Kutsal Toprakları şimdiden özledim

Cenab-ı Hakk’ın (cc) rahmetinin müminlere sağanak sağanak yağdığı, sevilmiş ve seçilmiş beldelerdeki kutsal vazifemizi tamamlayarak ülkemize döndük.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla beraber geçirdiğimiz günlerimizin haccımızın kabulüne bir vesile olmasını niyaz ediyoruz.
Sevilmiş ve seçilmiş mekânlara, sevilmiş ve seçilmiş bir büyüğümüz riyasetinde gitmenin farkını da doya doya yaşadık.
Mekke, milyonlarca hüccacı ağırladı. Kâbe’nin etrafında gerçekleşen ve muhterem hocamızın, insanın yaradanını arama seferberliği olarak ifade ettiği tavaflar, omuz omuza bir sıklıkla yapılabildi.
Dünyanın her yerinden gelen milyonlar tavaf yaptı, sa’y yaptı, Hacer'ül Esved’i selamladı, daha bahtiyar olanlar ona yüz sürme şerefine erdi.
Mekke ve Medine’ye gidenler bilirler. Medine yumuşak, huzurlu ve sakindir. Mekke ise adeta serttir gelenlere.
Mekke’nin bu hali, hac ve umre vazifeleri sırasında vazifelerin yapılmasına gösterilen itinadan ve meşakkatten kaynaklanıyor olsa gerek.
‘Hac meşakkattir’ buyuruyor, Allah Resulü (SAV)…
Ancak biz kutsal hac yolculuğuna çıkarken, Allah’ım "haccımı bana kolay eyle ve benden kabul eyle" diye Sayın Hocam’ın yanında dua etmiştik.
Bu duanın bereketini her yerde gördük.
Tıklım tıklım tavaflar bizi zorlamadan tamamlandı.
Dilini bilmediğimiz Araplar veya yolunu bilmediğimiz yerler bize tanıdık geldi.
Arafat günü yaşadığımız vakfeyi anlatmaya ise kelimeler yetersiz kalır.
Çadırımızda bulunan herkes vakfe zamanı kıbleye döndü, ağlayarak, yalvararak Allah’a niyaz etti.
O sırada herkes naz ehli idi. Cenab-ı Hakk’ın misafiri, duası makbul kulları idik.
Herkes içinden gelen ne ise, bir çocuğun ağlayarak annesinden istediği hal ile Mevla’sından diledi.
Vakfe sırasında ilk duayı yapan Sayın Hocamız, milletimize, memleketimize, birliğimize ve inancımıza uzun uzun dua etti. Tümümüz ‘âmin’ dedik.
Eminiz ki, her dua kabul edildi.
Mekke ve Medine anlatılmaz iki şehir.
Medine’de Hz. Peygamberin huzurundayız. İslam peygamberinin önünde büyük bir saygı ile onu selamladık, kendimizi tanıttık, şefaatini diledik.
Resulullah (SAV), kendisini ziyaret edenlere şefaatinin vacip olduğunu buyuruyor.
Allah şefaatlerinden ayırmasın.
Bizim gittiğimiz günlerde Mekke ziyaretçilerini henüz uğurlamamıştı.
Medine adeta bomboştu.
Bu sebeple yaptığımız Ravza ziyaretleri çok rahat geçti.
Medine’ye yolunuz düşer de, Hz. Fatıma (as) anamızı ziyaret etmeden olur mu?
Elbette ki hayır. O kutlu anayı da makamında ziyaret ettik. Huzurunda gözyaşı döktük.
Baki kabristanlığında, Ehl-i Beyt’in büyüklerini, Hz. Hasan’ı (as, İmam Zeynelabidin’i, İmam Muhammed Bakır’ı, Hz. Osman’ı, Resulullah’ın (SAV) kızları Rukiyye anamızı ve Ümmü Gülsüm anamızı dualar ile andık.
Cenab-ı Hakk haccımızı makbul, dualarımızı kabul eylesin.
Sayın Hocamızla beraber tekrarını nasip etsin.