Sigara etkisi yavaş olan bir toplu imha silahıdır
Sigaraya yakalanmış, ondan kurtulamayan, onu oluorta kullanan ve ne kendi sağlığına, ne de etrafındakilerinkine aldırmayan insanlar, yüzbinlerce insanı, bir nevi yavaşlatılmış toplu intihara götürmektedir!
ABD ve şu anda AB bilhassa Almanya ve kısmen de İngiltere ve Fransa halk sağlığını ve devlet sağlık politikalarını gözden geçirmektedirler. Sağlığa verdikleri önemi, uyguladıkları sistemi ve aldıkları sonuçları sorgulamaya başladılar!
Onların sağlık bütçeleri bizimkilerden kat be kat üstündür, ona rağmen sarfettikleri değer ile elde edilen sonuçları açıkça tartışmaya açtılar. Bu tartışmalardaki genel kanı ise şu olmaktadır:
Almanya bu eski sağlık sistemini, hızlı bir şekilde değiştiremezse, yakında iflas edecektir.
İngiltere'nin sağlık politikası da zaten iflas bayrağını çoktan çekmek üzeredir. İngiltere kendi hastalarının tedavisini başka ülkelerde yaptırma kararı almaktadır. Hatta Türkiye'ye bile tedavi için hasta yollamaktadır!
Bunun sebebi de gayet basit. Şu ana kadar sağlık politikalarında ağırlık tedaviye yöneldi. Halbuki ise hastalıkları önlemek hem daha ucuz, hem daha kolay, hem de çok daha verimli olmaktadır.
Ayrıca hastalanma sebepleri arasında uzun zaman sadece mikrobik alanlara önem verilmekteydi. Epidemilerin önlenmesi, kolera, tifo, tifüs, veba salgını, kızamık ve kızamıkcık, sıtma ile son zamanlarda tüberkülöz: Verem hastalıklarından bazıları, dünya haritasından tamamen silinmiş sayılmaktadır.
Gerçi bunların arasından, bazıları, geri kalmış ülkelerde hâlâ görülmektedir. Ama oralarda da türlü bir şekilde hareket edilerek, bu hastalıklar fazla yayılmadan kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları ise (mesela kolera, verem, sıtma ve bazı çocuk hastalıkları) geri kalmış ülkelerde azalmış olarak dahi olsa, kısmen devam etmektedirler.
Fakat alınan önlemlerin hemen hemen hepsi, eski klasik edidemilere sebep olan mikdobik ve viral enfeksiyonlara karşıdır. Şu anda ise dünyayı, sanayinin ve teknolojinin gelişmesiyle tehdit eden başka unsurlar da var. Bunlara karşı zecri tedbirler alınmazsa, yakında dünya en az bu epidemilerden gördüğü kadar, hatta onlardan kat kat fazlasıyla zarar görecektir. Alınacak bu yeni önlemler arasında 1. derecede önemli olan hava kirliğini karşı tedbirlerdir.
Hava kirliliği ve sigara
Gelişmiş ülkelerin başında ABD ve AB'deki büyük güçler sigaraya karşı etkili mücadeleye başlayıp devam etmektedirler. Ama sigara bağımlılığından kolayca kurtulmak zor olmaktadır. Sigara içimleri hemencecik kesilememektedir. Bazı tiryakiler, ölümüne sigarayı içmeye devam etmektedirler! Bunların arasında birkaç defa enfarktüs geçirenler, ayakları kangren olanlar ve beyin kanaması geçirenler de vardır. Ama yine de sigaradan vazgeçemiyorlar!
Ama alınan zecri tedbirlerle Batıdaki sigara tüketimi yaklaşık olarak son on yılda %50 civarında azalma göstermektedir. Batı bu başarıyı resmen etkili bir propaganda ile, konferans, panel, TV programları, gazete yazıları ve okullardaki eğitim programlarıyla elde etmeye çalışmaktadır. Ayrıca yasaklamalar ve çok yüksek cezalar, önce hastanelerde, daha sonra askeriyede, sonra devlet dairelerinde, daha sonra ise bütün kapalı yerlerde ve toplum vasıtalarındak içmelere yasak konulmuştur.
