KKTC erken genel seçimleri.
Bu seçimlerde Kıbrıs'ın veriliş sürecini hızlandırmak için yola çıkanların, bağımsızlığın hayal olduğunu her fırsatta ifade edenlerin kazanması için yoğun propaganda var.
İşin garip tarafı Türkiye hükümetinin de tavrı bu noktada.
Gerek KKTC'deki Talat iktidarı gerekse Türkiye'deki Erdoğan iktidarı koro halinde Annan Planı'nın devreye girmesini haykırıyorlar.
Halbuki Annan Planı, Rauf Denktaş'ın da ifade ettiği gibi, KKTC için tam bir yıkım planıdır ve Kıbrıs'ın Giritleştirilmesidir.
Yine Sayın Denktaş'ın ifadesiyle "AB ve ABD, Ortadoğu petrollerini ve Türkiye'yi kontrol altına alabilmek için Kıbrıs'ı bir Hıristiyan adası haline getirmeye çalışıyorlar".
Bilinen bir gerçek var ki, Kıbrıs'ta barışın sağlanması ve de kalıcılığı için KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak tüm dünya tarafından tanınması ve Türk askerinin Kıbrıs'tan asla çıkmaması gerekmektedir.
Bunun dışındaki bütün çözümler, Sayın Denktaş'ın ifade ettiği gerçeklerin yaşanmasına sebep olur ki, bu Türkiye için de büyük bir tehdittir.
Ülkemizi bu kadar yakından ilgilendiren bir meselede AKP iktidarının aynen Irak seçimlerinde olduğu gibi duyarsız davranması ve hatta aleyhimize plan kuranların ekmeğine yağ sürmesi oldukça manidardır.
Sayın Erdoğan yıkım planı olan Annan Planı için destek turları yapmaktadır. Bu konuda direnen Putin'i defalarca uğraşarak ikna etmiştir.
Bir AB hayali uğruna Kıbrıs'ın verilmesinin önünü açan Ankara anlaşmasının genişletilmesine "evet" demiştir, 17 Aralıkta bu konuda "sözlü taahhüdünü yazılı olarak" vermiştir.
KKTC'nin yıkımını destekleyen ve bağımsızlığına inanmayan partileri desteklemek için gelen ABD'li işadamlarının maksatlı ziyaretlerine göz yummuştur. Zaten sıkıntılar içinde bulunan Kıbrıs Türkleri bu oyunlara cevap verebilecek güçte değildir.
Dolayısıyla olaylara anlam veremeyen Kıbrıs Türk halkı aynen Kerkük'teki ve Musul'daki soydaşlarımız gibi sahipsiz kalmış ve küresel güçlerin kucağına bırakılmıştır.
Türkiye siyasetini yönlendiren AKP iktidarı Musul ve Kerkük'teki olanların nasıl tek sorumlusu ise, Kıbrıs'ta olanların ve olacakların da tek sorumlusudur.
Tek başına iktidardır ve esasen topyekûn Türk milleti askeriyle ve de muhalefetiyle beraber onurlu bir milli duruş beklemektedir.
AKP iktidarı seçim öncesi gerek iç gerekse dış siyaseti ilgilendiren konularda birilerine verdiği sözlerden dolayı onurlu bir tavır ortaya koyamamaktadır.
Saman alevi gibi milletin gazını almaya yönelik çıkışlarla dış siyaset olmaz.
Musul ve Kerkük yanlış politikalar yüzünden elden gitmiştir.
Görünen o ki Kıbrıs da elden gidiyor.
Sıra Ege'de mi, yoksa Güneydoğu'da mı, yoksa İstanbul'da mı?
Bu gidişle Ankara'ya da mı ses çıkarmayacaksınız?
Yoksa ülke yönetmek sırtımızda kambur diyerek gelsin bizi ABD, AB yönetsin mi diyeceksiniz?
Zaten ortaya koyduğunuz icraatlar bunu ifade ediyor.
Madem Kıbrıs'a, Kerkük'e, Musul'a, iç ve dış siyasete bir çözümüz yoktu, sadece seyirci olacaktınız, hatta ülkemiz üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürecektiniz, niçin iktidara talip oldunuz?
Sizin deyiminizle "İktidar mazeret üretme makamı değil çözüm merciidir".
Zaten bu ülke ne çektiyse milletine güvenmeyen ve proje sahibi olmayan mandacı zihniyetli teslimiyetçilerden çekti.
Daha dün bu millet başındaki milli bir zihniyete sahip lideriyle dünyanın dört bir tarafından gelmiş düşmanlarını ülkesinden kovmadı mı?
Daha dün bu aziz millet Osmanlıdan kalan borçları çalışarak gayret ederek milli politikalarla ödemedi mi?
Demek ki, bu millette sorun yok ve asla olmayacaktır.
Sorun, yıllarca masum yüzlerle bu milletin önüne geçip ülkemizi ve milletimizi başkalarının boyunduruğu altına sokan iktidar sahiplerindedir.
Artık bırakın da problemleri, bize uymayan ithal politikalarla değil, tamamen özümüze uygun olan milli projelerle çözecek liderler bu ülkeyi yönetsin. Siz de rahat edersiniz, millet de. Çözemiyorsunuz bari işi ehline bırakma erdemini gösterin ki bu millet sizi takdir etsin.
