İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecat'ın "İsrail'in haritadan silinmesi" gerektiği yönündeki açıklamasından sonra, elimde olmadan Tatvan ve Bitlis'te ardı ardına meydana gelen koyun sürüsü intiharlarını hatırladım. Hani şu, sürünün lideri uçurumdan aşağıya atladıktan sonra, yüzlerce koyunun onun arkasından uçurumdan atlaması olayını. Hazin miydi yoksa komik mi bilemedim ama, tabiatın bir cilvesi olduğu açıktı. Sonra Selçuk Erdem'in muhteşem karikatürü geldi gözümün önüne. Tam uçurumun önüne gelmiş bir sürünün önündeki koyun, arkadaşına dönerek "bak seyret, şimdi uçurumdan atlıycam. Herkes peşimden gelecek!.." diye muzip bir biçimde söyleniyor. Diğerinin cevabı ise net; "ben de gelirim!.." ... Siyasi önderin düşmanların varlığına karşın ayakta dimdik durabildiğini göstermesi, zaman zaman sert, erkeksi çıkışlar yapması adettendir. Feminist teorilerden bazıları bu erkeksi tavrı androjen hormonuna bağlarlar. Hani şu horozlarda da bulunan cinsinden(!) Onlara göre siyasetin erkek egemen bir alan olmasından dolayıdır ki, horoz dövüşü her alanda ve her ortamda süregitmektedir."Androjenize lider" Ahmedinecat'ın İsrail'e yönelik androjen dolu açıklamasının ardından, en az onun kadar androjen yüklü Ariel Şaron'un tepkisini tahmin etmek çok zor değil. Birer androjen küpü olarak iktidarlarını sürdüren George Bush ve Tony Blair'in İran'a yönelik açıklamaları da birbirinden aşağıda kalmıyor. Birleşmiş Milletler ayakta. 1948'den bu yana var olan ve bağımsızlığı ve egemenliği uluslararası düzeyde büyük bir çoğunlukla kabul edilmiş olan bir devleti, İsrail'i haritadan silmekle tehdit eden bir lider var ortada. Üstelik bu liderin ülkesi nükleer silah teknolojisi üretip üretmediği konusunda uluslararası spekülasyonlara konu olan, her an bir askeri müdahaleye açık ve dünya güvenliğine yönelik "baş tehdit" olarak tanımlanan bir devlet. Siyasi önderi ise, Rafsancani'ye karşı zorlu bir mücadeleden sürpriz bir zafer kazanarak ikinci turda seçilmiş, tek belirgin özelliği Batı karşıtı olmak olarak özetlenebilecek olan bir lider. Sicili oldukça kötü ve hukuk tanımaz bir kimliği olduğu konusunda yoğun bir propaganda var.Peki neden böyle bir açıklama yapma gereği duymuş olabilir dersiniz. Bir siyasi önder niçin böyle bir zamanlama ile kendi halkını ve ülkesini perişan etmeleri için karşı tarafa böylesine açık bir koz verebilir. Blair'in sözlerine bakınca durumun vahametini anlamak mümkün. "Bana daha önce İran'a müdahale etmeyi düşünüyor musunuz diye soruyorlardı, şimdi ise ne zaman müdahale edeceksiniz diye soruyorlar" demekte, İngiltere başbakanı. Yani İran'ı, nükleer tesislerini, üretim merkezlerini ne zaman bombalayacaksınız diye soruluyor. Böyle bir siyasi önderin egemenliğindeki bir ülkede nükleer silahların bulunduğunu düşünün diye bastırıyor, Batı dünyası. Haklılar, haklı çıkarıldılar.Ahmedinecat uçurumdan atladı bile, birileri "ben almıyorum, teşekkür ederim" diyebilecek mi, yoksa herkes "ben de atlarım" diye koşmaya başladı mı göreceğiz. Ah bu koyunluk hali olmasa!Deniz Ülke Arıboğan / Akşam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.