Sigaraya yakalanmış, ondan kurtulamayan, onu oluorta kullanan ve ne kendi sağlığına, ne de etrafındakilerinkine aldırmayan insanlar, yüzbinlerce insanı, bir nevi yavaşlatılmış toplu intihara götürmektedir!
ABD ve şu anda AB bilhassa Almanya ve kısmen de İngiltere ve Fransa halk sağlığını ve devlet sağlık politikalarını gözden geçirmektedirler. Sağlığa verdikleri önemi, uyguladıkları sistemi ve aldıkları sonuçları sorgulamaya başladılar!
Onların sağlık bütçeleri bizimkilerden kat be kat üstündür, ona rağmen sarfettikleri değer ile elde edilen sonuçları açıkça tartışmaya açtılar. Bu tartışmalardaki genel kanı ise şu olmaktadır:
Almanya bu eski sağlık sistemini, hızlı bir şekilde değiştiremezse, yakında iflas edecektir.
İngiltere'nin sağlık politikası da zaten iflas bayrağını çoktan çekmek üzeredir. İngiltere kendi hastalarının tedavisini başka ülkelerde yaptırma kararı almaktadır. Hatta Türkiye'ye bile tedavi için hasta yollamaktadır!
Bunun sebebi de gayet basit. Şu ana kadar sağlık politikalarında ağırlık tedaviye yöneldi. Halbuki ise hastalıkları önlemek hem daha ucuz, hem daha kolay, hem de çok daha verimli olmaktadır.
Ayrıca hastalanma sebepleri arasında uzun zaman sadece mikrobik alanlara önem verilmekteydi. Epidemilerin önlenmesi, kolera, tifo, tifüs, veba salgını, kızamık ve kızamıkcık, sıtma ile son zamanlarda tüberkülöz: Verem hastalıklarından bazıları, dünya haritasından tamamen silinmiş sayılmaktadır.
Gerçi bunların arasından, bazıları, geri kalmış ülkelerde hâlâ görülmektedir. Ama oralarda da türlü bir şekilde hareket edilerek, bu hastalıklar fazla yayılmadan kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları ise (mesela kolera, verem, sıtma ve bazı çocuk hastalıkları) geri kalmış ülkelerde azalmış olarak dahi olsa, kısmen devam etmektedirler.
Fakat alınan önlemlerin hemen hemen hepsi, eski klasik edidemilere sebep olan mikdobik ve viral enfeksiyonlara karşıdır. Şu anda ise dünyayı, sanayinin ve teknolojinin gelişmesiyle tehdit eden başka unsurlar da var. Bunlara karşı zecri tedbirler alınmazsa, yakında dünya en az bu epidemilerden gördüğü kadar, hatta onlardan kat kat fazlasıyla zarar görecektir. Alınacak bu yeni önlemler arasında 1. derecede önemli olan hava kirliğini karşı tedbirlerdir.
Hava kirliliği ve sigara
Gelişmiş ülkelerin başında ABD ve AB'deki büyük güçler sigaraya karşı etkili mücadeleye başlayıp devam etmektedirler. Ama sigara bağımlılığından kolayca kurtulmak zor olmaktadır. Sigara içimleri hemencecik kesilememektedir. Bazı tiryakiler, ölümüne sigarayı içmeye devam etmektedirler! Bunların arasında birkaç defa enfarktüs geçirenler, ayakları kangren olanlar ve beyin kanaması geçirenler de vardır. Ama yine de sigaradan vazgeçemiyorlar!
Ama alınan zecri tedbirlerle Batıdaki sigara tüketimi yaklaşık olarak son on yılda %50 civarında azalma göstermektedir. Batı bu başarıyı resmen etkili bir propaganda ile, konferans, panel, TV programları, gazete yazıları ve okullardaki eğitim programlarıyla elde etmeye çalışmaktadır. Ayrıca yasaklamalar ve çok yüksek cezalar, önce hastanelerde, daha sonra askeriyede, sonra devlet dairelerinde, daha sonra ise bütün kapalı yerlerde ve toplum vasıtalarındak içmelere yasak konulmuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006