İngiliz The Independent gazetesinde bir süre önce yer alan bir haberin başlığı şöyleydi: "Kürdistan: Bir ulus mu doğuyor?" Independent yazarı Patrick Cockburn, "Irak Kürdistan'ı teoride bağımsız bir devlet olmasa da BM'nin birçok üyesinden daha güçlü durumda. Etkili ordusu var. Halen Irak'ın bir parçası, ancak aldığı kararlarda Bağdat'ın etkisi az" diye yazdı.Gerçekten de Irak'ın kuzeyinde bağımsızlığı yalnızca teoriye intikal etmemiş olan birçok alanda bağımsız bir politika üretebilen ve merkezi Irak hükümetinden çok daha güçlü ve etkili bu peşmerge devlet giderek güçlenmekte.Bu dediklerimizin ne kadar doğru olduğu Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin, İsviçre'nin başkenti Bern'de büyükelçiliğin unsurlarını taşıyan bir temsilcilik açmasından da anlaşılabilir. Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin İsviçre'de açılan konsolosluk gibi 14 tane daha temsilciliği daha dünyada faal durumda. Bu ülkeler ABD, Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya, İsveç, İspanya, Portekiz, İsviçre, Polonya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Belçika. Bu ülkelerin Kuzey Irak'taki devleti şimdiden tanıdıklarını söylemek yanlış olmayacaktır sanırım.ABD'nin büyükelçi yardımcısı seviyesinde katıldığı ve diplomatik mahallede açılan bu temsilcilik, bir büyükelçiliğin sahip olduğu bütün unsurları taşıyacak. Türkiye'nin buna karşı bir tedbiri var mıdır?Hiç boşuna yormayın kendinizi. Türkiye hükümetinin babalar gibi satış yaparken böyle basit(!) meselelere ayıracak zamanı yoktur. Kuzey Irak'taki oluşumun köklerini daha derine ulaştırmak için attığı başka bir adım da sözde Kürdistan havayollarının Avrupa'ya uçuşlara başlamış olmasıdır. (Önemli bir not, bu uçuşlar Türkiye hava sahası kullanılmadan yapılamıyor.) İlk uçuş Hollanda'dan gerçekleştirildi. Amsterdam Schiphol Havalimanı'ndan 35 yolcusu ile birlikte havalanan bir uçak,Türkiye hava sahasını kullanarak Kuzey Irak'ın Erbil kentine indi. Bağımsız bir devlet olmak için olmazsa olmaz bir şey de ordudur. Barzani bu adımı da çoktan atmış durumda. Kuzey Irak'ta Kürdistan Demokrat Partisi'ne bağlı 100 bin peşmerge ile Kürdistan Yurtsever Birliği'ne bağlı 80 bin peşmerge birleştirilip, bu ordunun komutansı Barzani'ye bağlandı.Onlarca örnek vermek mümkün. Rice'la Barzani görüşmesi de Kuzey Irak'ta ne yapılmak istendiğini ortaya koyan bir göstergeydi.Ekim ayında Irak'a ani bir ziyaret yapan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Barzani basına açıklama yaparlarken arkalarında ABD bayrağı ve Irak'ın kuzeyini temsil ettiği söylenen sözde Kürt bayrağı vardı. Sizce Rice ve Barzani bu fotoğrafla hangi ülkeye mesaj verdiler ve ne demek istediler? Ben söyleyeyim. Rice ve Barzani'nin mesajı önce Türkiye'yeydi, sonra İran, Suriye'ye. İran ve Suriye'yi bilmem ama Türkiye'de bu mesajı anlayıp ona göre tedbir alacak siyasiler henüz iktidarda değiller?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024