Gizli bir el, ya da eller...
Gizli bir dil, ya da diller..
Kırılası eller ve lâl olası diller...
Kıbrıs'a saldıkları ve tutturdukları mayayı şimdi Anadolu'ya taşıma gayretindeler.
Bugünkü Talat hükümetini doğuran seçimlerdeki fotoğrafları ve yakında yaşanan referandumdaki sahneleri hatırlayın. Oniki yıldızlı AB bayrağını şevkle taşıyan, aşkla dalgalandıran adı bizden, gönülleri ve yürekleri Rum'dan yana olan gençlerin doldurduğu miting meydanları zihinlerde capcanlı duruyor.
Babalarını, analarını Rumların katliamından kurtaran ve huzur ortamında büyüyüp gelişmelerini sağlayan Mehmetçiği işgalci, ayyıldızlı bayrağı da angarya kabul eden bir gençlik yetiştirilmiş ve onların eliyle adada istenilen sonuçlar alınmış ve alınmaktadır.
Kıbrıs'ta oynanan ve epeyce de taraftar bulan bu oyun şimdi de güzel Anadolumuzda sahnelenmektedir. Eşzamanlı olarak hem orada, hem burada sahnedeydi. Fakat Anadolu'daki faaliyetlere hız verdiler.
En muhafazakar, en mazbut, en dindar şehirlerimizde dahi kilise-evlerin sayıları hızla artıyor. Orta ve lise çağındaki körpe dimağlar, cennet vatanımızda nifak zehirleri saçan papazların telkinine hazır hale getirilyor.
Neredeyse her sınıfta kilise-evlerin temsilcileri oluşmuş durumda, liseli kızımız annesinden günlük harçlık isterken "şu kadar para vermezsen, kiliseye giderim, onlar daha fazla veriyorlarmış" diyebilmektedir. Liseli oğlumuz "ders aralarında kilise haç tartışması yapıyoruz, kilise-evlere gidenlerle tartışıyoruz" itirafında, ifşasında bulunmaktadır.
Hacı amcamız, biraz tereddütlü, biraz da endişeli bir biçimde; "gezi adı altında bizim çocuğu Yunanistan'a götürdüler, onbeş gün sonra döndü, cebinde deste deste dolarla ve bizimle ilgisini tamamen kesmiş durumda" diye için için ağlıyor.
Kıbrıs'ta oynanan oyun şimdi Anadolu sahnesinde. Kıbrıs'taki gençlere oniki yıldızlı AB bayrağını taşıttıranlar, Rum yanlısı politikalara evet dedirtenler, Anadolu gençliğini nerede, nasıl kullanacaklar? Hangi referandum, hangi politikaların hamallığına hazırlıyorlar?
Kıbrıslı gençlere "bir evetle dünyaya bağlan" zokasını yutturanlar, Anadolu gençliğine de "hoşgörü ve diyalog" zokasını yutturmanın peşindeler.
Yarınlarımız ve yavrularımız haçlı çetelerinin eline geçmeden elimizi çabuk tutmak zorundayız.
Gizli bir dil, ya da diller..
Kırılası eller ve lâl olası diller...
Kıbrıs'a saldıkları ve tutturdukları mayayı şimdi Anadolu'ya taşıma gayretindeler.
Bugünkü Talat hükümetini doğuran seçimlerdeki fotoğrafları ve yakında yaşanan referandumdaki sahneleri hatırlayın. Oniki yıldızlı AB bayrağını şevkle taşıyan, aşkla dalgalandıran adı bizden, gönülleri ve yürekleri Rum'dan yana olan gençlerin doldurduğu miting meydanları zihinlerde capcanlı duruyor.
Babalarını, analarını Rumların katliamından kurtaran ve huzur ortamında büyüyüp gelişmelerini sağlayan Mehmetçiği işgalci, ayyıldızlı bayrağı da angarya kabul eden bir gençlik yetiştirilmiş ve onların eliyle adada istenilen sonuçlar alınmış ve alınmaktadır.
Kıbrıs'ta oynanan ve epeyce de taraftar bulan bu oyun şimdi de güzel Anadolumuzda sahnelenmektedir. Eşzamanlı olarak hem orada, hem burada sahnedeydi. Fakat Anadolu'daki faaliyetlere hız verdiler.
En muhafazakar, en mazbut, en dindar şehirlerimizde dahi kilise-evlerin sayıları hızla artıyor. Orta ve lise çağındaki körpe dimağlar, cennet vatanımızda nifak zehirleri saçan papazların telkinine hazır hale getirilyor.
Neredeyse her sınıfta kilise-evlerin temsilcileri oluşmuş durumda, liseli kızımız annesinden günlük harçlık isterken "şu kadar para vermezsen, kiliseye giderim, onlar daha fazla veriyorlarmış" diyebilmektedir. Liseli oğlumuz "ders aralarında kilise haç tartışması yapıyoruz, kilise-evlere gidenlerle tartışıyoruz" itirafında, ifşasında bulunmaktadır.
Hacı amcamız, biraz tereddütlü, biraz da endişeli bir biçimde; "gezi adı altında bizim çocuğu Yunanistan'a götürdüler, onbeş gün sonra döndü, cebinde deste deste dolarla ve bizimle ilgisini tamamen kesmiş durumda" diye için için ağlıyor.
Kıbrıs'ta oynanan oyun şimdi Anadolu sahnesinde. Kıbrıs'taki gençlere oniki yıldızlı AB bayrağını taşıttıranlar, Rum yanlısı politikalara evet dedirtenler, Anadolu gençliğini nerede, nasıl kullanacaklar? Hangi referandum, hangi politikaların hamallığına hazırlıyorlar?
Kıbrıslı gençlere "bir evetle dünyaya bağlan" zokasını yutturanlar, Anadolu gençliğine de "hoşgörü ve diyalog" zokasını yutturmanın peşindeler.
Yarınlarımız ve yavrularımız haçlı çetelerinin eline geçmeden elimizi çabuk tutmak zorundayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025