Kul, tövbe ve istiğfar ile acziyetini ikrar eder
Kul tövbe ve istiğfar ile acziyetini ikrar ederken, şükür ve hamd ile de Allah’ın (c.c) yüceliğini ikrar eder
06.12.2020 00:00:00





"Tövbe arınma kapısıdır. Bu kapıdan giren kul, Hakk'ın yüceliğini itiraf eder. Başka bir kapı ve sahibinin olmadığını itiraf eder.
Zaten insan, beşer olduğunu ikrar edebildiği nispette Cenab-ı Hakk'ın ulûhiyetini, kudret ve azametini ikrar eder. Bu manada tövbe kulun günahını itiraf etmesi yanı sıra, Hakk'ın yüceliğini itiraf etmesi manasını taşır…
Kulun yapması gereken

Ancak kul, günahını müşahede edip, tövbeye olan rağbetini ve ondaki ısrarını arttırabilmek için kötü arkadaş ve çevreden uzaklaşmalıdır. İyi insanlarla dost olmalıdır.
Zira kötü arkadaşın kalbi Hakk'ın dışındaki varlıklarla meşguldür. Dolayısıyla Hakk'ın yüceliğini idrakten mahrumdur. Zaten insanı günaha sevk eden ve günahtan sonra tövbeye yaklaştırmayan haslet Hakk'ın yüceliğini idrakten mahrum olmaktır.
Dolayısıyla kulun tövbedeki rağbetini arttıracak ve bu uğurda kararını güçlendirecek arınmış dostlara ihtiyacı vardır.

Hayırlı dostlar kalpteki günah düğümlerini tövbeye teşvik etmek suretiyle çözmeye vesile olurlar. Dolayısıyla insan, günaha düştüğü zamanlar hayırlı dostlara daha çok yakın olmalı, daha ziyade ihtiyaç duymalıdır." (İslam'da Zikir sh:239–40)
Kul tövbe ve istiğfar ile acziyetini ikrar ederken, şükür ve hamd ile de Allah'ın (c.c) yüceliğini ikrar eder.
Hakk'ın yüceliğinin ve nimetlerinin sonsuzluğunun farkına varabilmek arınmış bir kalbi gerektirir. Kul, istiğfar ederek bu arınmışlığı elde eder.
Tövbe ile arınmış bu gönül ile nimetlerin şükrünü, Hakk'ın lütuflarına karşı hamdini eda eden kul, yaratan ile yaratılanlar arasındaki her türlü diyalogun özünü yakalar… Bu sebeple –Estağfirullah, Elhamdülillah- virdi her iki vechedende güzel manalar içerir." (İslam'da Zikir sh:241)
Tövbe aynı zamanda bir iddiadır

Tövbe aynı zamanda bir iddiadır. Kulun gafletten kurtulacağına, günahlara dalmayacağına dair Rabbi'ne verdiği sözdür.
Bu sebeple bu iddianın Salih amel ve takva ile neticelenmesi için insan her şeyiyle tövbesinde ısrarlı olmalı, samimiyetini ortaya koymalıdır ki kalbi bereketlensin, ibadetlerin zevkini tadabilsin. Aksi takdirde arkası gelmeyen tövbe kalbin feyzini kurutur, kulluğun zevkini keser, gönlü çoraklaştırır." (İslam'da Zikir sh:242)
Zaten insan, beşer olduğunu ikrar edebildiği nispette Cenab-ı Hakk'ın ulûhiyetini, kudret ve azametini ikrar eder. Bu manada tövbe kulun günahını itiraf etmesi yanı sıra, Hakk'ın yüceliğini itiraf etmesi manasını taşır…
Kulun yapması gereken

Ancak kul, günahını müşahede edip, tövbeye olan rağbetini ve ondaki ısrarını arttırabilmek için kötü arkadaş ve çevreden uzaklaşmalıdır. İyi insanlarla dost olmalıdır.
Zira kötü arkadaşın kalbi Hakk'ın dışındaki varlıklarla meşguldür. Dolayısıyla Hakk'ın yüceliğini idrakten mahrumdur. Zaten insanı günaha sevk eden ve günahtan sonra tövbeye yaklaştırmayan haslet Hakk'ın yüceliğini idrakten mahrum olmaktır.
Dolayısıyla kulun tövbedeki rağbetini arttıracak ve bu uğurda kararını güçlendirecek arınmış dostlara ihtiyacı vardır.

Hayırlı dostlar kalpteki günah düğümlerini tövbeye teşvik etmek suretiyle çözmeye vesile olurlar. Dolayısıyla insan, günaha düştüğü zamanlar hayırlı dostlara daha çok yakın olmalı, daha ziyade ihtiyaç duymalıdır." (İslam'da Zikir sh:239–40)
Kul tövbe ve istiğfar ile acziyetini ikrar ederken, şükür ve hamd ile de Allah'ın (c.c) yüceliğini ikrar eder.
Hakk'ın yüceliğinin ve nimetlerinin sonsuzluğunun farkına varabilmek arınmış bir kalbi gerektirir. Kul, istiğfar ederek bu arınmışlığı elde eder.
Tövbe ile arınmış bu gönül ile nimetlerin şükrünü, Hakk'ın lütuflarına karşı hamdini eda eden kul, yaratan ile yaratılanlar arasındaki her türlü diyalogun özünü yakalar… Bu sebeple –Estağfirullah, Elhamdülillah- virdi her iki vechedende güzel manalar içerir." (İslam'da Zikir sh:241)
Tövbe aynı zamanda bir iddiadır

Tövbe aynı zamanda bir iddiadır. Kulun gafletten kurtulacağına, günahlara dalmayacağına dair Rabbi'ne verdiği sözdür.
Bu sebeple bu iddianın Salih amel ve takva ile neticelenmesi için insan her şeyiyle tövbesinde ısrarlı olmalı, samimiyetini ortaya koymalıdır ki kalbi bereketlensin, ibadetlerin zevkini tadabilsin. Aksi takdirde arkası gelmeyen tövbe kalbin feyzini kurutur, kulluğun zevkini keser, gönlü çoraklaştırır." (İslam'da Zikir sh:242)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.