Liberal kapitalist modellerin vergi uygulamaları, ülkeler arasında ufak tefek ayrılıklar sergilese de temelde belli bir yaklaşımın ürünüdür. Milli Devlet modelinin vergi sahasındaki uygulamaları ile de taban tabana zıttır.
Milli Devlet modelimizdeki vergi uygulamalarını açıklamadan önce, liberal kapitalist uygulamaların temel karakteristiklerine dikkat çekmekte fayda vardır.
Liberal kapitalist modellerin vergi ile ilgili en belirgin uygulamalarından biri, ikili vergi sistemidir. Yani sermayenin elde ettiği kârdan alınan vergi ile emeğin kârından alınan vergi bir değildir. Spekülatif hareketlerle elde edilen kârdan, faizden, borsadan, bono-tahvil piyasalarından elde edilen kârlardan ya hiç vergi alınmamakta, ya da çok az miktarda alınmaktadır. Oysa üretimden, ticaretten ya da hizmetten elde edilen kârlardan alınan vergiler, son derece yüksektir.
İkili vergi uygulamalarının dünya ekonomisi üzerinde ciddi tahribatlar yaptığı ortadadır. Bireyleri, çalışarak kazanma yerine, para ile para kazanmaya yönelten bu uygulama; hem gelir dağılımında dengesizliğe sebep olmakta, hem de işsizliği arttırmaktadır. Sadece FEX piyasalarında günde 1.9 trilyon dolar işlem olduğu ve bu rakamın günlük ticaret hacminin 50 katı olduğu dikkate alındığında; bu dengesizliğin boyutları daha iyi anlaşılacaktır.
Sanal dünyada kazanılan bu paraların karşılığında bir üretim artışının olmadığı da ortadadır. Üretim aynı kalmakta; ama mutlu bir azınlığın sahip olduğu servet sürekli artmaktadır. Bunun bir diğer anlamı ise, mutlu azınlığın toplam üretimden elde edecekleri fayda artarken; toplumun diğer büyük kesiminin üretimden elde edeceği faydanın aynı oranda azaldığıdır. İkili vergi uygulamaları insanları çalışmadan kazanmaya teşvik ettiği için verimlilikte büyük kayıplara sebep olmaktadır. Toplumun büyük bir kesimi, çalışıp üreteceğine, oturduğu yerde-sanal ortamlarda kazandığı için, sahip olduğu enerjiyi ve kabiliyeti toplumun ve kendisinin yararına kullanmamaktadır. Öte yandan faiz gelirinden vergi alınmamakta; ama faiz ödemeleri için, toplumun çalışan-üreten kesiminden elde edilen vergi gelirleri kullanılmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. İrina Hundt / Almanya, Dresden ÜniversitesiMilli Devlet'le hem devlet hem de millet kazanacakProf. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, sadece sömürülen halkları ve devletleri değil, aynı zamanda sömürenleri de dengeye taşıyacak kuşatıcı bir model ve tam bir denge ekonomisidir. Bu modelin ülke idaresine yansıması olarak oluşturulan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi, öyle bir ekonomi yönetimi ortaya koyuyor ki, hem millet zenginliğe kavuşuyor, hem devlet güçleniyor, hem üreten sermayedar memnun kalıyor, hem de tüketen kesim güçlendiriliyor. Devlet, halkına hizmet edecek sermayeyi, yabancılardan temin edilecek kredilerle değil, bizzat kendi emisyon hakkını devreye koyarak elde ettiği için, hem devlet sermayesizlikle kıvranmıyor, hem de milletin sırtına maliyet binmiyor, borç yükü binmiyor. Devlet ve millet arasında dengeyi sağlayan bu formül, işyerlerinde işveren ve işçiler arasındaki münasebetleri de dengeleyen bir mikro model getiriyor. Böylece hem makro planda hem de mikro planda adalet ve etik esaslar, mülkiyet, emek ve hak ekseninde kendiliğinden oluşuyor. Bu muhteşem ahenge başka hiçbir yerde rastlamak mümkün değildir.
