Tarih bilgimizin bu kadar zayıf olması, ileride daha çok badirelere maruz kalacağımızı göstermektedir.
Müslümanlar, İslam'ın yayılmasıyla, zamanın süper gücü Bizans'ın sınırlarına ulaşmışlardı. Kudüs şehri, Bizans idaresindeydi.
Yahudiler, Bizans tarafından Hz. İsa'nın katili olarak görülmeleri, Hz. Meryem'e attıkları iğrenç iftiralar ve Hıristiyanlık dinine yönelttikleri şüpheler, halk arasındaki çıkardıkları ayrımcılık, düşmanlık ve fitneler sebebi ile Bizans imparatoru I. Konstantin tarafından 4. Yüzyılda, Kudüs'ten ve bütün Bizans şehirlerinden sürülmüşlerdir.
Daha sonrasında Yahudilerin, dillerinin yasaklanması ile başlayan süreç zorla vaftiz edilerek, Hristiyanlaştırılmalarına kadar devam etmiştir. Dinlerinden dönmeyen Yahudiler, yaşadıkları Bizans idaresi altındaki coğrafyalardan da sürülmüşlerdir. (Ahmet Rıfat Lugat-i Tarihiye ve coğrafya Lugatı c. 5 s. 275 Mahmutbey matbaası 1881-1882 İstanbul)
Kudüs, Müslümanların İkinci halifesi Ömer devrinde fethedildiğinde, Bizans'ın diğer şehirlerinde olduğu gibi, Yahudi yerleşimine kapalı idi. Kudüs'ü antlaşma ile teslim eden patrik Sophronius'un bir şartı da, iliya'ya (Kudüs'e) Yahudi yerleştirilmemesiydi. (Zehebi Tarihi) Fakat nasıl olmuşsa olmuş tarih sürecinde Yahudiler bazı Müslüman idareciler tarafından antlaşmaya aykırı bir şekilde, iliya'ya yerleştirilmişler ve I. Haçlı seferinde (1099) şehirdeki Müslüman ve Yahudiler, Haçlıların katliamına maruz kalmışlardır.
Bu katliamdan sonra, Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlıların elinden geri alması ve meşhur "Kudüs Yahudilerin kutsal mekânıdır" sözü, Müslümanların unutmaması gereken bir sözdür. Yahudilerin Kudüs'te, iskânını kolaylaştıran sultan, Selahattin Eyyubi'dir.
Kudüs'ün muhkem surlarını, ilk yıkanın Selahaddin Eyyubi olduğunu da unutmayalım. Dördüncü Eyyubi Sultanı Melik el Kamil'in, Alman kralı II. Friedrich ile 17 Mart 1229 tarihinde, haçlılarla on yıllık antlaşma yaparak Kudüs'ü savaşsız teslim ettiğini hatırlayalım. (Abulafia, David (ed) (1999) New Cambridge Medieval History Volume 5: c.1198?c.1300, Cambridge:Cambridge University Press s.576)
Mercidabık'ta, Memluk Sultanı Gansu Kavri'yi yenerek, Kudüs'e giren Yavuz Selim'in ilk yaptığı icraatlarından biriside, Memluk Sultanı Baybars'ın, gayrimüslimlere tatbik ettiği İslami vergi, cizyeyi kaldırması olmuştur. Yahudiler, Baybars'ın koymuş olduğu cizyeyi ödememek için Kudüs'ten kendi istekleri ile çıkmışlardır.
Yavuz sultan ile cizyeden muaf olan Yahudiler, iskân için şehir merkezinin hemen yanı başına mahallelerini kurmuş, daha sonrasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrardan inşa edilen tarihi surlar bu mahalleyi de şehrin içine katmış, böylece Yahudiler sonradan inşa edilen surlarla sanki şehirde eskiden beri varlıkları varmış gibi gösterilmiştir.
Nedendir bilinmez, Kanuni Süleyman, 1500 yıllık ağlama duvarında ibadet etme yasağını kaldırarak, Yahudilerin Kutsal Kudüs tezine tutunmalarını sağlamıştır.
Yahudilerin en çok kızdıkları padişah olarak bize gösterilen II. Abdülhamit için, 93 Harbi diye bilinen 18 Mayıs 1877'de İstanbul'da Balat'ta bulunan Ahrida Sinagogu'nda bir tören düzenlendi. Bütün Osmanlı Musevi din adamlarının hazır bulunduğu bu törene Sadrazam İbrahim Ethem Paşa da katıldı. Onun huzurunda Osmanlı ordusunun zaferi için Anoten duası okundu.
Müslümanların ilk başta hangi liderlerinin ve halifelerinin ne yaptıklarını bilmeleri gerekiyor. Müslümanların yaklaşık 1250 yıllık idaresindeki Kudüs de, Yahudiler iskân edilmişlerse buna kolaylık sağlayanlar Müslümanların sözde halifeleri ve liderleridir.
Müslümanların tarih boyunca yaşadıkları iç karışıklıkların sebebi, hak olan liderlerin yanında yer almamalarıdır.
Bizler Müslümanlar olarak, Selahaddin'in, Yavuz'un, Kanuni'nin İslam'a göre nasıl idareciler olduklarını hangi tezi, hangi sistemi uyguladıklarını iyi bilmemiz gerekiyor. Yoksa aldatılmaya ve aldatmaya devam ederiz.
