İnsan ruhunu etkileyen sanat türlerinin başında şiir gelir. Dilin ve insanın özüdür. Şiirin hamuru insandır. Şiirin olmadığı toplumda, insan sevgisi de olmaz. Şiirin olduğu, şairlerin olduğu bir toplumda, medeniyet olur.
Sait Faik'in şu tespiti olayı özetliyor: "Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir insanı insana yaklaştıran şeydir."
Şiir ile bir millet kurtulur. Şairler toplumun gizli karamanlarıdır. Bir şair, bir lideri doğurabilir, o lider de, bir ülkeyi kurtarır. Atatürk'ün en çok etkilendiği şairin, Namık Kemal olduğu bilinen bir hakikat?
Şiir ve şair konulu bu ilk yazımda, edebiyatımızın Cumhuriyet dönemi isimlerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı'dan bahsedeceğim.
4 Ekim 1910'da Diyarbakır'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne devam etti, bir süre de Ankara Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenim gördü. Sümerbank'ta memur olarak çalıştı. 1939'da Paris'e gitti. Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği yaptı.
2. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yurda döndü. Askerliğini yaptı. Ankara'da Anadolu Ajansı'nda çevirmenlik yaptı. Şair, geçirdiği kısmi felç sonucu konuşma yeteneğini yitirdi, tedavi için götürüldüğü Viyana'da 12 Ekim 1956'da 46 yaşındayken hayatını kaybetti.
Şairimiz edebiyat dünyasına önemli eserler bırakmıştır. İlk şiirleri Muhit, Servet-i Fünun ve Uyanış dergilerinde yayınlanmıştır. İlk şiir kitabı "Ömrümde Sukut" 1933'de yayımlanmıştır. "Otuz Beş Yaş" şiiriyle ölümü bizlere vurucu bir üslupla sunmaktadır.
Şairin, "Gün Eksilmesin Penceremden" şiiri, unutulmaz şiirlerinden biridir.
"Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrı'sına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!"
Kıymetli okurlar, şairimizin kelimelerinin ardındaki gönüle bakalım; şair öncelikle doğan güne hükmünün geçmediğini söylerken, gece ve gündüzün oluşumuna vurgu yapar. Onun halinden anlayanın olmadığını, yalnızlık ve çaresizlik içinde kaldığını söyler. Her şeyi silip ölüme teslimiyetin ardından, "Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur" der. Bu mısrada ruhu kuşa benzetmiştir.
"Bu bahçe" derken de, Yaratıcı'nın vermiş olduğu dünya güzelliklerini hatırlar. "Bu nur" derken Allah'ın kâinatta yarattığı her şeyin O'nun bir yansıması ve tecellisi olduğunu söylemektedir.
İkinci kıtada ise; "gönül tanrısı" derken; her kalbin, gönlün sahibinin Allah'ın olduğunu ve O'na kalbiyle ulaşabileceğini bilir.
"Pervam yok verdiğin elemden" derken korkusunun olmadığını; "her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden" mısralarıyla Allah'tan gelen her sıkıntıya razı olduğunu söyler.
"Yeter ki gün eksilmesin penceremden" mısrasıyla da; doğan her günü görmeye olan arzusunu ve yaşama sevincini ifade etmektedir.
Şair, "Atatürk" şiiriyle de Ata'ya çok farklı bir pencereden bakar ve bizlere adeta vasiyet eder:
"Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürk'üm kabrinde rahat uyumak ister."
Sait Faik'in şu tespiti olayı özetliyor: "Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir insanı insana yaklaştıran şeydir."
Şiir ile bir millet kurtulur. Şairler toplumun gizli karamanlarıdır. Bir şair, bir lideri doğurabilir, o lider de, bir ülkeyi kurtarır. Atatürk'ün en çok etkilendiği şairin, Namık Kemal olduğu bilinen bir hakikat?
Şiir ve şair konulu bu ilk yazımda, edebiyatımızın Cumhuriyet dönemi isimlerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı'dan bahsedeceğim.
4 Ekim 1910'da Diyarbakır'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne devam etti, bir süre de Ankara Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenim gördü. Sümerbank'ta memur olarak çalıştı. 1939'da Paris'e gitti. Paris Radyosu'nda Türkçe yayınlar spikerliği yaptı.
2. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yurda döndü. Askerliğini yaptı. Ankara'da Anadolu Ajansı'nda çevirmenlik yaptı. Şair, geçirdiği kısmi felç sonucu konuşma yeteneğini yitirdi, tedavi için götürüldüğü Viyana'da 12 Ekim 1956'da 46 yaşındayken hayatını kaybetti.
Şairimiz edebiyat dünyasına önemli eserler bırakmıştır. İlk şiirleri Muhit, Servet-i Fünun ve Uyanış dergilerinde yayınlanmıştır. İlk şiir kitabı "Ömrümde Sukut" 1933'de yayımlanmıştır. "Otuz Beş Yaş" şiiriyle ölümü bizlere vurucu bir üslupla sunmaktadır.
Şairin, "Gün Eksilmesin Penceremden" şiiri, unutulmaz şiirlerinden biridir.
"Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrı'sına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!"
Kıymetli okurlar, şairimizin kelimelerinin ardındaki gönüle bakalım; şair öncelikle doğan güne hükmünün geçmediğini söylerken, gece ve gündüzün oluşumuna vurgu yapar. Onun halinden anlayanın olmadığını, yalnızlık ve çaresizlik içinde kaldığını söyler. Her şeyi silip ölüme teslimiyetin ardından, "Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur" der. Bu mısrada ruhu kuşa benzetmiştir.
"Bu bahçe" derken de, Yaratıcı'nın vermiş olduğu dünya güzelliklerini hatırlar. "Bu nur" derken Allah'ın kâinatta yarattığı her şeyin O'nun bir yansıması ve tecellisi olduğunu söylemektedir.
İkinci kıtada ise; "gönül tanrısı" derken; her kalbin, gönlün sahibinin Allah'ın olduğunu ve O'na kalbiyle ulaşabileceğini bilir.
"Pervam yok verdiğin elemden" derken korkusunun olmadığını; "her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden" mısralarıyla Allah'tan gelen her sıkıntıya razı olduğunu söyler.
"Yeter ki gün eksilmesin penceremden" mısrasıyla da; doğan her günü görmeye olan arzusunu ve yaşama sevincini ifade etmektedir.
Şair, "Atatürk" şiiriyle de Ata'ya çok farklı bir pencereden bakar ve bizlere adeta vasiyet eder:
"Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürk'üm kabrinde rahat uyumak ister."
Kübra Karaca / diğer yazıları
- Allah tuzakları bozandır / 17.09.2018
- İnsan Atatürk-2 / 22.07.2018
- İnsan Atatürk-1 / 21.07.2018
- Pir Sultan Abdal'ı tanımak bir nasipmiş / 04.07.2018
- 'Gün Eksilmesin Penceremden' / 07.05.2018
- İnsan Atatürk-2 / 22.07.2018
- İnsan Atatürk-1 / 21.07.2018
- Pir Sultan Abdal'ı tanımak bir nasipmiş / 04.07.2018
- 'Gün Eksilmesin Penceremden' / 07.05.2018