Kültürel miras kaçakçılıkla yok ediliyor
Tarihi eser kaçakçılığı, kültürel mirasların yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılması veya satılması sürecidir ve birçok farklı sebep bu kaçakçılığı teşvik etmektedir
01.11.2024 17:22:00 / Güncelleme: 01.11.2024 17:28:24
Ruhi Sarı
Ruhi Sarı
Antik eserler, arkeolojik buluntular, heykeller, tablolar gibi tarihi eserler sanat ve koleksiyon dünyasında büyük bir maddi değere sahiptir. Zengin koleksiyonerler veya müzeler, bu eserlere yüksek bedeller ödemeye isteklidir. Kaçakçılar, eserleri yasa dışı yollarla edinip satarak büyük kazanç elde ederler.
Yasal düzenlemeler ve denetimler yetersiz
Bazı bölgelerde, tarihi eserlerin korunması ve denetlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler veya kaynaklar yetersiz kalabilir. Özellikle çatışma bölgeleri, fakir veya gelişmekte olan ülkelerde, tarihi eserlerin korunması daha zordur ve bu eserler kaçakçılar için daha kolay bir hedef haline gelir.
Zengin koleksiyoncular, özel galeriler veya bazı müzeler, tarihi eser kaçakçılığını körükleyen talep eden pazarın bir parçasıdır. Bu kişiler veya kurumlar, genellikle eserin menşeiyle ilgilenmezler ve orijinal olmasına veya nadir bulunmasına odaklanırlar. Bu pazar talebi, kaçakçılar için sürekli bir teşvik unsuru oluşturur.
Savaş dönemlerinde artıyor
Özellikle savaş dönemlerinde veya siyasi kargaşa ortamında olan ülkelerde tarihi eserler korumasız kalır. Bu, kaçakçıların kolayca bu eserlere ulaşmasına ve yasa dışı olarak edinmesine olanak tanır. Örneğin, Suriye ve Irak'taki savaş sırasında birçok tarihi eser yağmalanmış ve yurtdışına kaçırılmıştır.
Kaçakçılar genellikle yerel halktan düşük ücretle çalıştırılan kazıcıları kullanır. Eğitim ve kültürel bilinç eksikliği nedeniyle bazı insanlar bu eserlerin kültürel önemini anlamayabilir veya bu eserlerin çalınmasının ne kadar büyük bir kültürel kayıp yarattığını kavrayamayabilir.
Kayıt altına alınmada sıkıntılar var
Tarihi eser kaçakçıları, farklı ülkelerin yasal boşluklarından faydalanarak eserlerin menşeini gizleyebilir veya belgelerini değiştirerek yasal gibi gösterme yöntemlerine başvurabilir. Böylece, tarihi eserlerin yasa dışı yollarla satışı meşru hale getirilmeye çalışılır.
Birçok tarihi eser, kazılarda ortaya çıkar çıkmaz belgelendirilmeden kaçırılabilir. Özellikle kaçak kazılar sonucunda elde edilen eserler, kayıt altına alınmadığı için kimliği ve geçmişi belirsiz hale gelir ve kara borsada satışa sunulur.
Tarihi eserlerin satışında vergi düzenlemeleri karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Bu yüzden bazı kaçakçılar ve yasa dışı alıcılar, tarihi eserleri yatırım aracı veya kara para aklama yöntemi olarak kullanır. Bu tür ticari işlemlerle paranın kaynağını gizlemek ve vergiden kaçınmak mümkündür.
Tarihi eser kaçakçılığı, bir ülkenin kültürel mirasının yok olmasına veya kökeninden kopmasına neden olur. Bu eserler kaybolduğunda, yalnızca maddi değil, aynı zamanda kültürel değerleri de kaybolur ve gelecek nesillere aktarılamaz. Tarihi eserlerin ait oldukları topraklarda korunarak sergilenmesi, o ülkenin kültürel kimliğini güçlendirir ve kültür turizmi açısından da büyük önem taşır.
Yasal düzenlemeler ve denetimler yetersiz
Bazı bölgelerde, tarihi eserlerin korunması ve denetlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler veya kaynaklar yetersiz kalabilir. Özellikle çatışma bölgeleri, fakir veya gelişmekte olan ülkelerde, tarihi eserlerin korunması daha zordur ve bu eserler kaçakçılar için daha kolay bir hedef haline gelir.
Zengin koleksiyoncular, özel galeriler veya bazı müzeler, tarihi eser kaçakçılığını körükleyen talep eden pazarın bir parçasıdır. Bu kişiler veya kurumlar, genellikle eserin menşeiyle ilgilenmezler ve orijinal olmasına veya nadir bulunmasına odaklanırlar. Bu pazar talebi, kaçakçılar için sürekli bir teşvik unsuru oluşturur.
Savaş dönemlerinde artıyor
Özellikle savaş dönemlerinde veya siyasi kargaşa ortamında olan ülkelerde tarihi eserler korumasız kalır. Bu, kaçakçıların kolayca bu eserlere ulaşmasına ve yasa dışı olarak edinmesine olanak tanır. Örneğin, Suriye ve Irak'taki savaş sırasında birçok tarihi eser yağmalanmış ve yurtdışına kaçırılmıştır.
Kaçakçılar genellikle yerel halktan düşük ücretle çalıştırılan kazıcıları kullanır. Eğitim ve kültürel bilinç eksikliği nedeniyle bazı insanlar bu eserlerin kültürel önemini anlamayabilir veya bu eserlerin çalınmasının ne kadar büyük bir kültürel kayıp yarattığını kavrayamayabilir.
Kayıt altına alınmada sıkıntılar var
Tarihi eser kaçakçıları, farklı ülkelerin yasal boşluklarından faydalanarak eserlerin menşeini gizleyebilir veya belgelerini değiştirerek yasal gibi gösterme yöntemlerine başvurabilir. Böylece, tarihi eserlerin yasa dışı yollarla satışı meşru hale getirilmeye çalışılır.
Birçok tarihi eser, kazılarda ortaya çıkar çıkmaz belgelendirilmeden kaçırılabilir. Özellikle kaçak kazılar sonucunda elde edilen eserler, kayıt altına alınmadığı için kimliği ve geçmişi belirsiz hale gelir ve kara borsada satışa sunulur.
Tarihi eserlerin satışında vergi düzenlemeleri karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Bu yüzden bazı kaçakçılar ve yasa dışı alıcılar, tarihi eserleri yatırım aracı veya kara para aklama yöntemi olarak kullanır. Bu tür ticari işlemlerle paranın kaynağını gizlemek ve vergiden kaçınmak mümkündür.
Tarihi eser kaçakçılığı, bir ülkenin kültürel mirasının yok olmasına veya kökeninden kopmasına neden olur. Bu eserler kaybolduğunda, yalnızca maddi değil, aynı zamanda kültürel değerleri de kaybolur ve gelecek nesillere aktarılamaz. Tarihi eserlerin ait oldukları topraklarda korunarak sergilenmesi, o ülkenin kültürel kimliğini güçlendirir ve kültür turizmi açısından da büyük önem taşır.