Müslümanlar, İslam'ın yayılmasıyla, zamanın süper gücü Bizans'ın sınırlarına ulaşmışlardı. Kudüs şehri, Bizans idaresindeydi.
Yahudiler, Bizans tarafından Hz. İsa'nın katili olarak görülmeleri, Hz. Meryem'e attıkları iğrenç iftiralar ve Hıristiyanlık dinine yönelttikleri şüpheler, halk arasındaki çıkardıkları ayrımcılık, düşmanlık ve fitneler sebebi ile Bizans imparatoru I. Konstantin tarafından 4. Yüzyılda, Kudüs'ten ve bütün Bizans şehirlerinden sürülmüşlerdir.
Daha sonrasında Yahudilerin, dillerinin yasaklanması ile başlayan süreç zorla vaftiz edilerek, Hristiyanlaştırılmalarına kadar devam etmiştir. Dinlerinden dönmeyen Yahudiler, yaşadıkları Bizans idaresi altındaki coğrafyalardan da sürülmüşlerdir. (Ahmet Rıfat Lugat-i Tarihiye ve coğrafya Lugatı c. 5 s. 275 Mahmutbey matbaası 1881-1882 İstanbul)
Kudüs, Müslümanların İkinci halifesi Ömer devrinde fethedildiğinde, Bizans'ın diğer şehirlerinde olduğu gibi, Yahudi yerleşimine kapalı idi. Kudüs'ü antlaşma ile teslim eden patrik Sophronius'un bir şartı da, iliya'ya (Kudüs'e) Yahudi yerleştirilmemesiydi. (Zehebi Tarihi) Fakat nasıl olmuşsa olmuş tarih sürecinde Yahudiler bazı Müslüman idareciler tarafından antlaşmaya aykırı bir şekilde, iliya'ya yerleştirilmişler ve I. Haçlı seferinde (1099) şehirdeki Müslüman ve Yahudiler, Haçlıların katliamına maruz kalmışlardır.
Bu katliamdan sonra, Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlıların elinden geri alması ve meşhur "Kudüs Yahudilerin kutsal mekânıdır" sözü, Müslümanların unutmaması gereken bir sözdür. Yahudilerin Kudüs'te, iskânını kolaylaştıran sultan, Selahattin Eyyubi'dir.
Kudüs'ün muhkem surlarını, ilk yıkanın Selahaddin Eyyubi olduğunu da unutmayalım. Dördüncü Eyyubi Sultanı Melik el Kamil'in, Alman kralı II. Friedrich ile 17 Mart 1229 tarihinde, haçlılarla on yıllık antlaşma yaparak Kudüs'ü savaşsız teslim ettiğini hatırlayalım. (Abulafia, David (ed) (1999) New Cambridge Medieval History Volume 5: c.1198?c.1300, Cambridge:Cambridge University Press s.576)
Mercidabık'ta, Memluk Sultanı Gansu Kavri'yi yenerek, Kudüs'e giren Yavuz Selim'in ilk yaptığı icraatlarından biriside, Memluk Sultanı Baybars'ın, gayrimüslimlere tatbik ettiği İslami vergi, cizyeyi kaldırması olmuştur. Yahudiler, Baybars'ın koymuş olduğu cizyeyi ödememek için Kudüs'ten kendi istekleri ile çıkmışlardır.
Yavuz sultan ile cizyeden muaf olan Yahudiler, iskân için şehir merkezinin hemen yanı başına mahallelerini kurmuş, daha sonrasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrardan inşa edilen tarihi surlar bu mahalleyi de şehrin içine katmış, böylece Yahudiler sonradan inşa edilen surlarla sanki şehirde eskiden beri varlıkları varmış gibi gösterilmiştir.
Nedendir bilinmez, Kanuni Süleyman, 1500 yıllık ağlama duvarında ibadet etme yasağını kaldırarak, Yahudilerin Kutsal Kudüs tezine tutunmalarını sağlamıştır.
Yahudilerin en çok kızdıkları padişah olarak bize gösterilen II. Abdülhamit için, 93 Harbi diye bilinen 18 Mayıs 1877'de İstanbul'da Balat'ta bulunan Ahrida Sinagogu'nda bir tören düzenlendi. Bütün Osmanlı Musevi din adamlarının hazır bulunduğu bu törene Sadrazam İbrahim Ethem Paşa da katıldı. Onun huzurunda Osmanlı ordusunun zaferi için Anoten duası okundu.
Müslümanların ilk başta hangi liderlerinin ve halifelerinin ne yaptıklarını bilmeleri gerekiyor. Müslümanların yaklaşık 1250 yıllık idaresindeki Kudüs de, Yahudiler iskân edilmişlerse buna kolaylık sağlayanlar Müslümanların sözde halifeleri ve liderleridir.
Müslümanların tarih boyunca yaşadıkları iç karışıklıkların sebebi, hak olan liderlerin yanında yer almamalarıdır.
Bizler Müslümanlar olarak, Selahaddin'in, Yavuz'un, Kanuni'nin İslam'a göre nasıl idareciler olduklarını hangi tezi, hangi sistemi uyguladıklarını iyi bilmemiz gerekiyor. Yoksa aldatılmaya ve aldatmaya devam ederiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024