İnsanoğlu bu dünyaya "imtihan" için gelmiş. Kim daha hayırlı iş yaptı, bunu kula göstermek için… Yoksa Allah, kimin ne iş yapacağını bilendir, görendir.
Kulun itirazı olmasın ve Allah'ın mutlak adaleti gereği kul, sınanır. Sınava tabi tutulur.
Dünyaya nice yöneticiler, nice güç sahipleri gelmiş, geçmiş. Kimileri, peygamberlerle savaştı, kimileri ise onların yolundaki veliler ve evliyalarla uğraştı…
Sevgili Peygamberimiz, İslam'ın son Peygamberi olarak, tehdit ve tuzakların en büyüklerine muhatap kaldı. En büyük insan, elbette en büyük sınavlara tabi tutulur. En büyük acıları yaşar. Dağlara yağan kar ile ovaya yağan aynı olmaz.
Dağları bürüyen dumanlar, ovaya inmez bile…
Efendimizden sonra İmam Ali, her türlü münafıkça tuzaklara maruz kaldı. İhanetlere ve kalleşçe tuzaklara… Oğulları, İmam Hasan ve İmam Hüseyin, yine öyle, hatta diğer evlatları…
12 İmam'ın hayatı çile ile geçti. Sonra, onların yolunda giden sadıkları, yine çok büyük çilelere maruz kaldılar.
Hz. İbrahim, Nemrut'un ateşi ile imtihan oldu. Hz. Musa'yı Firavun rahat bırakmadı. Musa'nın kılıcıyla denizi ikiye ayırması dahi, firavunun hidayetine yetmedi.
Hz. Yusuf, önce kardeşlerinden çekti. Sonra, bir iftiraya maruz kaldı. Sonunda, kim kazandı? Yusuf'un ekonomi dehası, firavunları ona muhtaç etti. Bugün dahi o ekonomi akla muhtacız.
Galiba(!) bu âlemde iki taraf var. Bir taraf iman ve tevhit, öbür taraf şirk ve tuzak… Bir taraf, imanın ve tevhidin gereğini yaparken, karşı taraf şirkin gereği olarak, tuzakların âlâsını kurar…
"Tuzak" kurmakla ilgili, ayetleri merak ettim. O kadar çok, ayet varmış ki meğer, haberim yok. Bir kısmını hatırlatayım dedim:
Al-i İmran Suresi, 54. ayet: Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.
Al-i İmran Suresi, 120. ayet: Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.
Araf Suresi, 99.ayet: (Veya) Onlar, Allah'ın tuzağından güvende mi idiler? Allah'ın bir tuzak kurmasından, hüsrana uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca) güvende olmaz.
Araf Suresi, 123. ayet: Firavun: "Ben size izin vermeden önce O'na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı buradan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz."
Enfal Suresi, 18.ayet: İşte size böyle? Gerçekten Allah, kâfirlerin hileli-düzenlerini boşa çıkarıcıdır.
Enfal Suresi, 30. ayet: Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır.
Yunus Suresi, 21. ayet: İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, Bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar."
Yusuf Suresi, 5. ayet: (Babası) Demişti ki: "Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır."
Yusuf Suresi, 34. ayet: Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir.
İbrahim Suresi, 46.ayet: Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
Nahl Suresi, 26. ayet: Onlardan öncekiler, hileli-düzenler kurmuşlardı da, Allah(ın azap emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi, böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü; azap onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti.
Neml Suresi, 70.ayet: Sen, onlara karşı hüzne kapılma ve kurdukları tuzaklardan dolayı sıkıntı içinde olma.
Neml Suresi, 50. ayet: Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
Saffat Suresi, 97. ayet: Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."
Saffat Suresi, 98. ayet: Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kıldık.
Fil Suresi, 2. ayet: Onların 'tasarladıkları planlarını' boşa çıkarmadı mı?
İşte böyle!
Ayetlerde de ifade buyrulduğu gibi tuzak, alçakların işidir. "Allah'ın velilerine korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar", buna inancımız tamdır.
Sözümüzü Şeyh Galip'in sözleriyle bitirelim:
"Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen "
Kübra Karaca / diğer yazıları
- Allah tuzakları bozandır / 17.09.2018
- İnsan Atatürk-2 / 22.07.2018
- İnsan Atatürk-1 / 21.07.2018
- Pir Sultan Abdal'ı tanımak bir nasipmiş / 04.07.2018
- 'Gün Eksilmesin Penceremden' / 07.05.2018
- İnsan Atatürk-2 / 22.07.2018
- İnsan Atatürk-1 / 21.07.2018
- Pir Sultan Abdal'ı tanımak bir nasipmiş / 04.07.2018
- 'Gün Eksilmesin Penceremden' / 07.05.2018