Bu seçimlerde Kıbrıs'ın veriliş sürecini hızlandırmak için yola çıkanların, bağımsızlığın hayal olduğunu her fırsatta ifade edenlerin kazanması için yoğun propaganda var.
İşin garip tarafı Türkiye hükümetinin de tavrı bu noktada.
Gerek KKTC'deki Talat iktidarı gerekse Türkiye'deki Erdoğan iktidarı koro halinde Annan Planı'nın devreye girmesini haykırıyorlar.
Halbuki Annan Planı, Rauf Denktaş'ın da ifade ettiği gibi, KKTC için tam bir yıkım planıdır ve Kıbrıs'ın Giritleştirilmesidir.
Yine Sayın Denktaş'ın ifadesiyle "AB ve ABD, Ortadoğu petrollerini ve Türkiye'yi kontrol altına alabilmek için Kıbrıs'ı bir Hıristiyan adası haline getirmeye çalışıyorlar".
Bilinen bir gerçek var ki, Kıbrıs'ta barışın sağlanması ve de kalıcılığı için KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak tüm dünya tarafından tanınması ve Türk askerinin Kıbrıs'tan asla çıkmaması gerekmektedir.
Bunun dışındaki bütün çözümler, Sayın Denktaş'ın ifade ettiği gerçeklerin yaşanmasına sebep olur ki, bu Türkiye için de büyük bir tehdittir.
Ülkemizi bu kadar yakından ilgilendiren bir meselede AKP iktidarının aynen Irak seçimlerinde olduğu gibi duyarsız davranması ve hatta aleyhimize plan kuranların ekmeğine yağ sürmesi oldukça manidardır.
Sayın Erdoğan yıkım planı olan Annan Planı için destek turları yapmaktadır. Bu konuda direnen Putin'i defalarca uğraşarak ikna etmiştir.
Bir AB hayali uğruna Kıbrıs'ın verilmesinin önünü açan Ankara anlaşmasının genişletilmesine "evet" demiştir, 17 Aralıkta bu konuda "sözlü taahhüdünü yazılı olarak" vermiştir.
KKTC'nin yıkımını destekleyen ve bağımsızlığına inanmayan partileri desteklemek için gelen ABD'li işadamlarının maksatlı ziyaretlerine göz yummuştur. Zaten sıkıntılar içinde bulunan Kıbrıs Türkleri bu oyunlara cevap verebilecek güçte değildir.
Dolayısıyla olaylara anlam veremeyen Kıbrıs Türk halkı aynen Kerkük'teki ve Musul'daki soydaşlarımız gibi sahipsiz kalmış ve küresel güçlerin kucağına bırakılmıştır.
Türkiye siyasetini yönlendiren AKP iktidarı Musul ve Kerkük'teki olanların nasıl tek sorumlusu ise, Kıbrıs'ta olanların ve olacakların da tek sorumlusudur.
Tek başına iktidardır ve esasen topyekûn Türk milleti askeriyle ve de muhalefetiyle beraber onurlu bir milli duruş beklemektedir.
AKP iktidarı seçim öncesi gerek iç gerekse dış siyaseti ilgilendiren konularda birilerine verdiği sözlerden dolayı onurlu bir tavır ortaya koyamamaktadır.
Saman alevi gibi milletin gazını almaya yönelik çıkışlarla dış siyaset olmaz.
Musul ve Kerkük yanlış politikalar yüzünden elden gitmiştir.
Görünen o ki Kıbrıs da elden gidiyor.
Sıra Ege'de mi, yoksa Güneydoğu'da mı, yoksa İstanbul'da mı?
Bu gidişle Ankara'ya da mı ses çıkarmayacaksınız?
Yoksa ülke yönetmek sırtımızda kambur diyerek gelsin bizi ABD, AB yönetsin mi diyeceksiniz?
Zaten ortaya koyduğunuz icraatlar bunu ifade ediyor.
Madem Kıbrıs'a, Kerkük'e, Musul'a, iç ve dış siyasete bir çözümüz yoktu, sadece seyirci olacaktınız, hatta ülkemiz üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürecektiniz, niçin iktidara talip oldunuz?
Sizin deyiminizle "İktidar mazeret üretme makamı değil çözüm merciidir".
Zaten bu ülke ne çektiyse milletine güvenmeyen ve proje sahibi olmayan mandacı zihniyetli teslimiyetçilerden çekti.
Daha dün bu millet başındaki milli bir zihniyete sahip lideriyle dünyanın dört bir tarafından gelmiş düşmanlarını ülkesinden kovmadı mı?
Daha dün bu aziz millet Osmanlıdan kalan borçları çalışarak gayret ederek milli politikalarla ödemedi mi?
Demek ki, bu millette sorun yok ve asla olmayacaktır.
Sorun, yıllarca masum yüzlerle bu milletin önüne geçip ülkemizi ve milletimizi başkalarının boyunduruğu altına sokan iktidar sahiplerindedir.
Artık bırakın da problemleri, bize uymayan ithal politikalarla değil, tamamen özümüze uygun olan milli projelerle çözecek liderler bu ülkeyi yönetsin. Siz de rahat edersiniz, millet de. Çözemiyorsunuz bari işi ehline bırakma erdemini gösterin ki bu millet sizi takdir etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025