İmâm-ı Buhârî ömrünün son yıllarında, Nişâbûr'a döndüğünde, ilimdeki üstünlüğünü bilenler etrafında toplanmıştı. İlim meclisine devâm edenlerin çokluğu ve gördüğü îtibar, bâzı kimselerin kıskanmasına ve iyi olmayan tutum içine girmelerine yol açtı.
Bundan dolayı Nişâbûr'dan ayrılıp, Buhâra'ya gitti. Buhâra'ya varınca vâli Hâlid bin Ahmed, İmâm-ı Buhârî'ye haber gönderip, eserlerini alıp, yanına gelmesini, onları bizzat kendisinden dinlemek istediğini bildirdi. Ayrıca kendi çocukları için husûsî hadîs-i şerîf dersi vermesini istedi. Bunun üzerine İmâm-ı Buhârî;"Ben ilmi, emîrin kapısına götürüp zelîl etmem. Eğer ilmi istiyorsan, ilim meclisinde hazır bulun" dedi. Bunun üzerine vâli, İmâm'ın Buhârâ'dan çıkması emrini verdi. İmâm-ı Buhârî, vâliyi Allahü teâlâya havâle edip, Buhâra'dan çıktı. Aradan bir ay geçmeden bu vâli görevinden alındı. Bir merkebe bindirilip, şehri dolaştırıldı ve "Kötü işler yapanın sonu işte budur." diye bağırılması emri geldi. Vâlinin sözlerine uyarak, İmâm-ı Buhârî'ye çeşitli ezâ ve cefâlarda bulunan kimselerin de her birine, insanların ders ve ibret alacakları çeşitli belâlar isâbet etti.
Bundan dolayı Nişâbûr'dan ayrılıp, Buhâra'ya gitti. Buhâra'ya varınca vâli Hâlid bin Ahmed, İmâm-ı Buhârî'ye haber gönderip, eserlerini alıp, yanına gelmesini, onları bizzat kendisinden dinlemek istediğini bildirdi. Ayrıca kendi çocukları için husûsî hadîs-i şerîf dersi vermesini istedi. Bunun üzerine İmâm-ı Buhârî;"Ben ilmi, emîrin kapısına götürüp zelîl etmem. Eğer ilmi istiyorsan, ilim meclisinde hazır bulun" dedi. Bunun üzerine vâli, İmâm'ın Buhârâ'dan çıkması emrini verdi. İmâm-ı Buhârî, vâliyi Allahü teâlâya havâle edip, Buhâra'dan çıktı. Aradan bir ay geçmeden bu vâli görevinden alındı. Bir merkebe bindirilip, şehri dolaştırıldı ve "Kötü işler yapanın sonu işte budur." diye bağırılması emri geldi. Vâlinin sözlerine uyarak, İmâm-ı Buhârî'ye çeşitli ezâ ve cefâlarda bulunan kimselerin de her birine, insanların ders ve ibret alacakları çeşitli belâlar isâbet etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.