ABD'nin bazı eyaletleri ve Avrupa'da uygulanan kişiselleştirilmiş kemoterapi (ilaçla kanser tedavisi) programı için Türk bilim adamları bir yazılım geliştirdi
YENİ MESAJ - ANTALYA
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Emin Ersoy ve Prof. Dr. Ekmel Tezel ile Hacettepe Üniversitesinden Biyolog Dr. Alper Doğan, dünyada ilk kez ABD'li bilim adamı Larry Weisanthal tarafından geliştirilen, halen ABD'nin bazı eyaletleri ve Avrupa'da uygulanan kişiselleştirilmiş kemoterapi uygulamasına yeni bir boyut kattı. Bilim adamları, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapötik ilaçlarda hasta için en etkili ajanın seçilmesini sağlamak üzere Hacettepe Üniversitesi teknoparkında kurulan şirket aracılığıyla bir yazılım geliştirdi. Hacettepe ve Gazi üniversitelerinde klinikte uygulanmaya başlanan proje, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığınca (KOSGEB) da desteklenerek kredilendirildi.Bir yıl içinde bitirilmesi planlanan projede, meme kanseri, baş-boyun ve yumurtalık tümörü bulunan 90 hastanın tedavisinde hangi kemoterapötik ajanların etkili olduğu tespit edilecek ve hastaya uygun tedavi yöntemleri izlenecek.2. Minimal İnvaziv Cerrahisi Kongresi'ne katılmak üzere Antalya'ya gelen Türkiye Laparoskopik ve Endoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, günümüzde kanser tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi gibi tedavilerin başarıyla uygulandığını söyledi. Her gün yeni bir araştırma yapılarak kansere çare arandığı bir dönemde, lenfoma ve benzeri bazı kanser türlerinin tamamına yakınında tedavi sağlanırken, birçok kanser türünde henüz başarılı sonuçlar elde edilemediğini vurgulayan Ersoy, bu nedenle hastaların kaybedildiğini ifade etti. Kanser hastalarının tedavisinde cerrahinin yerinin inkar edilemez boyutta olduğuna işaret eden Ersoy, "Cerrahi ile görünebilen tüm kanserli dokuların organizmadan uzaklaştırılması, tedavinin en önemli basamağıdır. Bunların yanı sıra cerrahi sonrasında verilen radyoterapi ve kemoterapinin de tedavideki önemi büyüktür" dedi.Kemoterapötik ilaçların, kanserin türüne göre daha önce denenmiş bir takım protokollerle hastalara uygulandığını belirten Ersoy, "Bu tür ilaçların tümü aynı zamanda organizmaya toksik, ciddi yan etkileri olan ve pahalı ilaçlardır" diye konuştu.Ersoy, hastanın kendisine ait kanserli dokudan alınan örneğin, laboratuvar şartlarında çoğaltıldığını kaydetti. Çoğaltılan kanserli dokuların üzerine, etkin olması düşünülen kemoterapötik ajanların konulduğunu belirten Ersoy, bu testle, hasta üzerinde hangi ajanın daha etkin olduğunun belirlendiğini ifade etti. Ersoy, şöyle konuştu: "Olay tıpkı bir mikroorganizmaya etkin olan antibiyotiğin bulunması gibidir. Yani bir çeşit antibiyogramdır. Laboratuvar şartlarınde etkinliği saptanan ajanlar, tedaviyi yapacak onkoloğa sunulmakta ve onkolog da uygun olan protokolü bir yol gösterici olan bu teste göre seçebilmektedir."
YENİ MESAJ - ANTALYA
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Emin Ersoy ve Prof. Dr. Ekmel Tezel ile Hacettepe Üniversitesinden Biyolog Dr. Alper Doğan, dünyada ilk kez ABD'li bilim adamı Larry Weisanthal tarafından geliştirilen, halen ABD'nin bazı eyaletleri ve Avrupa'da uygulanan kişiselleştirilmiş kemoterapi uygulamasına yeni bir boyut kattı. Bilim adamları, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapötik ilaçlarda hasta için en etkili ajanın seçilmesini sağlamak üzere Hacettepe Üniversitesi teknoparkında kurulan şirket aracılığıyla bir yazılım geliştirdi. Hacettepe ve Gazi üniversitelerinde klinikte uygulanmaya başlanan proje, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığınca (KOSGEB) da desteklenerek kredilendirildi.Bir yıl içinde bitirilmesi planlanan projede, meme kanseri, baş-boyun ve yumurtalık tümörü bulunan 90 hastanın tedavisinde hangi kemoterapötik ajanların etkili olduğu tespit edilecek ve hastaya uygun tedavi yöntemleri izlenecek.2. Minimal İnvaziv Cerrahisi Kongresi'ne katılmak üzere Antalya'ya gelen Türkiye Laparoskopik ve Endoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, günümüzde kanser tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi gibi tedavilerin başarıyla uygulandığını söyledi. Her gün yeni bir araştırma yapılarak kansere çare arandığı bir dönemde, lenfoma ve benzeri bazı kanser türlerinin tamamına yakınında tedavi sağlanırken, birçok kanser türünde henüz başarılı sonuçlar elde edilemediğini vurgulayan Ersoy, bu nedenle hastaların kaybedildiğini ifade etti. Kanser hastalarının tedavisinde cerrahinin yerinin inkar edilemez boyutta olduğuna işaret eden Ersoy, "Cerrahi ile görünebilen tüm kanserli dokuların organizmadan uzaklaştırılması, tedavinin en önemli basamağıdır. Bunların yanı sıra cerrahi sonrasında verilen radyoterapi ve kemoterapinin de tedavideki önemi büyüktür" dedi.Kemoterapötik ilaçların, kanserin türüne göre daha önce denenmiş bir takım protokollerle hastalara uygulandığını belirten Ersoy, "Bu tür ilaçların tümü aynı zamanda organizmaya toksik, ciddi yan etkileri olan ve pahalı ilaçlardır" diye konuştu.Ersoy, hastanın kendisine ait kanserli dokudan alınan örneğin, laboratuvar şartlarında çoğaltıldığını kaydetti. Çoğaltılan kanserli dokuların üzerine, etkin olması düşünülen kemoterapötik ajanların konulduğunu belirten Ersoy, bu testle, hasta üzerinde hangi ajanın daha etkin olduğunun belirlendiğini ifade etti. Ersoy, şöyle konuştu: "Olay tıpkı bir mikroorganizmaya etkin olan antibiyotiğin bulunması gibidir. Yani bir çeşit antibiyogramdır. Laboratuvar şartlarınde etkinliği saptanan ajanlar, tedaviyi yapacak onkoloğa sunulmakta ve onkolog da uygun olan protokolü bir yol gösterici olan bu teste göre seçebilmektedir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.