Vezirlerden birisi, Allah dostlarından Zünnûn-ı Mısrî hazretleriyle görüştü ve ellerine kapanarak:
- Bana himmet buyur, gece gündüz elimden geldiği kadar padişahın işi ile meşgulüm. Bu hizmetime karşılık, onun ikram ve ihsanını bekliyor; ama azarlamasından ve beni cezalandırmasından da korkuyorum!..Dedi. Zünnûn onun bu hâline ibretle bakıp, ağlamaya başladı ve:- Eğer ben, senin padişahından korktuğun ve ona hizmet ettiğin gibi, Allah'tan korksaydım sıddîklar zümresinden olurdum!..Buyurdu.Elbisenin içindeNasrettin Hoca yorgun halde, uzak yoldan geliyordu. Yolda atlı gitmekte olan mahalle bekçisine gözü ilişti ve ondan rica etti:- Giysimi alıp gitmez misin ?-Olur, dedi bekçi, köye varınca onu kime vereyim?- Giysim kendi attan inip, evi bulup gider.- Alaycılığı bırakın, hiç dünyada giysi evini bulup gidebilir mi?- Nihayet, onun içinde ben olacağım da, dedi Hoca.
- Bana himmet buyur, gece gündüz elimden geldiği kadar padişahın işi ile meşgulüm. Bu hizmetime karşılık, onun ikram ve ihsanını bekliyor; ama azarlamasından ve beni cezalandırmasından da korkuyorum!..Dedi. Zünnûn onun bu hâline ibretle bakıp, ağlamaya başladı ve:- Eğer ben, senin padişahından korktuğun ve ona hizmet ettiğin gibi, Allah'tan korksaydım sıddîklar zümresinden olurdum!..Buyurdu.Elbisenin içindeNasrettin Hoca yorgun halde, uzak yoldan geliyordu. Yolda atlı gitmekte olan mahalle bekçisine gözü ilişti ve ondan rica etti:- Giysimi alıp gitmez misin ?-Olur, dedi bekçi, köye varınca onu kime vereyim?- Giysim kendi attan inip, evi bulup gider.- Alaycılığı bırakın, hiç dünyada giysi evini bulup gidebilir mi?- Nihayet, onun içinde ben olacağım da, dedi Hoca.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.