Kılıçdaroğlu CHP'ye yakışmıyor

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, partisinin 24 Haziran seçimlerine hangi gerekçelerle katılmadığını detaylı bir şekilde açıkladı.
Türkiye'deki vahim siyaset tablosunu şu sözlerle özetledi Sayın Baş: "Türkiye'de siyaset millet ve devlet yararına yapılmıyor. Bunu yıllardır anlatıyoruz. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarda sadece kişisel menfaatler, bavullara doldurulan paralar ve kirli hesaplar var. Ve bu şahsi ihtiras öyle bir noktada ki, kendilerini belki de iktidara taşıyacak olanı dahi elinin tersiyle ittiriyor."
Kişisel menfaatlerin ön planda tutulduğu bir siyaset düzleminde elbette ki millet ve devlet menfaatinin gözetilmesi mümkün olmayacaktır. Ve iktidara gelmemek, gelmekten daha fazla kişisel menfaate uygunsa, iktidara kapı açacak bütün fırsatlar bile reddedilebiliyor.
2015 seçimlerinde Prof. Dr. Haydar Baş'la 4 kez bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun önce, "Beraber olacağız", "Haydar Hoca'nın fikirleri çok önemli ve bunların Meclis'te temsil edilmesi gerektiğine inanıyorum", "Sizleri CHP listesinden aday yapmak istiyorum" deyip, seçimlere çok az kala bunu yapamayacağını söylemesi gerçekten CHP teşkilatı tarafından dikkatle tahlil edilmesi gereken bir konu?
Zira teklif eden Sayın Baş değil, Kılıçdaroğlu? Reddeden, "hayır olmaz" diyen Sayın Baş değil, yine Kılıçdaroğlu? Teklif ediyorsun, sonra neden reddediyorsun?
Ve işin ilginci 24 Haziran seçimlerinde de aynı tiyatroyu oynuyorsun. En güvenilir adamını gönderip, önce Millet İttifakı'na almak için BTP'ye bizzat teklifte bulunuyorsun, sonra ittifaka alamayacağını söyleyip, CHP listelerinde Sayın Baş'a yer vereceğini söylüyorsun, sonra da listelerin son teslim tarihinin arifesinde yine koymayacağınızı söylüyorsun.
Prof. Dr. Haydar Baş, bu iki teklife de parlamenter rejim tehlikede olduğu için Türk milletinin geleceği kaybolduğu için, çözüm adına evet dedi. 
Peki, önce teklif edip sonra olmaz diyenlerin derdi ne? Üstelik BTP'nin ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "parlamenter sistemi geri getirme" iddiasında olan Millet İttifakı'na ve CHP adayının Cumhurbaşkanı olması konusunda katacağı destek ve sinerji ortadayken?
Bu bir iktidar projesiydi ama Kılıçdaroğlu bunu istemedi. Bu adımıyla Kılıçdaroğlu neyi istememiş oldu? Parlamenter sistemin geri getirilmesini, kuvvetler ayrılığının ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini, birlik ve beraberliğin, üniter devletin, vatanın bölünmez bütünlüğünün korunmasını, Türkiye'nin yeniden Atatürk'ün Cumhuriyeti ayarlarına dönmesini, sahip olacağı milli ekonomi ve milli para ile büyük bir ekonomik güç haline dönüşmesini, CHP'nin birinci parti olarak iktidar olmasını, Cumhurbaşkanını belirlemesini?
Kılıçdaroğlu'nun bütün bu kazanımları elinin tersiyle itmesine karşın, CHP tabanından ve kadrolarından Prof. Dr. Haydar Baş'a destek, Kılıçdaroğlu'nun bencil tavrına tepkiler yağdı.
Prof. Dr. Baş için "ekonomi bakanı" olmalı diyenler oldu, Kılıçdaroğlu için de "sen ne yapmaya çalışıyorsun, iktidarın ekmeğine yağ sürüyorsun" eleştirileri yapıldı.
CHP'li milyonların tepkileri gizlenemeyecek kadar ortada?
