Son yıllarda o hale geldik ve iktidardan o kadar korkuyoruz ki futbol kulüpleri ve yöneticileri bir yasayla alakalı görüş bildirirken dahi "Acaba Cumhurbaşkanı ne der?", "Başımıza bir iş gelir mi?" sorularının cevabını almadan adım atamaz hale geldiler.
Malumunuz geçenlerde Fenerbahçe Spor Kulübü resmi Twitter hesabından bir bildiri yayınlayarak, Sayın Cumhurbaşkanımızından İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme ile ilgili kararından dönmesi talebinde bulunmuştu ve başta Galatasaray ve Beşiktaş olmak üzere tüm kulüp taraftarları da bu bildiriye yoğun ve açık bir destek vermişlerdi.
Zaten, eğer ki gerçekten varsa, demokrasinin gereği ve güzelliklerinden biri de budur.
Devleti idare eden iktidarın, (onları oylarıyla iktidara taşısın veya taşımasın) halkın tamamının sesine kulak vermesi gerekir.
Halkın da, hiçbir korku ve endişe hissetmeden, görüş ve fikirlerini usulüne ve adabına uygun olarak dile getirebilmesi gerekir.
Dün de Galatasaray Spor Kulübü'nün 677 üyesi Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği tam sayfa ilanla İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının yeniden gözden geçirilmesi talebinde bulundu. Bu da son derece nazik ve yapıcı bir çıkıştı.
İlanda mevcut yönetimden kimsenin yer almaması ise son derece manidardı. Ben yöneticilerin de tamamının ilanda yer alan üyelerle aynı fikirde olduğuna eminim. Ancak gelin görün ki iktidardan ve Cumhurbaşkanımızından çekinerek onlarla ters düşer bir görüntü vermek istemeyen yöneticiler Fenerbahçe gibi kulüp bazında çıkış yapamadığı gibi ilanda da yer almadılar.
Milletin düştüğü bu durum, mevcut konjonktürde iktidarı çok memnun etmekle birlikte, olaya insan hak ve özgürlükleri, demokrasi ve hukuk devleti penceresinden bakıldığında aslında çok ama çok endişe verici bir durumdur.
Milletin hakkın, hukukun ve doğrunun değil de korku saikiyle, haksız bile olsa, yanlış bile yapsa güçlünün yanında yer alması büyük bir çöküşün habercisidir.
Her gün yeni bir gelişmenin yaşandığı ve yarın ne olacağının tahmin edilemediği ülkemizde, bugünün iktidarının yarının neyi olacağını kestirmek mümkün değil. Dolayısıyla bugün sırf korktuğu için yanında yer alan veya yer alır gibi gözüken halkın yarın başka bir korku sebebiyle karşısında yer alması oldukça muhtemeldir.
Gerçek lider o kişidir ki, idaresi altındaki kitlelerin hem karınlarını hem de gönüllerini doyursun, millet liderine baktığı zaman kendini görsün ve varlıkta da yoklukta da ölümüne bile olsa yanında yer alsın.
Sayın Cumhurbaşkanımızına âcizane tavsiyem milleti korkuyla değil sevgiyle kendisine bağlayacak bir yol izlemesi yani korku değil sevgi iktidarı olma yolunda ilerlemesi olacaktır.
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022