Krizler ve gerilimli ortamlar, ekonomide yay gibi gerilen olumsuz durumları yavaş yavaş gevşetmek için politikacılara büyük fırsat veriyor.
Bu sayede vatandaşlara yaşatılan zorlukların sorumluluğunu politikacılar müthiş bir kıvraklıkla üzerlerinden atabilmektedirler.
Bundan dolayı her yaşanan kriz aynı zamanda iktidarlar için çok büyük fırsatlar doğurmaktadır.
Türkiye gibi ülkelerde ise adeta içinden fırsat devşirilecek krizler iple çekilir.
İşte Amerikan dolarının TL karşısındaki son günlerdeki rekor değer kazanması da böyle bir etki oluşturmuş görünüyor.
Dolar 3.33 TL'yi aşmayı deniyor.
Dünyanın en büyük yatırım bankalarından Merrill Lynch'in Nisan raporunda dolar/TL'nin bu yılın ikinci çeyreğinde 3.30'a çıkacağı öngörülmüştü. Merrill Lynch, üçüncü ve dördüncü çeyrekte ise kurun 3.20 seviyesinde olacağını açıklamıştı.
Merrill Lynch'in 2016'nın ikinci çeyreği için öngördüğü 3.30 seviyesi, dördüncü çeyrek itibarıyla aşılmış durumda.
Çarşamba günü dolar bir günde tam 8 defa rekor artış kaydetti.
Bu oran Türk lirasının yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 18'e yakın bir oranda devalüasyon yaşadığını gösteriyor.
Uzmanlar doların gelecek yıl 3.70 TL'ye tırmanabileceğini bile söylüyor.
Aslında hükümet doları daha fazla borç alarak baskılayıp kontrol altında tutuyordu.
Elbette doların baskıyla kontrol altında tutulması da sonsuza kadar sürecek bir uygulama değil. Bir aşamada yay boşalacak ve içinde biriktirdiği stresten kurtulan dolar, değer kazanacaktı.
İşte hızla yaklaşan bu dönem gelmeden Türkiye, bir taraftan FETÖ'nün darbe girişimine maruz kaldı, öte taraftan da yakın coğrafyalardaki terör faaliyetlerine müdahale etti. Zaten 5 yıldan uzun süredir devam eden Suriye krizi de başımızı ağrıtıyordu.
İşte bu ortamda ekonomi yönetimi doların yularını gevşetmiş görünüyor. Geçmişte TL'de böyle bir değer kaybı yaşansa biraz da olsa kımıldayacak olan politikacılar da ses yok.
'Bırakın dolar yükselsin' havası var.
2Yahu niye dolar yükseliyor, Türk lirası değer kaybediyor' dendiğinde mazaret o kadar çok ki. Bunun rahatlığı var galiba.
Dolar yükseldikçe de Türk lirası yavaş yavaş gerçek değerine doğru eriyor.
Dolar karşısında Türk lirası nereye kadar erir belli değil. Ama yılbaşından bu yana Türkiye'deki herkes yüzde 18 fakirleşti.
Bu durum zaten açlık sınırının altında maaşlarla geçim savaşı veren milyonlarca çalışanın işinin giderek daha da zorlaştığını gösteriyor.
Her şeyi kitabına uydurmakta mahir politikacılar yanlışlarının bedelini bazen yavaş yavaş, bazen de hızlı hızlı şekilde her zaman millete ödetiyorlar.
Bu sayede vatandaşlara yaşatılan zorlukların sorumluluğunu politikacılar müthiş bir kıvraklıkla üzerlerinden atabilmektedirler.
Bundan dolayı her yaşanan kriz aynı zamanda iktidarlar için çok büyük fırsatlar doğurmaktadır.
Türkiye gibi ülkelerde ise adeta içinden fırsat devşirilecek krizler iple çekilir.
İşte Amerikan dolarının TL karşısındaki son günlerdeki rekor değer kazanması da böyle bir etki oluşturmuş görünüyor.
Dolar 3.33 TL'yi aşmayı deniyor.
Dünyanın en büyük yatırım bankalarından Merrill Lynch'in Nisan raporunda dolar/TL'nin bu yılın ikinci çeyreğinde 3.30'a çıkacağı öngörülmüştü. Merrill Lynch, üçüncü ve dördüncü çeyrekte ise kurun 3.20 seviyesinde olacağını açıklamıştı.
Merrill Lynch'in 2016'nın ikinci çeyreği için öngördüğü 3.30 seviyesi, dördüncü çeyrek itibarıyla aşılmış durumda.
Çarşamba günü dolar bir günde tam 8 defa rekor artış kaydetti.
Bu oran Türk lirasının yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 18'e yakın bir oranda devalüasyon yaşadığını gösteriyor.
Uzmanlar doların gelecek yıl 3.70 TL'ye tırmanabileceğini bile söylüyor.
Aslında hükümet doları daha fazla borç alarak baskılayıp kontrol altında tutuyordu.
Elbette doların baskıyla kontrol altında tutulması da sonsuza kadar sürecek bir uygulama değil. Bir aşamada yay boşalacak ve içinde biriktirdiği stresten kurtulan dolar, değer kazanacaktı.
İşte hızla yaklaşan bu dönem gelmeden Türkiye, bir taraftan FETÖ'nün darbe girişimine maruz kaldı, öte taraftan da yakın coğrafyalardaki terör faaliyetlerine müdahale etti. Zaten 5 yıldan uzun süredir devam eden Suriye krizi de başımızı ağrıtıyordu.
İşte bu ortamda ekonomi yönetimi doların yularını gevşetmiş görünüyor. Geçmişte TL'de böyle bir değer kaybı yaşansa biraz da olsa kımıldayacak olan politikacılar da ses yok.
'Bırakın dolar yükselsin' havası var.
2Yahu niye dolar yükseliyor, Türk lirası değer kaybediyor' dendiğinde mazaret o kadar çok ki. Bunun rahatlığı var galiba.
Dolar yükseldikçe de Türk lirası yavaş yavaş gerçek değerine doğru eriyor.
Dolar karşısında Türk lirası nereye kadar erir belli değil. Ama yılbaşından bu yana Türkiye'deki herkes yüzde 18 fakirleşti.
Bu durum zaten açlık sınırının altında maaşlarla geçim savaşı veren milyonlarca çalışanın işinin giderek daha da zorlaştığını gösteriyor.
Her şeyi kitabına uydurmakta mahir politikacılar yanlışlarının bedelini bazen yavaş yavaş, bazen de hızlı hızlı şekilde her zaman millete ödetiyorlar.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024