Ve Sayın Baş açıklamasında Kılıçdaroğlu'nun bu tavrına yönelik şu tespitlerde bulunuyor: "Gelinen noktada belki de 100 bin oyumuz ile iktidarına bir basamak olacağımız Kılıçdaroğu'nun bir sandalye ile bile yer veremediği bendeniz, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında bir fark olmadığını görüyorum. Bunda okyanus ötesinde birleşen kişisel menfaatler, belki de listelere alınmayan CHP'lilerin de ifade ettiği gibi cemaat bağlantısı, yüklü miktarda bağışlar? 'Ne etkilidir', Allah ile kendileri arasında? Temsil ettiğimiz parti olarak milleti kandıran bu oyunda yer almamayı tarihi bir görev kabul ediyoruz ve seçimlere katılmıyoruz. Kimseye de atacağı oy noktasında karışmıyoruz."
BTP'nin Millet İttifakı'nda olması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın CHP listelerinde aday gösterilmesi, esasen CHP tabanının, milletvekillerinin, teşkilatlarının talebiydi.
Bununla alakalı haberler, CHP'lilerden açıklamalar, medya ve basın organlarında, sosyal medyada milyonlarca paylaşımla geniş bir şekilde yer aldı. Esasen tabanının talebini reddeden Kılıçdaroğlu, CHP'nin kuruluş ve ilkelerine ve tüzüğüne de aykırı davranmaktadır.
Gazi Mustafa Kemal, 6 Aralık 1922'de CHP'yi (Halk Fırkası) kurma niyetiyle alakalı olarak şunları söylüyor:
"? vatanın hayrına vakfeylemek emeliyle barıştan sonra Halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk Fırkası adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim."
Kılıçdaroğlu'nun bu tavrı vatanın hayrına değildir, Halkçılık devre dışı bırakılmıştır.
CHP'nin kurucusu, ilk genel başkanı Atatürk'tür, Kılıçdaroğlu'nun reddettiği Prof. Dr. Baş'ın, Atatürkçülüğü ve Cumhuriyetçiliği konusunda en ufak bir tereddüt yoktur. O halde Kılıçdaroğlu'nun reddettiği Atatürk ve fikirleri değil midir?
CHP'nin ilkelerinde, kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, çoğulcu ve katılımcı demokrasi, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme, gelir adaletsizliğini kaldırma, tam istihdam, insan onuruna uygun barışçıl ve hakça bir dünya düzeni vardır.
Ama Kılıçdaroğlu, Atatürkçü, parlamenter sistemi savunan ve de sürekli büyümeyi, tam istihdamı ve gelir adaletini sağlayacak tek barışçıl modelin, Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Baş'ı reddederek, CHP'nin bu temel ilkelerini ve amaçlarını çiğnemiştir. CHP'nin amaçlarında her türlü sömürüye ve emperyalizme karşı çıkmak vardır, Kılıçdaroğlu gibi bu güçlerin talebiyle, Prof. Dr. Baş'a, esasen Türk milletine ve CHP tabanına tiyatro oynamak yoktur.
CHP'nin amaçları arasında, "Her türlü ayrımcılığa ve dışlanmaya karşı mücadele etmek; ayrımcılık ve dışlanmayla yüz yüze kalan kişiler ve gruplarla dayanışma içinde olmak" vardır. Yıllardır bütün gayreti Türk milletinin birlik ve beraberliği, ekonomik refahı olan Atatürkçü ve Cumhuriyetçi Prof. Dr. Baş'ı dışlamak, üstelik bunu yaparken, geçmişleri ve bugünleri Atatürk düşmanlığına dayalı olanlarla bir olup bunu yapmak yoktur.
CHP ötekileştirmeye karşıdır ama Kılıçdaroğlu ötekileştirmenin âlâsını yapmıştır.
Bütün bu ve daha nice gerçekler açıkça gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu Atatürk'ün CHP'sini bitirmek ve tamamen etkisizleştirmek için bir projedir.
CHP fabrika ayarlarına dönerek bu küresel oyunu bozmalıdır.