslan, kan dökülmesini önlemek için savaş başlamadan önce Bizans imparatoruna elçiler göndererek barış teklif etti. Ancak Bizans imparatoru Romen Diojen, ordusunun sayı ve güç olarak Türklerden fazla olmasına güvenerek teklifi reddetti. Bizans ordusu iki yüz bin kişi, Türk ordusu ise elli dört bin kişi idiler.Diojen'in hesap etmediği bir şey vardı ki Müslüman Türk orduları, hemen her savaşta sayı olarak azdır ama güç olarak hep üstündürler. Çünkü Müslüman Türkler, vatanları uğruna ölmenin ne demek olduğunu bilerek savaşırlar. Şehitlik rütbesine erişmek onlar için en büyük şereftir. Böylece Allah'ın övgüsüne mazhar olmaya çalışırlar. "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlamazsınız" (Bakara: 154) Bu inanç zaferlerin temelinde yatan ana unsurdur." Onun içindir ki milli şairimiz "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır" sözü ile bu gerçeği dile getirmeye çalışmıştır.Türkler, her türlü tedbiri aldı ve savaş için bütün hazırlıkları tamamladı. Tarih, 26 Ağustos 1071 Cuma günü idi. Alparslan ve ordusu hep birlikte Cuma namazını kıldılar. Cuma namazından sonra Sultan Alparslan, ordusuna şöyle hitap etti:-"Kumandanlarım, askerlerim! Biz ne kadar az olursak olalım, onlar ne kadar çok olursa olsunlar, daha fazla bekleyemeyiz. Bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettiği şu saatlerde kendimi düşman üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım, ya şehit olur cennete girerim." Ordudaki askerler: -"Ey Yüce Sultan! Her zaman senin emrinde ve seninle olacağız, seninle ölmeye razıyız." diye haykırdılar. Alparslan'ın üzerinde beyaz bir elbise vardı. Hücum emrini vermeden önce son söz olarak: -"İşte şehitlik kefenim, savaş meydanında ölürsem beni bu elbise ile gömersiniz"Bundan sonra Türk Ordusu hücuma geçti. Cuma günü öğleden sonra başlayan savaş akşamüzeri sona erdi. Tarihin en büyük meydan savaşlarından biri olan Malazgirt savaşı Türk ordusunun kesin galibiyeti ile sonuçlandı. Büyük komutan Alparslan'ın üstün savaş taktiği ve Türk Askerinin cesaret ve kahramanlığı sayesinde elli dört bin kişilik Türk ordusu, kendisinden kat kat fazla olan Bizans ordusunu birkaç saat içinde kesin bir yenilgiye uğratmış ve büyük bir zafer kazanmıştı. Bu savaşta Bizans imparatoru Romen Diojen de esir alınmıştı. İmparator, savaşın galibi Büyük Türk hakanı Alparslan'ın huzuruna çıkarıldı. Alparslan imparatora çok iyi davrandı. Sultan Alparslan, imparator Diojen'e eğer savaşı kendilerinin kazanması halinde nasıl davranacağını sorduğunda, çekinmeden ona çok kötü davranacağını söylemiştir. Diojen'in böyle konuşmasına rağmen Yüce Türk hakanı merhametinden hiç bir şey kaybetmeden yinede ona iyi davranmıştır. Büyük zaferin Muzaffer komutanı Sultan Alparslan, Diojen'i affetti ve yanına muhafızlar vererek onu memleketine gönderdi. Alparslan bu davranışı ile insanlığa çok önemli bir ahlâk dersi vermiş; Türk milletinin sahip olduğu üstün özellikleri göstermiştir. Ruhu şad olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025