Bizim halk edebiyatında halk hikâyeleri vardır, bu hikâyeler dilden dile gönülden gönüle nesiller boyu anlatılır. Bu hikâyelerde genelde hayvan isimleri kullanılarak halka ince mesajlar verilir. Ünlü mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri de Mesnevi'sinde bu tür hikâyelerle, anlatmak istediğini hiciv yoluyla anlatır. Sabah pazarı esnaflarından Abdi Amca 75 yaşlarında görmüş geçirmiş biri, bu tarz hikâyelerden dağarcığında epeyce var. Bir sohbet esnasında eşek ile devenin başından geçen bir olayı hikâye yoluyla bize anlatmaya başladı, hikâye şöyle: Deve ile eşek aynı ahırda kalırlarmış, bir gün ahırın kapısı açık unutulduğundan eşekle deve ahırdan firar etmişler. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler, uzak diyarlarda, bir vahada, sulak kuytu bir köşe bulmuşlar. Deve ile eşek yanlarını yıkmış yemiş içmiş yatmışlar, aradan üç ay geçmiş kendilerini rahatsız eden kimse yok, Allah!!! Ye iç yat, su bol, yem bol ne gelen var ne giden gel keyfim gel. Bir gün eşek deveye demiş ki deve kardeş içimden anırmak geldi, deve eşeğe ne anırması şurada rahatız kes sesini. İkinci gün eşek, deve kardeş kendimi tutamıyorum içimden anırmak geliyor demiş, deve, bak şurada yiyip içip yatıyoruz bize karışan yok sen anırırsan sesini bir duyan olur bizi burada rahat koymazlar der. Eşek üçüncü gün yemini yer suyunu içer sırt üstü toprakta debelenir başlar anırmaya, yaklaşık üç aydan beri anırmayı özlemiş olacak ki uzatmalı anıran eşeğin sesini civardan geçen kervancı başı duyar.Kervancı başı adamlarına, cıvadran bir eşek sesi geliyor sesin geldiği yöne doğru gidin bakalım orada ne var der. Adamlar sesin geldiği yöne doğru giderler birde ne görsünler eşeğin yanında bir de deve var. Kervancı başına durumu bildirirler, kervancı başı, ikisini de getirin buraya der. Adamlar deve ile eşeği getirirler kervancı başı şöyle bir deve ile eşeğe bakar ki ikisi de tavlanmış beslenmiş ikisinin de sırtına yük yüklerler ve kervana katarlar. Eşek bir süre yürüdükten sonra, uzun süre yük taşımadığından olacak ki dizlerinin bağı çözülür ve çöker. Durumu kervancı başına bildirirler, kervancı başı bu eşek hamlamış eşeği yükü ile birlikte devenin sırtına yükleyin der. Devenin yükü biraz daha ağırlaştığından yolda eşeğe der ki ben sana demedim mi anırma diye neden anırdın bak ne hallere düşürdün beni. Eşek der ki deve kardeş çok pişmanım keşke senin sözünü dinleseydim ama benim tabiatımda var anırmak karnım doyunca anırmak geliyor içimden, ne yapayım kendimi tutamadım. Deve kendi kendine görürsün anırmak neymiş sana gösteririm der.Yol dere kenarından bir çığıra düşer yolun bir tarafı dağ bir tarafı uçurum, deve eşeğe der ki eşek kardeş hoplayasım geldi. Eşek, deve kardeş yapma eğer hoplarsan ben düşerim, deve eşeğe der ki senin tabiatında karnın doyunca nasıl ki anırmak varsa benim de tabiatımda hendek görünce hoplamak var der ve hoplar, eşek aşağı düşüp dereye yuvarlanır ve ölür, deve de sırtındaki eşekten kurtulur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok zor şartlarda kuruldu ve bizlere emanet edildi. Bu devleti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bizler rahat, hür ve bağımsız yaşayalım diye kendi hayatlarını heba ettiler. Bizler doksan yıldan bu yana bu ülkede hür ve bağımsız yaşıyoruz, tabiri caizse yiyip içip yatıyoruz. Bize düşen vazife Atatürk'ün gençliğe hitabesinde söylediği gibi Türk istiklal ve cumhuriyetini müdafaa etmektir, vatana, millete, devlete, orduya sahip çıkmak bu değerleri hukuk kuralları içinde kalarak korumak ve kollamaktır.Belki içimizde tabiatı gereği anırmak isteyenler olabilir, bizler elimizden geldiği kadar onların anırmalarına engel olmalıyız. Şayet anırır da bizim üzerimize yükleri ile yüklenirlerse ilk hendek de hoplayarak o yükten kurtulmanın hesabını yapmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehmet İnekçioğlu / diğer yazıları
- Şeytan bunun neresinde / 08.08.2014
- Ben kazandım / 01.04.2014
- Bal tutan parmağını yalarmış! / 28.03.2014
- Mor Ali baba / 20.12.2013
- Dama oynamak ve siyaset / 30.11.2013
- Kıssadan hisse / 01.11.2013
- Bayram olsun / 12.08.2013
- Ben kazandım / 01.04.2014
- Bal tutan parmağını yalarmış! / 28.03.2014
- Mor Ali baba / 20.12.2013
- Dama oynamak ve siyaset / 30.11.2013
- Kıssadan hisse / 01.11.2013
- Bayram olsun / 12.08.2013