Milli Devlet modelimizdeki vergi uygulamalarını açıklamadan önce, liberal kapitalist uygulamaların temel karakteristiklerine dikkat çekmekte fayda vardır.
Liberal kapitalist modellerin vergi ile ilgili en belirgin uygulamalarından biri, ikili vergi sistemidir. Yani sermayenin elde ettiği kârdan alınan vergi ile emeğin kârından alınan vergi bir değildir. Spekülatif hareketlerle elde edilen kârdan, faizden, borsadan, bono-tahvil piyasalarından elde edilen kârlardan ya hiç vergi alınmamakta, ya da çok az miktarda alınmaktadır. Oysa üretimden, ticaretten ya da hizmetten elde edilen kârlardan alınan vergiler, son derece yüksektir.
İkili vergi uygulamalarının dünya ekonomisi üzerinde ciddi tahribatlar yaptığı ortadadır. Bireyleri, çalışarak kazanma yerine, para ile para kazanmaya yönelten bu uygulama; hem gelir dağılımında dengesizliğe sebep olmakta, hem de işsizliği arttırmaktadır. Sadece FEX piyasalarında günde 1.9 trilyon dolar işlem olduğu ve bu rakamın günlük ticaret hacminin 50 katı olduğu dikkate alındığında; bu dengesizliğin boyutları daha iyi anlaşılacaktır.
Sanal dünyada kazanılan bu paraların karşılığında bir üretim artışının olmadığı da ortadadır. Üretim aynı kalmakta; ama mutlu bir azınlığın sahip olduğu servet sürekli artmaktadır. Bunun bir diğer anlamı ise, mutlu azınlığın toplam üretimden elde edecekleri fayda artarken; toplumun diğer büyük kesiminin üretimden elde edeceği faydanın aynı oranda azaldığıdır. İkili vergi uygulamaları insanları çalışmadan kazanmaya teşvik ettiği için verimlilikte büyük kayıplara sebep olmaktadır. Toplumun büyük bir kesimi, çalışıp üreteceğine, oturduğu yerde-sanal ortamlarda kazandığı için, sahip olduğu enerjiyi ve kabiliyeti toplumun ve kendisinin yararına kullanmamaktadır. Öte yandan faiz gelirinden vergi alınmamakta; ama faiz ödemeleri için, toplumun çalışan-üreten kesiminden elde edilen vergi gelirleri kullanılmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. İrina Hundt / Almanya, Dresden ÜniversitesiMilli Devlet'le hem devlet hem de millet kazanacakProf. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, sadece sömürülen halkları ve devletleri değil, aynı zamanda sömürenleri de dengeye taşıyacak kuşatıcı bir model ve tam bir denge ekonomisidir. Bu modelin ülke idaresine yansıması olarak oluşturulan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi, öyle bir ekonomi yönetimi ortaya koyuyor ki, hem millet zenginliğe kavuşuyor, hem devlet güçleniyor, hem üreten sermayedar memnun kalıyor, hem de tüketen kesim güçlendiriliyor. Devlet, halkına hizmet edecek sermayeyi, yabancılardan temin edilecek kredilerle değil, bizzat kendi emisyon hakkını devreye koyarak elde ettiği için, hem devlet sermayesizlikle kıvranmıyor, hem de milletin sırtına maliyet binmiyor, borç yükü binmiyor. Devlet ve millet arasında dengeyi sağlayan bu formül, işyerlerinde işveren ve işçiler arasındaki münasebetleri de dengeleyen bir mikro model getiriyor. Böylece hem makro planda hem de mikro planda adalet ve etik esaslar, mülkiyet, emek ve hak ekseninde kendiliğinden oluşuyor. Bu muhteşem ahenge başka hiçbir yerde rastlamak mümkün değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.